İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, 23 Haziran seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun başarısını değerlendirerek şöyle konuştu:
“23 Haziran seçimleri bir belediye seçimi olmaktan çıkmıştı. Bunun sorumlusu da hükümet ve iptal kararı verenlerdir. 23 Haziran’da demokrasi kazandı”
Kavuncu, yurttaşların yeniden ümidinin yeşerdiğini ve istediği zaman memnun olmadığı yönetimi değiştirebileceğini gösterdiğini söyledi. İstanbul seçimlerini ve sonuçlarını Cumhuriyet’e değerlendiren Buğra Kavuncu şunları söyledi:
23 Haziran seçim sürecinde 31 Mart’tan farklı olarak neler gördünüz?
23 Haziran’a giderken elimizde hukuksuz, içtihatlara uymayan, seçmenin hoşuna gitmeyen ve vicdanların kabul etmediği bir YSK kararı vardı. Hükümet kanadı bu kararın ne kadar haklı bir karar olduğunu söylese de biz, bu kararın ne kadar haksız ve hukuksuz olduğunu savunduk ve anlatmaya çalıştık. 31 Mart’tan farklı olan konuların başında bu geliyor. 31 Mart sürecinde çoğunlukla projeler konuşulurken, 23 Haziran’da bu seçim bir belediye seçimi olmaktan çıktı. Bunun sorumlusu hükümet ve iptal kararı verenlerdir.
Biz her zaman “Bırakın bu kavgayı. Bu bir belediye seçimidir” desekde, 31 Mart’tan sonra iktidarın tutumu ve YSK’nin kararı bunu bir belediye seçimi olmaktan çıkardı. Biz kurumsal olarak sahada daha fazla yer aldık. 23 Haziran için 39 ilçede demokrasi çadırları açtık. Genel başkanımız da 39 ilçeyi ziyaret ederek Ekrem İmamoğlu için destek istedi ve yaşanan hukuksuzluğu bizzat kendisi anlattı. Saha çalışmalarının sunucunu birlikte aldık.
HAKSIZLIK TUTMADI
Peki, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan oy farkı için ne söylersiniz?
Uzun süredir sandığa gitmeyenler İmamoğlu’nun yaşadığı haksızlığı ve bu süreci içine sindiremeyerek sandığa gitti. AKP’nin gösterdiği olumsuz tutumları sindiremeyen AKP’li seçmen de sandığa gitmedi. İktidarın seçime son 3 gün kala kullandığı argüman ve dil, milliyetçi seçmende büyük bir kırgınlığa yol açtı. Özellikle terörist başının vermiş olduğu açıklamayı belli bir seçmeni ikna etmek için kullanmak, bir araç olarak görmek milliyetçi tabanın kabul edebileceği bir izahat değil. Milliyetçilerin ciddi bir kısmı yapılmak istenen manipülasyonu görerek İmamoğlu için sandığa gitti. Birbirini dengeleyen bir katılım oranı ortaya çıktı.
Ortaya nasıl bir tablo çıktı?
23 Haziran ümidimizin muhafaza edilmesi açısından çok önemli bir gündü. Türkiye bir yön değiştirdi. Demokrasiye olan inanç tekrar yeşerdi. Artık insanlar rahatlıkla “ben memnun olmadığım yönetimi hâlâ bu ülkede değiştirebilirim” sonucuna vardı. Bu sonuç her şeyin çok güzel olduğunu anlatıyor bizlere. Bu seçimlerde AKP için bir başarısızlık varken sadece partiler için ya da İmamoğlu için değil, tüm İstanbullular için büyük bir başarı mevcut. İleride 23 Haziran bir kült haline gelecek. Türk siyasetine 23 Haziran’ın öncesi ve sonrası kavramı yerleşecek.
Millet İttifakı İstanbul özelinde nasıl yola devam edecek?
Türkiye’de siyasi şartların normalleşme sürecinin tamamlanması, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, insan hakları, basının özgürce yazabilmesi gibi konularda yaşanan sorunların çözümüne kadar ittifakımızın devam edeceğini düşünüyorum. Evet, bizim farklı düşüncelerimiz, farklı bakış açılarımız var. Ama biz temel değerler üzerine ittifakımızı kurduk. Türkiye hem normalleşme hem de daha iyiye gitme anlamında sınıf atlar ve daha fazla detaylar konuşulmaya, tartışılmaya başlarsa o zaman herkes kendi siyasi pozisyonunu alır. Ama önce bu ana kavramların hayata geri dönmesi gerek. Yoksa, hukukun olmadığı yerde sosyal demokrat da ülkücü de olsanız bir şey değişmez. Önce temel değerlerimizi yerli yerine oturtmalıyız. Seçim sürecinde de olduğu gibi bunun mücadelesini vermeliyiz.
"KARTLAR YENİDEN DAĞITILACAK"
Bundan sonra Cumhur İttifakı’nın nasıl bir yol izleyeceğini öngörüyorsunuz?
Cumhur İttifakı’nın bu tablo içinde ilerleyebilmesi iki farklı açıdan zor: Her iki partide de biat konusu var.
Özeleştiri yapabilecek bir atmosfer yok. Çünkü eleştiri lidere de dokunacaktır. İki partinin içinde liderler için tartışılmaz ve kutsiyet atfedilen bir durum söz konusu. Bana göre zamanın gerisinde kalmış bir yaklaşım bu. Özeleştiri yapılmadığı için bu süreç kırgınlıkları, dargınlıkları beraberinde getirecektir.
Çünkü lider karakterinin çok hâkim olduğu yapılarda bu süreci sağlıklı atlatmak zordur. Başarısızlığın nedenlerini ortaya koyarak ders çıkarma konusunda bir atmosferin olduğuna inanmıyorum. İstanbul seçimlerinde demokrasi kazandı. Bunun sonucu olarak da Türk siyasetinde kartlar yeniden dağıtılacak.