İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle açıklamada yayınladı. İKKB Koordinatörü Av. Nazan Moroğlu yaptığı açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle yaşamın her alanında eşit olmayan güç ilişkisinin neden olduğu şiddet, kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel, ekonomik ve dijital açıdan zarar görmesine, acı çekmesine, özgüvenini yitirmesine, onurunun zedelenmesine ve kadınlara karşı ayrımcılığın sürmesine yol açtığını söyledi.
'Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri önlenemiyor'
Türkiye'de ev içinde veya sokakta, otobüste, okulda, yuvada şiddet olayları ve kadın cinayetlerinin durmadığı ve durdurulamadığına dikkat çeken Moroğlu, "Çünkü gerekli önlemler alınmıyor. Bir insan hakları ihlali olan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri önlenemiyor. Şiddet kadınlara karşı ayrımcılık yapılması nedeniyle ortaya çıkıyor ve şiddet önlenmedikçe ayrımcılığın devamına yol açıyor" dedi.
'Toplumsal cinsiyet eşitliği demokrasinin temel kriteridir'
Moroğlu, ev içi şiddete maruz kalmasa bile, şiddete tanık olan çocukların, şiddet uygulamaya eğilimli olduğunu, okulda, sokakta ve yetişkin olduğunda kendi ailesinde şiddet uyguladığının görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Şiddeti önlemek için kararlı çalışmalar yapılmadıkça, şiddet sarmalı bir kısır döngü halinde devam ediyor. Bilinmelidir ki, kadına yönelik şiddet sadece kadının sorunu değildir, toplumsal bir sorundur, bir halk sağlığı sorunudur. Kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği bir ülkenin demokrasinin temel kriteridir. Aynı zamanda kadınların kalkınma sürecine eşit katılımı, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşabilmesinin itici gücüdür.
Bu nedenle ülkemizde de dünyada da kadınların öncelikle kanun önünde eşit haklara sahip olması ve bu hakların hayata geçirilmesi gerekir. Bu eşitlik sağlanmadığı için de kadına yönelik şiddet önlenemiyor, şiddet ve kadın cinayetleri büyük bir sorun olarak devam ediyor. Oysa kadına yönelik şiddet bir insan hakları ihlalidir."
Halen 1 milyon 680 bin kadının okur yazar olmadığını ifade eden Moroğlu, Türkiye’de, kadınların eğitim başta olmak üzere yaşamın her alanında eşit katılımının, karar verici konumlarda eşit temsiliyetin sağlanması için kararlı bir devlet politikası uygulanmasına ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
'Yasalara dokunma, uygula'
Moroğlu, kadını birey olarak görmeyen zihniyetin 'eşitlik sağlanmadan şiddet önlenemez' temelinde düzenlenmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden tek imza ile feshedilmesine yol açtığını söyledi.
Moroğlu, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bu fesih kararıyla ilgili, hukuken yok hükmünde olduğunun tespiti yoluyla iptaline ilişkin yargı süreci devam ediyor. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde şiddetin önlenmesi, kadın cinayetlerinin durdurulması için bir kez daha “Yasalara dokunma! Uygula!” diye haykırıyoruz."