Türkiye 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde bir başka felaketle boğuşuyor. Orman yangınları ile mücadele eden şehirlerimiz ve ormanlarımızda mücadele sürerken deprem felaketinde hayatını kaybedenler anıldı.
İstanbul Barosu yönetici ve üyeleri, Baro Başkanı Av. Filiz Saraç öncülüğünde Büyükçekmece Adliyesi önünde bir basın açıklaması yaptı.
Adliye önündeki basın açıklamasında 'Yetkilileri, adliye binaları ve diğer tüm kamu binaları başta olmak üzere bina güvenliği konusunda duyarlı olmaya, görevlerini yapmaya davet ediyoruz" diyen İstanbul Barosu Başkanı Av. Filiz Saraç, şunları kaydetti:
"25 yıl önce 17 Ağustos'ta meydana gelen depremde, binlerce yurttaşımız yaşamını yitirdi, yaralandı, evsiz barksız kaldı… Tüm afetlerde yaşamını yitiren yurttaşlarımızı saygıyla ve rahmetle anıyoruz…
Ülkemiz deprem kuşağı üzerindedir. Sadece deprem değil, sel, heyelan, kaya ve çığ düşmeleri, yangın, gibi afet halini alabilecek pek çok doğa, insan ve teknoloji kaynaklı riskle karşı karşıyadır. Nitekim şu anda da ne acıdır ki İzmir başta olmak üzere birçok yerde ormanlarımız yanmaktadır. Afetlere açık bir ülke olduğumuz gerçeği ile yaşıyoruz ve unutmayalım ki; deprem bir doğa olayıdır!Afetlere yol açan tehlikeler için önceden önlemler almayan, hazırlıklı olmayan ülkeler, yerleşim birimleri, kurum ve kuruluşların, olay meydana geldiğinde hızlı ve etkili müdahale etme, dolayısı ile en az kayıp ve zararla atlatma şansı olmamaktadır..
İMAR YASASI AFETLERE DAVETİYE ÇIKARDI
Bireylerin yaşam ve mülkiyet haklarının korunması, AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi)’nin ve Anayasa’nın koruduğu temel haklar kapsamındadır.
Bu hakkı korumak, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını temin etmek yönetenlerin asli görevlerindendir. Devletlerin tehlike ve riskler karşısında önlem almaya ilişkin pozitif yükümlülükleri vardır. Kendi kendine çöken binaların dahi olduğu ülkemizde, imar afları ve en son 2018 yılında çıkan ve “İmar Barışı” olarak bilinen yasa ile afetle mücadele bir yana, afetlere davetiye çıkarılmıştır. Ülkemizde kaçak yapılaşmayı teşvik eden, bireyleri imar affı yasa beklentilerine sokan, afet riski taşıyan binaların artmasına yol açan politikalar terk edilmelidir!
Afetlerle mücadele topyekûn bir mücadeledir. Kamu kurumlarından yurttaşlara kadar herkesin bu mücadelede yeri vardır.
Yargı bağımsızlığının sağlanmaması ülkemizde büyük bir sorundur ve bu sorun gittikçe büyümektedir. Depremlere ilişkin cezasızlık politikası terkedilmelidir!Etkin şekilde soruşturulmalı, sorumlular zincirindeki herkes yargı önüne çıkarılmalı, adil şekilde yargılanmalıdır.
Deprem nedeniyle yaşadığımız bu afet ve acıların unutulmaması, hukuken sorgulanması ve hak aranması ileride yaşanabilecek benzer acıların doğmaması açısından önemlidir.
6 ŞUBAT AFETİNDEN SONRA BİR YOL ALINAMAMIŞTIR
Afetlere açık bir ülkeyiz. 6 Şubat depreminin büyük acısını yaşadık. Ancak, 17 Ağustos’un üzerinden çeyrek asır, 6 Şubat’ın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen afetin yönetiminde bir yol alınmamıştır!
Artık siyasi iktidar ve kurumlar gereken bütün önlemleri hiç vakit kaybetmeden almalıdır!
Tüm depremlerde görüldü ki; bina güvenliği önemlidir. Binaların depreme uygun şekilde yapılması önemlidir. Özellikle insan sirkülasyonunun çok fazla olduğu kamu binalarında bu zorunluluk daha da öne çıkmaktadır. Nitekim meslektaşlarımızın görev yaptıkları, yargı mensuplarının, diğer adliye personelinin görev yaptıkları yurttaşlarımızın gelip gittiği adliye binalarında deprem güvenliğinin sağlanması da son derece önemlidir. İstanbul Barosu olarak da tüm adliye binalarının depreme uygun olup olmadıklarını ilişkin bilgi ve raporlamaların yapılarak tarafımıza bildirilmesini istemiştik.
Büyükçekmece’de bugün önünde basın açıklamasını yaptığımız bu binanın da depremde ağır hasar ve yıkım riski taşıdığı, mevcut haliyle kullandırılmasının risk teşkil etmekte olduğu raporlarla, kurumlar arası yazışmalarla da bilinmektedir. Bunların bilinmesine ve aradan geçen süreye rağmen, İstanbul depremini yaklaştığının tüm bilim adamlarınca dile getirilmesine rağmen, bu bina halen Büyükçekmece Adliye binası olarak faaliyetini sürdürmektedir. Sağlam bir binaya taşınma işlemi gerçekleşmemiştir. İşte yaşam hakkını korumakla görevli, yaşam hakkı ihlal edildiğinde yargılamalar yapılan adliye binalarının dahi bu durumda olması maalesef yönetenlerin afetlere karşı gerekli hassasiyeti göstermediğinin, yetkililerin vurdum duymazlığının en açık göstergesidir.
Yeni 17 Ağustoslar, 6 Şubatlar istemiyoruz. Deprem bir gerçekliktir. Bu acıları bir daha yaşamak istemiyoruz. Yetkilileri, adliye binaları ve diğer tüm kamu binaları başta olmak üzere bina güvenliği konusunda duyarlı olmaya, görevlerini yapmaya davet ediyoruz."
Depremde Hayatını Kaybedenlerin Anısına Avcılar'daki Deprem Anıtına Karanfil Bırakıldı
Basın açıklamasının ardından Başkan Av. Filiz Saraç, meslektaşlarımızla birlikte Avcılar'daki Deprem Anıtı'na giderek, 17 Ağustos 1999'da hayatını kaybeden yurttaşlarımız anısına anıta karanfil bıraktı.