İzmir'de derin yoksulluğun en acı tablolarından biri yaşandı.
Selçuk ilçesinde 27 yaşındaki anne Melisa Sinem Akcan, çocuklarının geçiminin sağlayabilmek için hurda toplamaya gitti.
Evde tek başlarına kalan bir yaşındaki Aras Bulut Akcan, iki yaşındaki Masal Işık, üç yaşındaki Aslan Miraç, dört yaşındaki Funda Peri ve beş yaşındaki Fadime Nefes, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında öldü.
Evin barakadan bozma penceresi olmayan bir yapı olduğu görüldü. Çocukların babalarının da cezevinde olduğu öğrenildi.
Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu olan Gazeteci İsmail Saymaz, yaşanan olaya isyan etti.
"BİR ÜLKE BU KADAR SAHİPSİZ OLAMAZ"
Saymaz, eğer valilik ve kaymakamlık bu fakirliği görmüyorsa belediyenin el atması gerektiğini söyledi Saymaz, vefat eden çocuklarla ilgilenen bir Aile Hekimi olup olmadığını da sorgulayı, "Bir ülke bu kadar sahipsiz olamaz" dedi.
Saymaz şöyle konuştu:
"BU YOKSULLUK YANGINI"
- Bu yangın böyle elektrik, elektriğin devrilmesi sonucu çıkan bir yangın değil. Bu yoksulluk yangını. Cayır cayır yanıyor, herkesi yakıyor. Bu, yangın içine alarak, içine daha fazla yoksulu alarak büyüyerek devam ediyor. Hani böyle yazın karşılaştığımız Ege'deki yangınlar var ya, deryayı döküyorsun yine yangın sönmüyor. Bu yoksulluk yangını.
- Çocukları, yaşlıları, emekliyi, işçiyi, herkesi alarak büyüyor. Bu da böyle bir şey.
"KARDEŞİM VALİLİĞİN GÖRMEDİĞİNİ BELEDİYE GÖRECEK"
- Şimdi burada birkaç açıdan bakmamız gerekir. Birincisi, valilik. Sosyal Yardımlaşma Vakfı valiliğin uhdesinde. İzmir'de şu manzarayı bir kere ortadan kaldırması gerekirdi.
- Yani eğer bir kişiyi siz cezaevine attıysanız, olabilir, suçludur. Onun ailesinin sosyal ekonomik durumuna bakıyor olmanız gerekir
- Ya bu çocuklara bu kadın nasıl bakacak? Ya bu kadın, işte çocuklarını elektrikli sobayla baş başa bırakıp kağıt toplamaya gidecek ya da yani başka toplumun vicdanının elvermeyeceği yerlere yönelece
- Hem ilçe belediyesi hem büyükşehir belediyesi. Şimdi kardeşim, valiliğin görmediğini belediye görecek.
- Orada Filiz Hanım'ın ya da İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bu manzarayı biliyor olması lazım. En azından İzmir işte otuz yıla yakındır CHP'li başkanlar tarafından yönetiliyor ve dolayısıyla onların çoktan yoksulluk envanterini çıkarmış,
- Büyük ölçüde gecekondulaşmanın önüne geçmiş olması gerekir ve adım adım isim isim takip etmesi gerekir.
- Dolayısıyla, ya şöyle bir evin olduğunu, orada beş çocuk olduğunu, annelerinin çalışmak zorunda kaldığını, babaların içeriye düştüğünü, birilerinin, birilerinin birliği olması gerekir
"AİLE HEKİMİ YOK MU AİLENİN"
- Aile hekimi yok mu bu ailenin? Bu evde 5 tane çocuk olduğunu, her birinin bir, bir iki, yani birer yaş aralıklarla doğmuş olduğunu, birilerinin, biliyor olması lazım ya. Ya bu, bu kadar sahipsiz olamaz bu ülke yani. Bir şehir bu kadar sahipsiz olamaz. Yani vali, kaymakamlık bilmiyorsa, valilik o bilmiyorsa, büyükşehir, o bilmiyorsa ilçe belediyesi, Selçuk'ta böyle bir evin olduğunu bilmesi gerekir.
- Bir de Selçuk çok İzmir'in kalabalık ilçelerinden biri değil. Yani ben Selçuk'a gittim ama burası neresi tam bilmiyorum. Tahmin ediyorum ki burası, yani şu evse eğer, yanan şu evse, ki burasına da ev demek mümkün değil.