İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) en büyük kuruluşlarından olan ve kentin su ihtiyacının karşılandığı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (İSKİ) suya yüzde 20 zam öngören talebi, AKP ve MHP'li belediye meclis üyelerinin oylarıyla reddedilmişti. İmamoğlu konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Talihsiz bir gündü. Biraz ucuz kahramanlık" diyen İmamoğlu, "Ucuz olduğu kadar da anlamsız bir siyasi hareket. Üzülerek yaşananları akşam dinledim arkadaşlarımdan. Zira tümüyle gerçekle uyuşmayan, ne yapmak istediklerinin anlaşılmayan bir karar süreci işlettiler. Birincisi şunu söyleyelim; zamma karşı olmak diye bir kavram üzerinden önce gidelim. Hangi zamma karşısınız? Elektrik, akaryakıt, doğalgaza mı karşısınız. Tüm bu zamları üst üste koyduğunuzda Türkiye’de ortalaması yüzde 50’nin üzerinde. Siz siyasi olarak zam yapılmasına karşı iseniz, ki AKP grubunun siyasi üslerinden talimat almadan hareket etmedikleri ortadadır. Nettir bu. Kendileri de bunu bilirler. Dolayısıyla bu talimat süreci böyle işletildiyse, talimat verenlere keşke İstanbul’u düşünen meclis üyeleri şunu sorsalardı: Siz niçin akaryakıtta zam yaptınız Ankara’daki milletvekilleri? Orada ve İstanbul meclisinde AK Parti üyeleri çoğunluk. Siz niçin orada akaryakıt, doğalgaz zammına karşı olmadınız? Milletle alay mı ediyorsunuz?" ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul tepkisi: Türkiye'nin bir şehri mahvedecek bir projeye gereksinimi yok
Ankara'daki Kanal İstanbul toplantısına ilişkin konuşan İmamoğlu, "İBB, tümüyle karşı olduğunu açıkladı. Çünkü Türkiye'nin bir şehri bu denli alabora edecek, mahvedecek bir projeye gereksinim yoktur. İşin maddi boyutunu bir kenara koyalım. Önce şunu söyleyelim, doğayı tahribat açısında, şehrin erişimini, ulaşımını, yaşamını alabora edecek böyle bir yatırımın İstanbul'a oluşturacağı travmaları, bugüne kadar ihanet ettik denen kavramların yüz katı. Bu kadar derin bir sorundur. Bunu herkes görüyor" diye konuştu.
"Bu işin sonu referanduma kadar gider"
İmamoğlu şöyle devam etti: "Böyle bir ihtiyacı yok İstanbul'un. Geçmişte Marmara Denizi'ne üç dört tane adayı koyanlar, hafriyatlardan ada yaptılar, o adaların üzerinde 3-4 milyon dolara satacağız diye yurt dışında pazarlama yapanlar, akıl tutulması. Deprem kuşağına ada yapıyorsunuz. Depreme en yakın havzanın olduğu noktadan bir kanalla Avrupa Yakası'nı ikiye bölüyorsunuz. Stratejik olarak ulaşılmaz bir ada oluşturuyorsunuz, depremin etkilerini güçlendiriyorsunuz. Neresinden tutsak elimizde kalır. Bugüne kadar ihanetleri yüzle çarpın. Bu paralarla İstanbul'un deprem sorunu çözülür. İstanbul'a 50 bin binanın çok riskli raporu var. Bende yok bu. Benden önceki yönetimin hazırladığı rapor bu. Siz İstanbul'da depremi çözememiş basiretsiz bir dönemi yaşatmışken, İstanbul'a belki de 100 milyar kendi keşifleriyle ilgili, fikirleri olduğunu da düşünmüyorum, 1,5 milyar metreküp hesaplamaya göre hafriyat var. Yapılan toplantıda hiç kimse bununla ilgili konuşmamış. Devlet Su İşleri de buna karşı çıkmış. Doğru hiçbir teknik kurumun buna olumlu rapor verme hakkı yok. Akıl ve bilim! Biz çölün ortasında kurulan bir kent değiliz. Çölün ortasında parayla kurulan bir kent değiliz. Bu kent Allah'ın bir lütfu. Bu şehre ihanet ettirmeyeceğiz. Bu şehrin iradesini her ortamda savunmaya söz verdik. Bütün detayları oturup kamuoyuyla tartışalım. Bu işin sonu referanduma kadar gider."
"İstanbul'un silüet kavramları yerle bir olmuş durumda"
Maslak'taki yarım kalan gökdelen projesi hakkında açıklamalarda bulunan İmamoğlu, "Konuştuğumuz işlerin içinde devede kulak gibi olsa da çok önemli bir unsur. İstanbul'un silüet kavramları yerle bir olmuş durumda. Buna benzer önümüzde çok konu var. Verilen karar ne, İBB hafızasında neler var bu konuda çalışıyoruz" dedi.