İmamoğlu 'en büyük dileğini' açıkladı

İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, en büyük dileğini "Ben, emanet aldığım bu güzel şehri, İstanbul'umuzu korudum, geliştirdim. Ve tabii ki hiçbir zaman İstanbul'a ihanet etmedim diyebilmektir" diyerek açıkladı

Sinema filmi, belgesel, başkan portre filmleri ile iki ciltlik bir kitaptan oluşan “Şehremanetinden Büyükşehre En Güzel Emanet İstanbul” projesi, kamuoyuyla paylaşıldı. Film gösterimi için düzenlenen galada konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “En büyük dileğim ve çabam; ileride gönül rahatlığıyla, ‘Ben, emanet aldığım bu güzel şehri, İstanbul'umuzu korudum, geliştirdim. Ve tabii ki hiçbir zaman İstanbul'a ihanet etmedim diyebilmektir" dedi. Eski İBB Başkanı Ümit Gürtuna da Kanal İstanbul gibi kente zarar verecek projelere karşı İmamoğlu ile birlikte durduğu mesajını verdi. Gürtuna, İmamoğlu'na "Siz koştukça, İstanbul halkı da peşinizden koşacaktır" dedi.

İBB iştiraki Medya AŞ tarafından hazırlanan “Şehremanetinden Büyükşehre En Güzel Emanet İstanbul” filminin gala gösterimi, Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda izleyici ile buluştu. Gala, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve eski İBB başkanlarından Ali Müfit Gürtuna’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Gösterim öncesinde, İmamoğlu ve Gürtuna birer konuşma yaptı. Emanet kavramının, tarihte önemli ve çok derin bir anlama sahip olduğunun altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:

'Biliriz ki emanet aldığımız şey, aslında bizim değildir'

Emanet edilen kişiden emin olmak da çok önemli bir mesele. Sanırım bu kavram, en çok bizim gibi böylesi kadim bir kente hizmet eden insanlar için çok karşılığını vermek gereken bir duygu. Emanet aldığımız her şeyi, aslında onurumuz biliriz, ona en ufak bir zarar getirmeme sorumluluğunu üstleriniz ve canımız gibi koruruz. Emanet almak, büyük bir sorumluluk gerektirir. Biliriz ki emanet aldığımız şey, aslında bizim değildir. Bunu bize emanet edenlerindir. Onun için hassasiyet çok büyük olmalı, onu korumak, geleceğe taşımak ve vakti geldiğinde de asıl sahibine onu bırakmak çok önemli bir görev. İstanbul, geçmiş yıllardan, tarihin derinliklerinden bugüne önemli medeniyetlere başkentlik yapmış, dünyanın bize göre en önemli, en mühim kenti. Hatta her zaman söylüyoruz; dünyanın başkenti sıfatına en yakışan şehir. Hiçbir şehirde olmadığı kadar dinamik. Ve bunu tarih boyunca da yitirmemiş. Bu özelliğiyle de bambaşka. Bulunduğu coğrafyadaki konumlanması, coğrafyanın ona sunduğu nimetler muhteşem. İşte bu kadim kente hizmet etmek, şehremaneti, yani bugünkü tanımıyla belediye başkanlığı görevini yürüterek, bu kenti emanet almak, büyük bir onur. Belediye başkanlığı bir insanın gelecek nesillerde hiçbir zaman eksilmeyecek ve unutulmayacak muazzam bir görev dönemi.

'Bütün şehremanetlerine yürekten teşekkür ediyorum'

Belediye Başkanlığı, bir insanın gelecek nesillerde hiçbir zaman eksilmeyecek ve unutulmayacak muazzam bir görev dönemidir. Elbette ki insan, mahcup olmak istemiyor. Sadece yaşayanlarına, o dönemin insanlarına değil hem geçmişine hem geleceğine mahcup olmamak ve ona hakkını vermek. Sadece geçmişten gelen değerlerini korumakla değil hem bugününü güzelleştirmek hem de geleceğini inşa etme sorumluluğu. Bunun örneklerini tahmin ediyorum en iyi şekilde bu belgeselde bize emeği geçen dostlar, arkadaşlar gösterecekler. Yıllar önce bu kentte kalıcı eserler bırakan şehremanetlerin, büyükşehir belediye başkanlarının yaptıkları hizmetlerin bugün hala İstanbulluların hayatlarını nasıl şekillendirdiğini ve güzelleştirdiğini de göreceğiz. Bunu görmek, bütün atacağımız adımları planlarken elbette ki bize hem ışık tutacak hem de geleceğe de mesaj verecektir. Buradan kesinlikle tüm İstanbullular adına, geçmiş dönemde bu kente hizmet etmiş bütün şehremanetlerine, büyükşehir belediye başkanlarına, bir nevi saygıdeğer Ali Müfit Gürtuna nezdinde, hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Elbette ki hayatta olanlara sağlık sıhhat dilerken, yaşamını yitirenlere de rahmet diliyorum. Ben de mesai arkadaşlarımla birlikte, tıpkı onlar gibi, bu güzel kentin değerine değer katacak, insanların hayatına güzellikler getirecek hizmetler üretmek için çok büyük çaba içerisindeyiz. En büyük dileğim ve çabam da ileride gönül rahatlığıyla, ‘Ben, emanet aldığım bu güzel şehri, İstanbul'umuzu korudum, geliştirdim. Ve tabii ki hiçbir zaman İstanbul'a ihanet etmedim diyebilmektir.”

Eski İBB Başkanı Ümit Gürtuna da konuşmasında, “Bu şehre hizmet etmek, sadece bir şehre hizmet etmekten ibaret değildir” dedi. Gürtuna, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Hedefimiz; İstanbul nüfusunun 7-8 milyona inmesiydi'

Bu şehir, bin yılların içinde saklandığı bir tarihi mirastır. Bir insanlık mirasıdır. Türk milletinin göz bebeğidir. Türk vatanının ziynetidir. Bunu korumak, kollamak elbette hepimizin boynunun borcudur. Böyle bir şehre hizmet ve bu emanete sahip çıkmak, elbette son derece kutsal bir iştir. Kutsal bir emanettir. Ben, gücüm yettiğince bu emanete riayet etmeye çalıştım. Ancak ne yazık ki, bizim devrettiğimiz ‘2023 vizyonu’ aynı şekilde gitmedi. Olayı politize etmek istemem; ama buna da vurgu yapmaktan geçemeyeceğim. 1999’da ‘2023 vizyonu’ diye, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına atfen, 25 yıllık bir planı hazırladığımızda, hedefimiz; 11 milyon civarında olan İstanbul nüfusunun 7-8 milyona inmesi ve nitelikli insanlar topluluğu haline gelen bir şehir konseptiydi. İnsan deposu olan değil, oy deposu olan değil, yüksek kültür üretme kabiliyetine sahip, nitelikli insanlar topluluğu ve İstanbul’du hayalimiz. Ancak 2023 vizyonunun adı kaldı, vizyonu gitti. Bizim ortaya koyduğumuz tablonun tam tersi bir yola intikal etti.”

'Siz koştukça, İstanbul halkı da peşinizden koşacaktır'

Kötü gidişe karşı duruş, topyekûn olmalıdır. Bir şehrin duruşu, bir şehirlinin duruşu, bir toplumun duruşu olmalıdır. O bakımdan bugüne kadar Sayın Başkan’ın ‘Kanal İstanbul’ gibi çılgınca katliama sebebiyet verecek veya benzeri projelere karşı duruşu, İstanbul'a zarar verecek süreçlere karşı duruşu, benim de bu çerçevede birlikte bir duruş sergilememin sebebi olmuştur. Değerli Başkanım, sevgili kardeşim, Sayın Ekrem İmamoğlu; siz bu duruşu sergiledikçe, sizin yanınızdayız. Siz ayakta durdukça, İstanbul halkı da ayağa kalkacaktır. Siz yürüdükçe, İstanbul halkı sizinle yürüyecektir. Siz koştukça, İstanbul halkı da peşinizden koşacaktır. Ve inşallah milletimizin, ulusumuzun, ülkemizin ihtiyacı olduğu umut, hep birlikte üretilecektir. Türkiye'nin bugün en çok ihtiyaç olduğu şey, bu umuttur, bu varoluş arzusudur. Ümit ediyoruz ki, kısa zamanda bu da gerçekleşecektir.”

Konuşmaların ardından, İmamoğlu tarafından kitabın yazarı Melda Davran ile filmde ve projede emeği geçen Medya AŞ çalışanlarına teşekkür plaketleri sunuldu. Plaket sunumunun ardından, “Şehremanetinden Büyükşehre En Güzel Emanet İstanbul” filminin ilk gösterimi yapıldı. Proje; sinema filmi, belgesel, başkan portre filmleriyle birlikte iki ciltlik bir kitaptan oluşuyor.

Türkiye Haberleri