CHP'nin İBB adayı Ekrem İmamoğlu, ''5 yıl içerisinde ulaşım sorununu İstanbullunun gündeminden çıkaracağım'' diyerek, çözüm yollarını anlattı. İmamoğlu, ''Yıllar öncesinde tamamlanması gereken metro altyapısı, bizimle birlikte tıkır tıkır çalışan bir sisteme kavuşacak'' dedi.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, sokaklarda sürdürdüğü seçim turlarına kısa bir ara verip, basının karşısındaydı. Trafiğin, İstanbul'un en önemli sorunu olduğunu belirten İmamoğlu, önceliği metro yatırımlarına vereceklerini vurguladı. "Yollarda geçirilen ömürler, yetişilemeyen sınavlar, harcanan tonlarca para, stres… gibi uzayıp giden, trafikten kaynaklı bir sorunlar listesini, sanırım her İstanbullu bir çırpıda sayabilir" diyen İmamoğlu, ''yürünebilir, erişilebilir, güvenli, havası daha temiz, daha az gürültülü ve yaşam kalitesi yüksek bir kent'' yaratmak için bütün olanakların mevcut olduğunu vurguladı.
Trafik sorununa ''bütüncül bir planlama'' işi olarak baktıklarını kaydeden İmamoğlu, ''Ben böyle bakıyorum ve göreceksiniz ben, 5 yıl içerisinde ulaşım sorununu İstanbullunun gündeminden çıkaracağım'' dedi. İmamoğlu, sorunları ve çözümlerini şöyle sıraladı:
- İstanbul'da günlük yolculuk sayısı 30 milyon. Ancak hareketlilik sıralamasında 165 kent içerisinde İstanbul 114. sırada. İstanbul, 2018 yılında dünyanın en sıkışık şehirleri arasında 6.lıktan 2.liğe yükseldi. İstanbul, dünyada en kötü trafiğe sahip olan kentler sıralamasında 2. sırada! Sürücülerin yaptığı dur-kalk sayısıyla da dünyada 2. sıradayız. Cep telefonlarımıza ne kadar farklı akıllı aplikasyonlar indirirsek indirelim, trafikten kaçacak yolu bulamıyoruz.
- İstanbullular'ın ulaşımda geçirdiği ortalama zaman, günde tam 91 dakika. İstanbul halkı bir günlük mesai zamanını trafikte kaybediyor. Sevdiklerinizle, ailenizle, okulda, evde, parklarda geçirebileceğiniz onca zamanı trafikte geçirmek mecburiyetinde kalıyorsunuz. İstanbul ekonomisi haftada 1 gününü yolda heba ediyor.
- Benzinin her geçen gün pahalandığı bu ortamda, insanları özel otomobil kullanmaya mahkum edersiniz ve bütçelerine yük üstüne yük bindirmiş olursunuz. İlginç olan bir diğer konu da, yaya olarak yapılan yolculuk oranının %10 civarında artmış olması. Bu veri de yapılan yatırımlardaki entegrasyon problemini gösteriyor. Yani planlanan birçok durakta erişim, tasarım ve planlama sorunu var demektir bu.
- İstanbul'daki toplu ulaşımın dağılımına baktığımızda; raylı sistemlerin, toplu ulaşım içindeki payının sadece yüzde 18 olduğunu görürsünüz. İBB'nin verdiği rakamlara göre, Tokyo'da raylı sistemlerin oranı yüzde 60, New York'ta yüzde 31 oranında. Soruyorum size, 25 yılda ne yaptınız?
- İstanbul'u yönetenlerin, 5 yıl önce İstanbul halkına neler vaat ettiklerini ve neleri yaptıklarını gelin kısaca birlikte hatırlayalım. 2014 yerel seçimlerinde ana sloganlarından biri: "Her Yere Metro Her Yerde Metro" idi. 2019 yılına kadar 400 kilometre metro hattının bitirileceği vadedilmişti bizlere. 2019 yılında İBB'nin, 260 kilometre daha metroyu hizmete açmış olması gerekiyordu. 2019'un Mart ayına giriyoruz. Ancak hizmete açık olan metro hattı sadece 170 kilometre. Yani 5 yılda 30 kilometre metro bile açamadılar. Oysa son 20-25 yılda Şangay'da 644 kilometre, Seul'de 327 kilometre, Delhi'de 296 kilometre metro yapıldı.
- İstanbul halkının sadece yüzde 2'si yürüme mesafesinde bir metro durağına erişebiliyor. Yani 15 milyondan sadece 300 bin kişi bu lükse sahip. 6 yıl geçti, İBB yerine Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapılmasına rağmen, banliyö hattının test sürüşleri daha yeni başladı. Buradan sesleniyorum, seçime yetiştireceğiz diye testleri tamamlanmadan, emniyet önlemlerini tam olarak bitirmeden kimsenin canını riske atmayın. Pamukova, Kocaeli, Kütahya, Çorlu derken bu iş bilmezliğe, bu sorumsuzluğa verecek tek bir canımız bile kalmadı.
- Buradan bir söz veriyorum. Metro bizim birincil ve asli önceliğimiz olacak. Göreceksiniz 5 yıl içerisinde İstanbul'un trafik sorununda büyük bir rahatlama sağlayacağız. Göreve başladığımız ilk yıl, projesi başlamış olan ancak o veya bu nedenle hizmete açılmayan bütün raylı sistem hatlarını tamamlayacağız. İkinci yılımızda, vatandaşlarımızın acil ve gerçek ihtiyaçlarını dikkate alıp; Sultanbeyli, Kadıköy-Yenikapı, Sefaköy - Esenyurt, Sultangazi -Arnavutköy gibi ana hatları bitireceğiz. Üçüncü yılımızda, İstanbul'un nüfusu yoğun bölgelerini daha güçlü şekilde sisteme entegre edecek hatları hayata geçireceğiz. Dördüncü yılımızda, Çekmeköy-Kartal, Büyükçekmece-Silivri hatlarıyla İstanbul'un iki yakasını metroyla bir araya getireceğiz. Böylelikle metrobüsün yükü de oldukça hafifleyecek. Beşinci yılımızda, İstanbul'a 630 kilometre metro kazandırmış olacağız. Söz veriyorum, bu gördüğünüz metro ağı, 2029 yılında İstanbullunun hizmetinde olacak.
- 15 milyonun, on iki buçuk milyonu, yani nüfusun yüzde 88'i yürüme mesafesinde metroya erişebilecek. Okulundan, evinden, işinden, İstanbul'un her yerine metroyla ulaşabilecek. Konforlu, hızlı ve ekonomik seyahat edecek. İstanbul'un trafiği rahatlayacak. İstanbul halkı nereye, kaç dakikada varabileceğini bilecek. Yıllar öncesinde tamamlanması gereken metro altyapısı, bizimle birlikte tıkır tıkır çalışan bir sisteme kavuşacak.
- Gişeleri kentin dışına çıkaracak ve TEM otoyolunu toplu taşımayla, Megabüsle güçlendireceğiz. Başakşehir, Bağcılar, Esenler'den, Ümraniye, Sultanbeyli'ye kadar yaklaşık 3 buçuk milyona hizmet edecek bu hat. Böylelikle, mevcut metrobüs hattına olan talep azalacak ve bütünleşik iki ana aksla İstanbul halkı kentin bir ucundan diğerine konforlu bir şekilde hızla ulaşabilecek. Megabüs hattında, yerli ve temiz enerjili, hibrid teknolojisine uyumlu, yüksek taşıma kapasiteli araçlar kullanacağız. İnsanlar alt alta, üst üste değil konforlu bir şekilde seyahat edecekler.
- Otopark alanları, bisiklet ve servis istasyonları oluşturarak ulaşımdaki entegrasyon sorununu ortadan kaldıracağız. Mevcut metrobüs hattını da baştan aşağıya yenileyeceğiz. Metrobüs tersten gitmeyecek, böylelikle üzücü kazalar azalacak. Çevreye duyarlı yüksek taşıma kapasiteli metrobüste birbirimizi iterek değil; oturarak, kitap okuyarak, sohbet ederek konforlu bir şekilde seyahat edeceğiz.
- Eski İstanbul 7 tepeliydi şimdiki İstanbul'da 30'dan fazla tepe var. Etrafı denizlerle çevrili bu kentte yükseklerdeki mahallelere çıkmak, denizlere inmek kolaylaşacak. Bu tepelerdeki uzak mahalleleri, deniz iskelelerine ve metro hatlarına, füniküler dediğimiz raylı sistemler kurarak indireceğiz. Toplam 24 kilometrelik 11 yeni hatla, metroya, metrobüse ve deniz iskelelerine ulaşmak artık çok kolay olacak.
- Toplu ulaşımda deniz taşımacılığının oranı yüzde 3'lere kadar düşmüş durumda. Bu oranı yüzde 10'lara çıkaracağız. Sadece Boğaz'da değil, Marmara Denizi'ne paralel hatlarla hem mevcut trafiği rahatlatacağız, hem de erişimi kolaylaştıracağız. Atıl olan tüm iskeleleri kullanacak, yeni iskeleler açacağız. Deniz ulaşımını füniküler bağlantılarla, yaya ve bisiklet akslarıyla besleyeceğiz. Önceliğimiz kârlı mı, değil mi diye bakmak değil, vatandaşımızın ihtiyaçlarını karşılamak olacak.
- Hem ulaşım sisteminin entegrasyonu, hem de sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından bisiklet altyapı ve kültürünü geliştireceğiz. Avrupa'da toplam yolculukların yüzde 5'i bisikletle yapılıyor, bu oran bazı Uzakdoğu ülkelerinde %60'lara kadar çıkıyor. Bisikleti bir ulaşım aracı haline getireceğiz. Kent içindeki uygun noktalardan kentin kuzeyine bisiklet yolları yapacağız. Toplu taşıma bisikletle entegre olacak. Metro istasyonlarında, Transfer Merkezlerinde ve okul önlerinde güvenli bisiklet otoparkları oluşturacağız.
- 21. Yüzyılda İstanbul, bu kaldırımları ve hatta çoğu mahallede kaldırımsız sokakları hak etmiyor. Şehir insana göre, insan odaklı tasarlanmadığı için kimi bölgelerde üç adım uzaklıktaki bir yere ulaşmak için otoyollar, viyadükler aşmanız gerekiyor. Biz kenti, insan için ve hatta önceliği çocuklara vererek tasarlayacağız. Yürünebilir bir İstanbul'u hayata geçireceğiz.
- Yolculuk yapanlar kadar, onları taşıyanlar da çok önemli bizim için. İlk işimiz, İBB bünyesinde ''Özel Taşımacılar ve Odalar Müdürlüğü'' kurmak olacak. UKOME yani Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü'nde, alt komisyonlar ve kurullar oluşturulacak, sektörün tüm temsilcilerine komisyonlarda söz ve yetki hakkı vereceğiz. Eğitim desteği vereceğiz; uyaran, yönlendiren bir belediyecilik yapacağız.
- Kentin lojistik planını hazırlayacağız. Yükleme-boşaltma gibi faaliyetleri, denetim ve teşvik metotları ile trafiğin yoğun olduğu zamanlardan ayrıştıracağız. İlçe ve semt özelinde uygulamalar olacak. Kent merkezine nakliye işlemlerinde, merkezin dışında aktarma istasyonları oluşturacağız. İstanbul'un trafiğini rahatlatmak için kademeli saat uygulaması yapacağız.
- Kentin iki yakasında iki yeni otogar ve onları besleyen cep otogarları ile şehirler arası otobüs taşımacılığını güçlendireceğiz. Bugün İstanbul'dan Anadolu'ya gidecek bir otobüs ortalama 65 dakikasını İstanbul'dan çıkmak için harcıyor. Otogarlar yenilenebilir enerjili olacak ve transfer merkezlerinin yanında konumlanacak. İstanbul halkı otobüsten indiğinde metro ile kentin her yerine ulaşabilecek.
- İlk işlerimizden birisi ''Otopark Strateji Planı''mızı hayata geçirmek olacak. "Park et ve devam et" uygulamalarını yaygınlaştırıp, toplu taşımayla entegre edeceğiz. Aracını transfer merkezlerine park eden herkes, toplu taşımadan ücretsiz yararlanacak. Transfer merkezlerinde 100 bin araçlık yeni otoparklar yapacağız. Mevcut otoparklar ihtiyacı karşılamıyor. Asansörlü sistemlerle mevcut otoparkların kapasitelerini 2 kat arttıracağız. Kent merkezlerine özel araçla yapılan yolculukları azaltmayı hedefliyoruz. Kimseye kendi mahallesinde, sokağında İSPARK ücreti ödetmeyeceğiz. Kimseye aynı bölgede, gün içinde tekrar tekrar İSPARK ücreti ödetmeyeceğiz.
- İstanbul'da ulaşım ücretlerini sembolik değerlere düşüreceğiz. Ulaşım ucuzlayacak, hareketlilik artacak. İstanbul dünyanın en hareketli kentlerinden biri olacak. Çocuklarda, mevcut durumda 6 yaş olan ücretsiz toplu ulaşımı 12 yaşa çıkaracağız. Sıfır dört yaş arası çocuğu olan annelere doğumdan hemen sonra ücretsiz ulaşım kartını hediye edeceğiz. Çocuğu dört yaşına gelinceye kadar da kartı geçerli olacak. Bebekli anneler eve kapanmayacak, rahatlıkla kentin içinde dolaşabilecek. Çocuğunu kreşe götürecek; isterse gezecek, isterse işe gidecek. Bu konuda otobüs işletmecilerinin de gönlünü rahat tutsun, burada hiçbir zararları olmayacak. Desteği biz sağlayacağız, farkı biz ödeyeceğiz.
- Öğrenci, Aylık İstanbul Kartını 50 liraya düşüreceğiz. Öğrenciler hem okuyarak, hem gezerek daha çok bilecek. Bir yerden bir yere gitmeyi dert etmeyecekler. Okula devam etmeyen gençlerimizin de ulaşım masraflarını düşüreceğiz. 25 yaşın altındaki tüm gençlerimiz, 'Genç Kart'la %40 indirimden yararlanacak. Belediye hizmetlerine düzenli olarak destek veren gönüllülerimize de ulaşım ücretsiz olacak.
- Araçları değil, insanları taşımak asıl meselemiz. Eğer insanlarımız gitmek istedikleri yerlere tek bir araçla gidemiyor ancak aktarmalı gidebiliyorlarsa, bu bizim sorumluluğumuzdur. Dolayısıyla ilk aktarmaları ücretsiz yapacağız. Halkımız bir yerden bir yere gitmek için ilave ücret ödemeyecek. Bütün milli, dini, resmi bayramlar bizim bayramlarımız. Tüm bayramlarda toplu taşıma araçlarımızı ücretsiz yapacağız.
- Trafik projeksiyonları ve simülasyonları üzerinden, erken yönlendirme sistemleri ile trafik yönetimini en ileri düzeyde sağlayacağız. Metrobüs, durağının tıklım tıklım dolmasını beklemeyecek. İstanbullu gideceği yerde, hangi otopark alanı müsait, bilecek. Sadece toplu taşımada, trafik ve otopark yönetiminde değil, deniz, yaya ve bisikletli ulaşımın tamamında akıllı sistemlerden yararlanacağız. Temiz ve yenilenebilir enerjiyi tüm ulaşım sisteminde uygulayacağız.
- Ulaşımda dezavantajlı kesimleri gözeteceğiz. Toplu taşıma araçlarımız, duraklarımız, istasyonlarımız, kaldırımlarımız engelli erişimine uygun olacak şekilde düzenlenecek. Engelli yurttaşlarımız toplumla bütünleşip, hayatın içinde olacaklar. Yaşlılar, bebek arabası kullanan anne-babalar, çocuklar, bir yerden bir yere giderken artık rahat edecekler.
''Nasıl başaracağız''
''Peki tüm bunları nasıl başaracağız'' diyen İmamoğlu, ''Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Avrupa'nın birçok devletinden daha büyük bir ekonomiye sahip. Bugün Büyükşehir Belediye bütçesinin çeyreği, taşımacılık hariç sadece ulaşım altyapısına harcanıyor. Bu kadar para harcayıp bir arpa boyu yol kat edemiyorsanız, kusura bakmayın ya bu işi bilmiyorsunuz veya bir yerlerde fena halde yanlışlar yapıyorsunuz demektir. Önemli olan bu bütçeyi doğru şekilde kullanmaktır. Doğru planlama yapmaktır. İstanbullunun gündeminde olmayan işler yerine metroya öncelik vermektir. Sayıştay raporlarında ortaya konulan israf ve usulsüzlüklerin önüne geçmektir. Atatürk Olimpiyat Stadı, Formula 1 pisti gibi ölü yatırımlarla halkın parasını pul etmemektir. Göreceksiniz, birilerine kaynak aktarmak için boşa harcanmayan bir bütçeyle, biz İstanbul'un ihtiyacı olan metroyu hızla bitireceğiz ve İstanbul'un ulaşım sorununu ciddi oranda rahatlatacağız. Ayrıca unutmayalım, İstanbul isterse kendi kaynağının dışında kaynaklar yaratabilecek büyük bir ekonomik güce de sahip. 5 + 5 yıllık vizyon planlarımızı hazırladık'' diye konuştu.
''Bizim aklımız yok mu?''
Ulaşımın bir planlama sorunu olduğunu belirten İmamoğlu, ''Akla, bilime, rakamlara dayalı bir vizyonunuz varsa trafiği bir sorun ve eziyet olmaktan çıkarırsınız. Bizim aklımız yok mu? Başka ülkeler nasıl yapıyorsa biz de yapabiliriz. Eğer köprü, kavşak yapmak, asfalt dökmek sorunu çözseydi, trafikte geçirdiğimiz zamanlar yıldan yıla azalırdı. 3. Köprü yapılırken, artık köprülerde trafik kalmayacak deniliyordu, peki oldu mu? Yapılan tüneller yoğun saatlerde hep tıkalı'' dedi. Ulaşım sorununun 5 yıl içerisinde İstanbul'un gündeminden çıkacağını ifade eden İmamoğlu, şunları söyledi: ''İstanbullu için ekonomik ve konforlu ulaşımı sağlayacağız. Engelleri ortadan kaldıracağız. Gece-gündüz 7/24 kamusal ulaşımı kesintisiz sağlayacağız. Patırtıdan, kavgadan, gürültüden uzak huzurlu bir yolculuğun tadını çıkaracağız. Daha temiz bir havası olan, daha sessiz bir şehir olacak İstanbul. 10 yıl sonrası için, diğer bir çok konuda olduğu gibi, ulaşım açısından da önümüze koyduğumuz hedefler ve önceliklerimiz belli. Kente saygı ve insana özen prensibiyle, ulaşımı tüm medeni kentler gibi çözeceğiz. Kuracağımız bütünleşik ulaşım sistemiyle uzak yerleri yakın edeceğiz. Birbirine entegre, birbirini besleyen kara-deniz-raylı-bisikletli bir ağ, İstanbul'u sarmalayacak. Acil Durum Ulaşım Eylem Planlarımızı da devreye sokarak afetlere hazır hale geleceğiz. İstanbul çocuklarımızın sokaklarında güvenle dolaştığı, insanlarımızın yaşamaktan keyif aldığı bir kent olacak. Yürünebilir, koşulabilir, bisiklete binilebilir, vapurda keyifle çay içip, metroda konser dinleyebileceğimiz; insani koşullarda yolculuk yapabileceğimiz bir İstanbul'u birlikte yaşayacağız.''
Konuşmasının ardından basın mensuplarını sorularını yanıtlayan İmamoğlu, ekibindeki bilim insanlarını da yanına çağırıp medyaya tanıttı.