Hürriyet Gazetesi'nden İpek Özbey'e konuşan Başbuğ'un, dikkat çeken açıklamaları şöyle...
"Milli ordularda, orduyla millet arasında çok güçlü bir güven duygusu vardır. Güvenin yanında Türk milletinin askere karşı sevgisi de büyüktür. Türk ordusu gücünü milletinin güveninden ve sevgisinden alır. Milli ordunun içinde Türk toplumundaki her kesim temsil edilmeli. Ordu içinde Edirne’den de Hakkâri’den de subay olmalı. Etnik köken farklı olabilir ama biz Türk milletinin birer ferdiyiz. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) personel alınırken insanların etnik kökenine bakamazsınız. Böyle bir şey bizde yoktur, aklınızın ucundan bile geçmez, geçmemiştir. Milli orduda mezhepsel farklılıklar da yoktur. Bırakın bir faktör olmasını, bunun düşünülmesi bile bu orduya yapılabilecek en büyük ihanettir. Dolayısıyla Türk ordusuna darbe vurmak istiyorsanız milletle asker arasındaki bu bağı zayıflatmaya, kopartmaya çalışacaksınız. Zaten komploların temel amaçlarından biri de buydu.
"ALEVİLİĞİ İSTİSMAR ETMEYE ÇALIŞTI"
Komploların başında belki biraz sarsıldı ancak millet gerçeği gördükten sonra tekrar eski haline döndü. FETÖ, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik komploları yaparken özellikle mezhep olayını temel aldı, Aleviliği istismar etmeye çok çalıştı. Bu konuda biz hassasiyet gösterdik, çünkü özellikle bizim dönemimizde ihbarlara baktığınız zaman büyük bölümü mezhepsel olaya dayanıyordu.
Alevilerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden temizlenmesine yönelik hedefin öncelikli olduğunu gördük. Bu çok tehlikeliydi, milli orduyu çökertebilirdi. FETÖ, acımasızca bu konuyu hedef aldı, istismar etmeye çalıştı."