İHD: Doğu ve Güneydoğu'da 6 Ayda 3 Bin 895 Hak İhlali Yaşandı

İHD’nin hazırladığı raporda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 6 ayda 3 bin 895 insan hakları ihlali yaşandığı belirtildi. İHD Genel Başkan Yardımcısı Rümeysa Deniz Kaya, bölgede sistematik hak ihlallerinin sürdüğünü vurguladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan ‘Doğu ve Güneydoğu İnsan Hakları İhlalleri Raporu’ açıklandı. İHD Genel Başkan Yardımcısı Rümeysa Deniz Kaya, basın toplantısında bölgede yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekti.

Açıklamasında “Otoriter politikalar ekseninde uygulamaların sürdüğü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2024 yılı ilk 6 aylık döneminde insan hakları ihlalleri yoğunlaşarak ve sistematik bir şekilde devam etmiştir” ifadelerine yer veren Kaya, son altı ayda bölgede 3 bin 895 insan hakları ihlali vakası yaşandığını belirtti ve bu durumun “derinleşmiş ırkçı yaklaşımlar, ayrımcı uygulamalar ve cinsiyetçi politikaların” bir sonucu olduğunu vurguladı.

"HATALI DEVLET POLİTİKALARININ SONUCU"

Raporun detaylarını açıklayan İHD Bölge Temsilcisi Tahir Saçaklı, 2024 yılının ilk altı ayında bölgede yaşanan hak ihlallerinin kapsamını şu şekilde özetledi:

“Bölge kentlerinde en az 88’i çocuk bin 164 yurttaş gözaltına alınarak 4’ü çocuk en az 165 yurttaş tutuklandı. En az 3 yurttaş hakkında ev hapsi kararı verilmiş olup bu süreçte bölgede en az 527 ev ve iş yeri baskına uğramıştır. Düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlaller de ne yazık ki devam etti. Bölgede en az 4 etkinliğin gösterimi yasaklanmıştır. 74 soruşturma dosyasında en az 520 yurttaş hakkında soruşturma başlatıldı. 10 dava dosyasında 39 yurttaş hakkında dava açılmış olup aralarında siyasetçi, gazetecilerin bulunduğu 13 dosyada 56 yurttaş hakkında değişik hapis ve para cezaları verilmiştir. 3 siyasi parti binası, 1 gazete, 1 belediye binası saldırı veya baskına uğramıştır.”

Saçaklı, bölgede uygulanan politikaların ‘hatalı devlet politikalarının’ bir sonucu olduğunu belirterek, insan hakları ihlallerinin önlenebilir olduğunu ve çatışmalı ortamın son bulması için müzakerelerin tekrar başlatılması gerektiğini ifade etti.

Rümeysa Deniz Kaya ise, devlet politikalarındaki eksikliklerin ve insan hakları ihlallerinin siyasi iktidarın ayrımcı dilinin bir yansıması olduğunu belirterek, “Bu hak ihlallerinin önlenebilir olduğuna inanıyoruz ve hatalı hükümet politikalarına karşı etkili bir savunuculuk faaliyeti içinde olacağız” dedi. Kaya, raporun bir denetim mekanizması olarak görüldüğünü ve ‘çatışma çözüm araçlarıyla demokratik çözüm’ talebinde bulunduklarını söyledi.

Türkiye Haberleri