İBB İmar Müdürü cezaevinden ihbar etti: TOKİ'nin kaçak inşaatını ortaya çıkardı

Tutuklu İBB İmar Daire Başkanı Ramazan Gülten, Kanal İstanbul bölgesinde devam eden TOKİ inşaatlarının kaçak olduğunu vurguladı. Gülten, “Yıllarca göz yumulan kaçak yapıları yıktık ve bu alanları halkın kullanımına açtık” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 'ne (İBB) yönelik soruşturmanın ikinci dalga operasyonunda tutuklanan İBB İmar Dairesi Başkanı ve Genel Sekreter Yardımcısı Ramazan Gülten, Silivri Cezaevi’nden mesaj gönderdi. Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadede, kendisine İBB bürokratları ile telefonda ne görüştüğü ve telefonunun aynı alandan neden sinyal verdiği gibi sorular yönetilen Gülten, suçlamalara ilişkin "Ne kendimin ne de ailemin kursağından tek bir haram lokma geçmesine asla izin vermeyecek karakterde bir Cumhuriyet çocuğuyum” yanıtını vermişti.

BirGün'den İsmail Arı'nın haberine göre, Gülten, TOKİ’nin Kanal İstanbul bölgesine ve Sazlıdere Barajı havzasına yaptığı inşaatların kaçak olduğuna dikkat çekti. Gülten, kendisine yöneltilen "Gözaltı sürecinde neler yaşadınız?" sorusuna, "26 Nisan Cumartesi sabahı saat 06.00’da kapımız çaldı. 23 Nisan’da 6.2’lik depremi yaşamış ve yoğun bir hafta geçirmiştik. Biraz uyuyabilmeyi umuyorduk, olmadı. Eşimin hamile olduğunu ve içeride çocuğumuzun uyuduğunu söyleyince anlayışla karşıladılar ve işlemleri sessizce halletmeye çalıştılar. Şunu fark ettik, 19 Mart sonrası nezarethanede boya işleri olmuş, yeni battaniyeler dikkat çekiyordu." ifadelerini kullanarak yanıt verdi.

"OLMASI GEREKENİ YAPTIK, BU ALANLARI KAMUYA AÇIK HALE GETİRDİK"

Sözlerinin devamında, "2019 yılında göreve geldiğimizde kimseye ayrıcalıklı bir uygulama yapılmayacağını, belediyenin 16 milyon İstanbullu’ya eşit hizmet edeceğini ve kamu alanlarındaki işgallerin kaldırılacağını Başkanımız Ekrem İmamoğlu her fırsatta söylüyordu. Özellikle Kanal İstanbul konusunda İstanbul’un böyle bir israf projesine ihtiyacının olmadığı, Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un tarım alanlarını, orman alanlarını, su havzalarını, iklimini, deniz yapısını, ulaşımını kısacası yaşamsal bütün değerlerini olumsuz etkileyeceği, 2020 yılında yapılan Kanal İstanbul Çalıştayı’nda bütün yönleriyle tartışıldı ve ortaya konuldu." sözlerini sarf eden Gülten, "Kentin kamu alanlarında yıllarca göz yumulmuş, hatta kanıksanmış alanlar vardı. Kadıköy Meydanı, Üsküdar Sahili, Bakırköy Meydanı gibi. Bu kaçak yapılar, kamusal alan düzenlemesinin önünde engel oluşturuyordu. Biz bunlarla ilgili olması gerekeni yaptık ve bu alanları kamuya açık alanlar haline getirdik." söyleminde bulundu.

"KANAL İSTANBUL KONUSUNDA BÜTÜN ÖLÇEKLERDEKİ PLANLARA DAVA AÇTIK"

Gülten, "Kanal İstanbul konusunda da bakanlıkça yapılan bütün ölçeklerdeki planlara dava açtık, hatta bu planlara idare mahkemeleri tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildi. Ancak itiraz süreci ile tekrar yürürlüğe girdiler. Kanal güzergâhında Dursunköy, Tayakadın’da inşaatlar devam ediyordu 19 Mart sonrasında Sazlıdere Barajı’nın mutlak koruma alanları içinde hafriyat çalışmaları hızla başladı." ifadelerini kullanarak "Bir hafta arayla gittiğimizde kule vinç kuran firmalar gördük. Fakat mevzuat gereği bu işlemin yapılabilmesi için inşaat ruhsatının alınması gerekir. Ruhsatsız yapılan işlem, İSKİ tarafından tutanak altına alınarak gerekli işlemler başlatıldı." açıklamasında bulundu.

"GÜVENDİKLERİ BİRİLERİ VAR"

Kendisine yöneltilen, "Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın yeğeni Aziz Saral’a ait eğlence mekanını yıktığınız için sizden intikam alınıyor olabilir mi?" sorusunu da yanıtlayan Gülten, "Bu olayı tutuklandıktan sonra öğrendim. Geçtiğimiz yıllarda Büyükçekmece Sahili’nin birinci etabında da kaçak yapılar vardı. Yasal süreçleri tamamlandıktan sonra yıkımlarını yaptık. Projenin birinci etap inşaatı tamamlandı. Bu projenin devamı olan etapları hayata geçirebilmemiz için 10 kadar kaçak yapının da kaldırılması gerekiyor. Bu yapılarla ilgili yasal işlemler sürüyor, süreci tamamlananların yıkımı gerçekleştiriliyor. Kamuya ait alanda, hele de İstanbul’un en değerli sahil kenarlarında bir yapı inşa etmenize kimse ses etmiyorsa güvendiğiniz birileri vardır." ifadelerini kullandı.

Gülten, açıklamasının devamında, "Anadolu’nun kentinden çıkıp dünya kenti olan İstanbul’da yönetici olmak... İBB gibi bir kurumda çalışmak önemli. Aslında beraber çalıştığım bir çok yönetici arkadaşımın hikayesi benimkiyle benzer. Benim için bu sürecin en zor tarafı hamilelik sürecinde eşimin yanında olamamak, bebeğimizin kıpırtılarını hissedememek." sözlerini sarf etti.

"CEZAEVİNDE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ"

"Cezaevinde çalışmaya devam ediyoruz. Kitap okuyor, spor yapıyor ve gündemi takip ediyoruz. Hem zihin olarak hem de beden olarak dinç olmak için çabalıyoruz." ifadelerini kullanan Gülten, İstanbul halkına bir mesaj göndererek "Bizler onların mutluluğu, daha yeşil, daha adil, daha yaratıcı bir İstanbul’da, daha dayanıklı evlerde yaşamaları için çalışan, çabalayan insanlarız. Onlara borçlu olduğumuzun bilinciyle onlar için düzenlediğimiz meydanlarda, parklarda, sahillerde, mutlulukla zaman geçirmeleri bizim en önemli motivasyonumuz. En kısa zamanda tekrar buluşmak üzere." ifadelerini kulandı.

Türkiye Haberleri