Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Boğaz’daki Sarıyer, Beşiktaş, Beykoz ve Üsküdar belediyelerinin İstanbul Boğazı ile ilgili yetkilerine son veren yasa teklifi tartışılmaya devam ediyor. Yasa teklifine göre, Boğaz'da imar yetkisini elinde bulunduran İBB'ye bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün yetkileri; üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanacak Boğaziçi Başkanlığı'na devredilecek. Böylece İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün yetkileri sıfırlanacak.
Tartışma yaratan, “fiili kayyum” eleştirilerine neden olan tasarıyı inceleyen hukukçular Sözcü'den Özlem Güvemli'ye çarpıcı tespitler yaptı. Tasarının hukuka aykırı düzenlemelerinin başında tüm yetkilerin merkezi idarede toplanması geliyor. Tasarıya göre Boğaziçi Başkanı ve yardımcılarının Cumhurbaşkanı tarafından atanacak, diğer görevliler ile imar ve çevre koruma görevlilerinin atanması genel hükümlere göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yapılacak. Hukukçulara göre bu yeni düzenleme ile tüm yetkiler merkezi idarede toplanarak anayasada güvence altına alınan yerinden yönetim ve demokrasi ilkeleri çiğneniyor.
Tasarıda “Silüet geçiş sahası” adı altında bir alan tanımı yapılıyor. Toplam 46 milyon 340 bin metrekarelik alanı kapsayan Boğaziçi'nin sınırlarının genişletilmesinin önü açılarak Boğaziçi Başkanlığının yetki alanı da genişletiliyor. Başkanlığa tanınan yetkiler dikkate alındığında bu yeni alan tanımının, İBB ve ilçe belediyelerinin yetki alanının daha da kısıtlanmasına yol açacağına dikkat çekiliyor.
KÖPRÜ GEÇİŞ ÜCRETİ PAYINI ALAMAYACAK
Tasarıda “Boğaziçi İmar Müdürlüğünün bütçesi, personeli ve gelirleri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aktarılır” hükmü kanun metninden çıkarılmış durumda. Hukukçular bu durumun aynı zamanda İBB'nin önemli gelir kaynaklarından olan Boğaz köprüleri geçiş ücretlerinden aldığı yüzde 10’luk payını da artık alamayacağı anlamına geldiğini vurguluyor.
TARİHİ BİNALAR YIKILABİLECEK
Yasa tasarısında yer alan “can ve mal güvenliğinin sağlanmasını teminen afet riski bulunan bina ve alanlara ilişkin önlemler almak” ibaresinin ciddi tehditler taşıdığının altını çizen hukukçular, afet riski taşıyan tarihi ve kültürel önem sahip yapıların güçlendirilmesi ve restorasyonunun yanında “yıkılmasının” da önünün açılacağını belirtiyorlar. Tasarıda Boğaziçi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarının görevleri arasında “Bakanlıkça tespit edilen veya ettirilen korunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının tescilini yapmak, özelliklerini kaybetmiş olanlarının tescil kaydını kaldırmak” maddesi de yer alıyor. Hukukçular bu düzenlemenin, kültür ve tabiat varlığı özelliğinin kaybedilmiş olmasına karar verme yetkisinin keyfi biçimde kullanılmasına yol açabileceğini belirtiyor.
MÜLKİYET HAKKI İHLALİ
Hukukçular kamulaştırmaya ilişkin “Tekrarı halinde yapı ve bulunduğu parsel Boğaziçi Müdürlüğünce veya ilgili belediyesince ivedi olarak kamulaştırılır” hükmünün de Anayasa'ya aykırı olduğunu ifade ediyor. Kamulaştırma yönteminin bir “ceza” olarak uygulanmasının Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına göre “mülkiyet hakkı ihlali” anlamına geldiği vurgulanıyor.
‘1984 YILINDA KURULDU’
İstanbul Boğaziçi alanı 1974 yılında “Doğal sit alanı” ilan edildi. Boğaziçi'ni korumak için hazırlanan özel yasa 22 Kasım 1983 tarihinde yürürlüğe girdi. Boğaziçi Yasası'nın 6. Maddesi ile 11 Ocak 1984 tarihinde Boğaziçi İmar Müdürlüğü kuruldu. 9 Mayıs 1985 tarihinde yürürlüğe giren İmar Kanunu ile Boğaziçi İmar Müdürlüğü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağlandı. Müdürlük toplam 4 bin 634 hektarlık yani 46 milyon 340 bin metrekarelik alanda çalışmalarını yürütüyor. Bu alanın 165 hektarını yani 1 milyon 650 bin metrekaresini de sahil şeridi oluşturuyor
İLK 9 AYDA 302 MİLYON TL
Karayolları Genel Müdürlüğü'nün rakamlarına göre bu yılın ilk 9 ayında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden 302 milyon TL gelir elde edildi. Bu gelirin yüzde 10'u 30.2 milyon TL yapıyor.