Gazeteci Timur Soykan, Türkiye tarafından Sedat Peker'in Birleşik Arap Emirlikleri'nden iadesinin istenmesi sonrasında Halk TV ekranlarında yayınlanan ve Can Coşkun'un sunduğu Haber Masası programına konuk oldu.
Peker'in iade talebini kamuoyuna yansımasından önce öğrenmiş olabileceğini ve dün ortaya çıkan görüntülerin de buna yanıt niteliğinde paylaşılmış olabileceğini söyleyen Soykan, "Garip bir yargı süreci işliyor. Sedat Peker'in ifşalarında ortaya koyduğu devasa skandallarla ilgili hiç harekete geçmeyen yargı, Peker'i yargılamak için devreye girdi" dedi.
Soykan, Peker hakkında yürütülen 3 soruşturmanın 2 tanesinin davaya dönüştüğünü belirtti.
Bu davalar kapsamında çıkartılan 2 yakalama kararına dayanarak Adalet Bakanlığı'nın kırmızı bülten talebinde bulunduğunu söyleyen Soykan, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi orada biraz karışıyor işler. Çünkü, Interpol'ün herkese açık internet sitesi var. Türkiye'de çıkan haberlere göre, Interpol'ün 1 Şubat itibariyle kırmızı bülten çıkarttığı yani bunu kabul ettiği öne sürülüyor. Ama baktığımızda Interpol'ün internet sitesine, 26 tane Türk aranıyor ve onların içerisinde Sedat Peker yok. Hatta Türkiye talebiyle aranan kişi sayısı 1, o da Thodex vurgunu yapan kişi. Sedat Peker'in adını orada göremiyoruz. Yaklaşık 70 bin kişi hakkında kırmızı bülten var dünyada, onların 7 bin 500 civarı halka açık bilgiler. Sedat Peker halka kapalı kısımda bir kırmızı bültenin muhatabı olabilir. Ya da şöyle bir kavram karmaşası Türkiye'de çok oluyor; Türkiye kırmızı bülten başvurusu yapıyor, hemen 'Kırımızı bülten çıktı' deniyor. Öyle olmuyor Interpol bunu değerlendiriyor. Örneğin Türkiye'nin FETÖ ile ilgili çok sayıda başvurusu var. Ama Interpol diyor ki, 'Bunlar siyasi gerekçeli, ben bunlara inanamadım' deyip çıkartmayabiliyor. Sedat Peker işinde de bir başvuru açıklaması mı yoksa Sedat Peker hakkında gerçekten 1 Şubat itibariyle kırmızı bülten çıkartıldı mı, bunu bilmiyoruz şu an"
Soykan ayrıca, Türkiye'nin dış politikasında çok büyük tutarsızlıkların olduğunu ve dış politikanın saygınlığını da zedelediğini ifade ederek, "Tutarlılık olmayınca, bütün ilişkiler değişince geleceği öngörebilmek de çok zor. Sadece bizim açımızdan zor değil, iki ülke açısından da çok zor. Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Türkiye ile bahar havası esiyor ama 15 gün sonra yeniden eskiye dönecek. O da bu yüzden Sedat Peker'i koz olarak bulundurmak ister mi, elbette ister. Türkiye'ye iade etmesindense elinde tutması, onun için bu ilişkide her zaman daha avantajlı. Her zaman eli daha garanti ve her zaman elindeki kozlar daha güçlü kozlar olan bir ülke olması anlamına gelir. Ama burada tabi, Birleşik Arap Emirlikleri'nin de bir hukuk devleti olmadığını o pazarlıklarda onlara ne teklif edildiğini bilmediğimizi ve hatta bu halkın kaynakları, varlık fonundaki bazı şirketlerinden arazi satışlarına kadar pek çok iddia gündeme geliyor. Biz bilmiyoruz ki Sedat Peker susturulsun diye neler teklif edilmiş olabilir" cümlelerini kullandı.
Soykan, cümlelerini şöyle sürdürdü:
"Ama şu çok net ortada; Sedat Peker ilk başladığında videolara, 'Söz namus' dedi. 'Ben bildiğim her şeyi anlatacağım' dedi. Videolarla bir yere kadar geldi. Erdoğan'la, 'Tayyip Ağabey' diyor, helalleşme videosu çekeceğim dediği anda sürecin önü kesildi. Video çekilmedi. Daha sonra, siyasetten uzaklaştı. Videolar kesildi. Twitter'a yöneldi. Daha sonra Twitter da kesildi. Aylardır Sedat Peker'in büyük suskunluğu dönemi var. Burada da neden sustuğu sorusu ortaya çıkıyor. Sedat Peker ve yakınlarının iddiası, 'Bize bir dijital tecrit uygulandı'. Ama yeni çıkan görüntülerde bir dijital tecrit altında olmadığı görülüyor. İstese, belli ki internete ulaşımında bir problem yok. Kendisi bir paylaşım yapmıyor demek ki. Ona yakın kaynaklar şöyle açıklama yapıyor; 'Bir protokol imzalandı' diyorlar. Yani, 'Birleşik Arap Emirlikleri'ne orada kalabilmek karşılığında açıklama yapma karşılığında söz verdik, yoksa bizi sınır dışı edecekler' diyorlar. Demek ki orada bir protokol var. O protokolün bir maddesi de mutlaka Türkiye'ye iade edilmemesidir"