Hüsnü Mahalli: Ümmet, illet, zillet

Hüsnü Mahalli, Erdoğan'ın 'ümmeti bölmeyin' açıklamalarını ti'ye alarak "Ümmetin ‘en hakiki Müslüman' liderleri ABD ve İsrail ‘ümmetlerine' hizmet etmek kendi aralarında yarışıyor." dedi.

Korkusuz yazarı Hüsnü Mahalli, bugünkü "Ümmet, illet, zillet…" başlıklı yazısında, 'ümmet' tartışmalarına değinerek, cihatçı İslam örgütlerini yazdı. 

Mahalli,  "Müslüman ülkelerin hemen hemen hepsinde İslamcı parti, örgüt, tarikat ya da cemaatler kendi aralarında kavga edip duruyor." yorumunda bulundu.

Mahalli'nin yazısı şöyle:

Eski adı İslam Konferansı olan İslam İşbirliği Örgütü'ne üye 56 ülke var.
Bunlar içinde nüfusunun yarısından fazlası Müslüman olan ülke sayısı 49.
Türkiye gibi bazı ülkelerde Müslüman nüfus %90'dan fazla.
56 ülkede 1.3 milyar insan yaşıyor.

Ezici çoğunluğu perişan.
Dünyanın diğer ülkelerinde 500 milyon Müslüman var.
Örneğin Rusya'da 25 milyon.
Hindistan'da 200 milyon.
Ezici çoğunluğu ilkel koşullarda yaşıyor.

Tüm Müslümanlar bir araya getirildiğinde ‘ümmet' oluyormuş!
‘Ümmet' Arapça kökenli bir sözcük.
Arapçası, ‘umme'.
Osmanlı almış, ‘ümmet' demiş.

Türkçesi, ‘ulus'.
Örneğin, Umme Arabiye. Yani Arap Ümmeti yani Arap Ulusu.
Umme Arabiye kapsamı içinde 22 Arap ülkesinde Arap halkı yaşar.
400 milyon insanın yaşadığı 13 milyon kilometrekarede her türlü zenginlik var.
Petrol ve doğalgazdan elde edilen yüz milyarlarca dolar silah ve yolsuzluklara harcanıyor.

Bu da normal çünkü farklı zamanlarda bağımsız olan Arap ülkeleri kendi aralarında sürekli kavga edip duruyor.
Müslüman umme'nin diğer ülkeleri gibi.
Kanlı Arap Baharı en son örnek.

Sekiz yıldır, herkes herkesle kavga edip savaşıyor.
Irak, Suriye, Yemen ve Libya'nın hali ortada.
Libya'da Türkiye ve Katar Müslüman Kardeşleri, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır laik grupları destekliyor.

Dikkatinizi çekerim Suudiler, laikleri destekliyor!
Orada savaşan gruplar ve onları destekleyen ülkelerin tümü Sünni.
Herkes bu ümmetin evladı.
Ümmetin diğer ülkelerinde durum farklı değil.

Cehalet, yoksulluk ve her konuda uluslararası standart ve kriterlerin çok altında yaşam koşullarının egemen olduğu bu ülkelerin büyük bölümünde anti-demokratik dikta iktidarlar var.
Ümmet ülkelerinin büyük bölümü kendi aralarında kavga edip savaşıyor.
Örneğin, Irak-İran savaşı.
Örneğin, Türkiye destekli Katar'ın diğer Körfez ülkeleriyle kavgası.
Örneğin, Mısır destekli Suudi Arabistan ve BAE'nin 4 yıldır Yemen'i işgal girişimi.
Örneğin, Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi ve Suudi Arabistan, BAE ve Mısır ile kavgası.

Bu üç ülke, her konuda Türkiye'ye rahatsız etmeye uğraşıyor.
Örneğin, Fırat'ın doğusunda ABD ile iş birliği yapıyor ve PYD/YPG'ye parasal yardımda bulunuyor.
Örnekler çok.
Örneğin, Türk ümmeti.

“Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar” uzanan, Rahmetli Özal'ın Türk-İslam sentezi.
Özetle, ümmet perişan durumda.
Müslüman ülkelerin hemen hemen hepsinde İslamcı parti, örgüt, tarikat ya da cemaatler kendi aralarında kavga edip duruyor.
Türkiye'de olduğu gibi.

En sıcak konu: AKP-FETÖ kavgası.
Peki Mescid-i Aksa'nın yakılmasına tepki olarak 1969'da kurulan İslam Konferansı bu ümmet için ne yaptı, ne yapıyor?
Kocaman bir HİÇ.

Normal çünkü örgütün merkezi Suudi Arabistan'da ve Vahabi mezhepli Suudiler, İslam ümmetini perişan etmek için ABD ile işbirliği yapmış ve yapmaktadır.
Suudiler, son 70 yılda İslam ümmetinin tüm ülkelerinde İslamcı parti, örgüt, dernek, cami, okul, cemaat, tarikat ve benzeri oluşumlara yüz milyarlarca dolar verdi.
Kaide, Taliban, IŞİD, Nusra, El-Şebab, Boko Haram ve benzeri ruh hastası örgütlere de.

Hepsi de İslam ümmeti için cihat ettiklerini söylüyor.
Hepsi de ümmetin evlatlarını boğazlıyor.
Peki Mescid-i Aksa için kurulan ümmetin örgütü, elden giden Kudüs için ne yaptı?
Kocaman bir HİÇ
Ümmetin ‘en hakiki Müslüman' liderleri ABD ve İsrail ‘ümmetlerine' hizmet etmek kendi aralarında yarışıyor.
Özetle ümmet olmuş illet.
‘Zillet' diyeceğim ama dilim varmıyor vicdanım el vermiyor.
Ne demiş Mustafa Kemal:

“Bütün bu şerâitten daha elîm(acı) ve daha vahim olmak üzere, memleketin (ben memleketlerin diyorum) dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin(işgalcilerin) siyasi emelleriyle tevhit (birlik olabilirler) edebilirler.”
Hepsi bu kadar

 

Türkiye Haberleri