İşte Mahalli'nin o yazısı;
İstediğiniz kadar söylenin işe yaramaz çünkü AKP her alanda, her konuda ve her düzeyde bildik politikalarından vazgeçmeyecektir.
Zamların sonu da gelmeyecektir.
Ajitasyon vari laflar işe yaramayacaktır.
Şimdiye kadar yaramadığı gibi.
Örneğin Fırat'ın doğusundaki hikayeler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinden sonra bütün dünya Türk Ordusu'nun bölgeye dalmasını bekliyordu ama olmadı.
Önceki gece Trump'la telefonla konuşan Erdoğan dün önümüzdeki Kasım'ın ilk yarısında Washington'a gideceğini söyledi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre;
1) Türkiye, Suriye'nin kuzeyine operasyon yapabilir.
2) ABD bunu ne destekleyecek ne de parçası olacak.
3) Türkiye bölgedeki IŞİD varlığından sorumlu olacak.
Özetle Trump Erdoğan'a ‘Buyur gir abi tükkan senin' diyor.
Peki operasyon ne zaman olacak belli değil.
ABD askerinin bölgeden çekilmesinden sonra şimdiye kadar 70 bin TIR silah alan YPG/SDG militanları ne yapacak belli değil.
YPG/SDG militanlarının elinde bulunan 70 bin IŞİD militanı ve ailelerini Türkiye ne yapacak o da belli değil.
Bölgede yaşayan bir milyon insan ne olacak bilen yok.
Müttefik ABD ‘eski düşman' Rusya'ya benzemiyor.
Putin Erdoğan'a ‘Buyur gir Cerablus'a, El-Bab'a, Azez'e ve Afrin'e' dedi ama Trump oyun peşinde.
Orada 100 bin YPG/SDG militanı olunca Ankara 100 bin Suriyeli muhalif militanı tek çatı altında birleştirdi ve birleşme tiyatrosu geçen Cuma Urfa'da sergilendi.
Türkiye'nin silahlandırıp, eğittiği ve maaşlarını verdiği 100 Suriyeli asker!.
Hikaye oldukça garip ama olsun!
Peki diyelim ki Trump'la Erdoğan Washington'da anlaşamadı ve Türk Ordusu Fırat'ın doğusuna daldı ve YPG/SDG militanlarıyla savaşa tutuştu.
Geçen ay Erdoğan'la New York'ta görüşmek bile istemeyen Trump bu işten çok hoşlanacak.
TSK ile birlikte 100 bin Suriyeli muhalif militan ne kadar süreceği belli olmayan bir zaman için savaşıp duracak.
Suriyeli Arap ve Kürtlerle.
Aralarında İran ve Türkiye'li Kürtler de var.
Yazması bile korkunç.
Fırsat bu fırsat ABD ve müttefiği İngiltere, Fransa, İtalya ve Danimarka bölgeden çıkmayacak, işin içine İran, Irak, Suriye ve Rusya karışacak ve Erdoğan düşmanı Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve İsrail Türkiye'yi sıkıştırmak için YPG/SDG'ye sınırsız destek verecek.
Cehennem kapıları sonuna kadar açılacak.
Böyle bir durum karşısında varın siz düşünün AKP'nin içerde yapacaklarını.
Bütün olasılıklar berbat.
Son beş yıldır söylüyorum ama bir kez daha söyleyeceğim:
Karanlığın da karanlığı var.
AKP çaresiz.
Rusya ile ilişkilerden dolayı Erdoğan'a kızan Trump Türkiye'nin başına bin çorap örmeye hazırlanıyor.
AKP sekiz yıldır inatla sürdürdüğü yanlış politikaların cemresini hem kendisi çekiyor hem de Türk halkına çektiriyor.
AKP zor durumda.
Papatya falı genellikle tutmaz ama son çare bakmalı.
Ankara ya Fırat'ın doğusuna dalacak ve korkunç senaryoların tarafı olacak ya da ABD'nin bölgede yarattığı durumu kabullenecek.
Yani güney sınırında Kuzey Irak benzeri yeni bir Kürt oluşumu.
Üstelik burada Barzani yok.
Üstelik Fırat'ın batısında Rusya ve İran AKP'den İdlib kararı bekliyor.
Ya NUSRA'ya baskı yapacak ve kendini feshetme kararı aldıracak ya da müttefiği 100 bin ‘ılımlı' muhalif militanla 50 bin Nusra teröristiyle savaşacak.
Bir cehennem kapısı da buralarda açılacak.
Sinir katsayınız artmasın diye detaylara girmiyorum.
Ama hep söylüyorum:
‘Türkiye'nin tüm sorunlarının nedeni Suriye politikasıdır'.
Bu yanlış politikadan vazgeçilmediği sürece Türkiye'nin işi çok zor ve giderek de zorlaşacak.
Bu iş uzadıkça maliyetler yükselir, bedeller ağır ödenir ve biz bu konuları 20-30 yıl konuşuruz.
Kurtulmanın bir tek formülü var:
Esed'in yeniden Esad olması hiç önemli değil.
Önemli olan Suriye, Türkiye ve bölgeyi kurtarmaktır.
Trump yönetiminde ABD, Netanyahu yönetiminde İsrail ve bölgenin işbirlikçi kral, emir ve şeyhleri hepimizi perişan etmeden rahat etmeyeceklerdir.
Psikolojik, şizofrenik ve patalojik bir vakıa!
Tedavisi zor ama imkansız değil.
Hastayı kurtarmak için iyi bir doktor gerek!