HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Temelli 23 Haziran'da tekrarlanacak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimleri için, "HDP üzerinden manipülasyonlara gerek yok" ifadelerini kullanarak, "31 Mart’ta bir strateji ortaya koyduk, siyasetin kulvarını değiştirdik. 3 tane belediye için yapmadık bunu. Türkiye’nin özlemini duyduğu barışın önünü açmak için mücadele ettik. Dün ne yaptıysak yarın da onu yapacağız" açıklamasını yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Temelli'nin açıklamalarından satır başları; Toplantımızda, mazbataları gasp edilen KHK’li seçilmişler de var. YSK, ihraç edilmiş arkadaşlarımıza tuzak kurdu. Yüksek Seçim Kurulu değildir, Yüksek Sahtekarlık Kurulu’dur artık onun adı. Gasp edilen halk iradesi ve geleceğidir, bu iradeyi onlara teslim etmeyeceğiz.
TÜİK diyor ki “enflasyon düştü”. Kimin enflasyonu düştü? İçinizde enflasyonu düşen var mı? Uyduruk bir sepet yapmışlar ondan sonra enflasyon düştü diye yalan atmaya devam ediyorlar. Enflasyonun düştüğü falan yok, bırakın düşmeyi artmaya devam ediyor.
Gazze’deki zulme esip gürlüyorlar ama İsrail ile 6 milyar dolara yakın ticaret anlaşması devam ediyor. Çünkü savaş politikalarında ısrar İsrail’in de Türkiye’nin de bir devlet politikasıdır. Orta Doğu halklarının kurtuluşu barış mücadelesinde yan yana gelmekten geçiyor.
Nerede bir haksızlık, hukuksuzluk varsa HDP orada olacak. Bizim ne yapacağımızla vakit harcamayın, esas siz ne yapacaksınız? Demokrasi mücadelesi bazı hukuksuzluklara sırt çevirip bazı hukuksuzluklara karşı çıkarak olmaz.
Muş, Malazgirt çalınırken, Şırnak’ta garnizon sandığa giderken ne yaptınız? Demokrasi mücadelesi tutarlılık ve kararlılık ister. Bakın bu kadar adaletsizlik mutlak tecride sessiz kalmanın bir bedelidir. Esas bu tecride karşı siz ne yapacaksınız?
Anneler, beyaz tülbentleriyle cezaevlerinin önünde bu ülkenin çocukları ölmesin diye onurlu bir barış mücadelesi veriyorlar. O annelere saldıranlara karşı sesinizi yükseltmelisiniz. Eğer bugün bu zulme dur demezsek, yarın çok geç olacak.
Sayın Öcalan’la avukatların yaptığı görüşme gecikmiştir, eksiktir ama hukuki anlamda olumlu bir adımdır. Fakat bunun burada kalmaması, yasal güvenceye kavuşturulması, düzenli hale getirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin umudu bir kez daha söndürülmemelidir.
Toprak bütünlüğünün korunarak Suriye halklarının kendi geleceğini var edebileceği bir süreci oluşturabiliriz. Savaş çığırtkanlığı yaparak değil karşılıklı hassasiyetleri önemseyerek Suriye’nin demokratik çözümüne katkı sunabiliriz.
Geçenlerde diyor ki; "bugüne kadar konuşmadım hep sustum". Sen hep sus. Seni mutlaka susturacağız. İstedikleri kadar bağırıp çağırsınlar bu ülke mutlaka demokratikleşecek.
AA