Hastane başhekiminden itiraf: Yenidoğanları bunlara teslim ettik

Yenidoğan Çetesi yargılamasının sekizinci gününde dosyada adı geçen hastane başhekiminden itiraf geldi. Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz, hasta güvenliği için çeteden danışmanlık aldığını açıkladı.

Yenidoğan Çetesi davası sekizinci gününde devam ediyor.

İstanbul’da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in de aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle duruşma konferans salonunda görülüyor. Davada tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.

HASTANE BAŞHEKİMİNDEN İTİRAF

Beylikdüzü Medilife Hastanesi Başhekimi sanık Ahmet Atilla Yılmaz davanın sekizinci gününde savunma yaptı. Yılmaz savunmasında; hasta güvenliği için çeteden nasıl danışmanlık aldıklarını itiraf etti.

Yenidoğan ünitesinin yoğun bir birim olduğunu ifade eden Yılmaz şöyle konuştu:

"Suçlamaları kabul etmem mümkün değil. Neredeyse 20 yıl devlette cerrah olarak çalışmış bir insanın SGK’yı dolandırması mümkün değildir. Bir başhekimin hastanenin cirosunu artırma kaygısı olmaz. Çok şükür ki bu iddianamede bebeklerin vefatı üzerinden sorgulanmıyorum. Dört kız çocuğu babası olarak böyle bir suçlama bana yöneltilmediği için minnettarım.

En çok üzüldüğüm şey sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu durum ve onlara bakış. Beylikdüzü Medilife ve Bağcılar Medilife hastanelerinin arasında, vicdani sorumluluğu daha çoktur. Beylikdüzü Medilife Hastanesi, önemli sanıkların da aralarında olduğu bölgesinde iyi algılanan, yenidoğan servislerinde yeterince yoğun bir hastanedir.

Hastanemizde 7 çocuk doktoru var akşam nöbetlerinde 11 hekim var. Yenidoğanda çalışmak kolay değildir. Uzun vadeli bir iş değildir. Yenidoğanla ilgili danışman almak istedik çünkü, telefonu hemen hemen her hastaya veririm, hastalar için ve hekim için önemlidir.

Bağcılar ve Beylikdüzü Medilife arasında fark, işletmeleri farklı, ekonomik bir bağlantımız olmadı. Bağcılar ayrı bir grupta isimleri aynı ama yönetim kurulları çok farklı. Danışmanlıkla görüşmeleri, doktor görüşmelerini genelde ben de yaparım zamanım oldukça.

Yönetim kurulundan isteğim, yenidoğan için tecrübesi olan birinin hizmet vermesi gerektiğinde tecrübelerinden faydalanabileceğimiz danışman almak istedik bu durumu da yapmak çok zordur.

Fırat Sarı, İlker Gönen’i tanırım. İlker Gönen ile hasta güvenliği hakkında konuşurduk. Benim için önemli olan hasta güvenliğidir. İlker Gönen’le bir konuşmamı hatırladığım kadarıyla yenidoğanın çok önemli olduğunu söylemişimdir."

'EPİKRİZ YAZMAK GÖREV TANIMIMDA YOK'

Tutuksuz sanık Ceren Hatice Kırım savunmasında şöyle konuştu:

"Yaklaşık 12 senedir yenidoğan yoğun bakım hemşiresi olarak çalışmaktayım. Kolluk kuvvetlerinde ve savcılıkta verdiğim ifadeler aynıdır ve geçerlidir. 2022 yılında 6 ay kısa bir süre Reyap Hastanesi'nde çalıştım. 2023 yılından itibaren Beylikdüzü Medilife Hastanesinde hemşire olarak çalışıyordum. Ondan önce Bağcılar Şafak Hastanesinde çalıştım sonra ayrıldım. Bu olaylar medyaya yansıdığında işten çıkarıldım. Hasan Basri Gök’te Reyap hastanesinde çalışırken hemşire olarak çalışırdı. 'Hocam bakanlıktan denetime geldiler, herşeyi kontrol ediyorlar' konuşmasında az hasta olması gerekiyor fazla hastam var. 23 hasta vardı ama 27 hasta olması lazımdı. Uzun süredir yenidoğan yoğunbakımda çalıştım çok fazla denetim gördüm. Bu denetim fazla detaylıydı. Akciğer grafiğine kadar bakıldı. 'Bize çomak soktular' cümlesini söyleme amacım 12 senedir pek çok özel hastanede çalıştım. Denetim yüzünden hastaneye zarar gelmesini işimden olmak istemediğim için kullanmışım. Arşivden dosya çıkarma konusunda bir bilgim yok. Medisense şirketinden bana gönderilen ufak bir ücret vardı. Kolluk kuvvetlerinde söylediğim gibi, yenidoğanda çalışmak özveri isterdi buda onun karşılığı, mesai olarak alırdım kaynağı da çok sorgulamadım. Medisense ayrı olarak kıdem ücreti olarak verirdi. İlker Gönen'e hasta danışıyorduk ama bir imza atmışlar mı bilemem. Hasan Basri, '10 tane Corrosorf alıcam da kaç tane var sende' konuşmasında hastada kullanacağım ilacı vermeyeceğimi, hastaneden ilaç çıkarmayacağımı, İlker Gönen ve Fırat Sarı ile görüşüyorum ilaç temin etmiyorum. Bir örgüt sözkonusu değildir dedim. İfade verirken, bunlardan faydalanmak istemediğimi ama her şeyi söyleyeceğimi ifade ettim. Epikriz yazmak benim görev tanımımda yoktur, bilmem."

FIRAT SARI'YA HAT VERDİ

Cumhuriyet Savcısı'nın, 'Fırat Sarı'ya neden hat veriyorsun, ifadelerine göre Fırat Sarı'yla irtibatın yok, ama hat veriyorsun. Verme sebebin nedir?' sorusuna cevap veren sanık, "Çocukların yoğun bakımlarda yakından takip edilmesi gerekiyordu. Bu çocukların yakından takip edilmesi için. Kendisi bu şekilde istedi. Ben de sorgulamadım. Çocuk nörolojisi önemli bir alan bu yüzden mantıklı geldi bu şekilde iletişim yöntemi. Sorumlu hemşire tarafından uyarılma sebebim dosyaları eksik olduğundan ben hastalara bire bir ilgilenmeyi seviyorum o yüzden sorumlu hemşireliği bıraktım" dedi.

Türkiye Haberleri