CHP ile Halk TV arasındaki anlaşmanın içeriğini defalarca açıklamamıza, sözleşmenin haberleri, yorumları ve konukları kapsamadığının altını tekrar tekrar çizmemize rağmen, üstünkörü ve gerçek olmayan bir değerlendirmeyle konunun bazı çevreler tarafından basın etiği kapsamına sokulmak istenmesi bizim için manidardır.
Sözkonusu sözleşme ticari bir sözleşmedir ve her iki tarafın da fesih hakkı vardır. Başka medya kuruluşlarıyla da yapıldığını bildiğimiz bu sözleşmeleri açıklamak CHP’nin sorumluluğundadır.
Ancak, Halk TV’ye uygulanan sansür ve ambargo karşısında bizi yalnız bırakan basın kuruluşları, gazeteciler, meslek örgütlerinin ticari sözleşme üzerinden Halk TV’yi sorgulamaya kalkışmasını doğru ve etik bulmuyoruz.
Bir televizyon yayınından sadece saatler önce konuğuna ambargo koymak, yayın yapılacak alanı yasaklamak, yayını 45 derece sıcaklıkta güneş altında yapmaya zorlamak sansür ve ambargo değil midir? Bu konu neden Basın Meslek Kuruluşlarının ilgi alanına girmiyor? Gazeteciler, meslek örgütleri neden duyarsız, sessiz kalıyor?
Bunu sorgulamayanların festival yasaklayan, gazetecilere gözdağı veren, cezaevine gönderen iktidar politikalarını eleştirmeye hakkı olacak mı?