Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada, kuraklığın neden olacağı verim kayıpları ile bu sorunun çözümüne yönelik yapılması gerekenleri sıraladı.
Küresel iklim değişiklikleriyle başlayan sert rüzgârlar, hortumlar, seller. Sıcaklık dalgalanmaları, dolu ve don gibi afetlerin üretimi doğrudan etkilediğini anlatan CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, geçtiğimiz yıl Ekim-Aralık döneminde beklenen yağışların gelmediğini, kar yağışının da olmaması nedeniyle tohumun toprakla buluşmasına rağmen verim kayıplarının oluşacağı boyutta sorunlar yaşandığını ifade etti.
Kuraklık devam ediyor
Kuraklığın 2023 yılının ilk günlerinde de devam ettiğini belirten CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üretim kayıplarının önlenmesi için bugünden gerekli tedbirlerin alınmasının şart olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğuna değinen CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, su kaynaklarının verimli kullanımı konusunda doğru planlama yapılarak kuraklık tehdidiyle ortaya çıkabilecek üretim kayıplarının önüne geçilebileceğine işaret etti.
Ruhsatsız su kuyusu sayısı çok fazla
Anadolu’nun bazı bölgelerindeki sulama suyu kuyularının yüzde 90’ının kaçak olduğuna vurgu yapan Ömer Fethi Gürer, ruhsatsız kuyulara bir an önce ruhsat verilip, üreticilerin vahşi sulama yörene damlama ve yağmurlama sistemine geçmesine olanak tanınması gerektiğini kaydetti. Kuraklık sürerse sorunlar ağırlaşır. Kuraklık acı acı kapıyı çalıyor.. Kuraklık sürerse tarımsal ürünlerde risk artar.” diye konuştu.
Sulu tarım verim artışını sağlıyor
TÜİK verilerine göre kuru tarım alanlarında 1 dönümde 270 kg buğday verimi alınırken, sulu alanlardaki verim miktarının 850 kg’a kadar çıkabildiğine dikkat çeken CHP milletvekili Ömer Fethi Gürer, sulama suyunun verim açığının ortadan kalkmasına neden olduğuna dikkat çekti. Artan nüfusa göre yıllardır ortalama ürün üretiminde verimin etkisi önemli olduğunu belirtti.
Doğru planlama şart
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, sulama suyuyla ilgili doğru planlama yapılması, Akdeniz ve Karadeniz’e boşa akan suların yönünün Anadolu topraklarına çevrilmesi, yer altında çıkarılan suyun yağmurlama ve damlama sistemi ile tarlaya verilmesi gerektiğini, iktidar öncelikleri arasında bu sorunun gereği gibi yer almasının önemine değindi.
Kuraklık rafı da etkiliyor
Kuraklığın; çiftçinin verim ve dolayısıyla kaybına neden olacağı gibi raftaki ürünün fiyatının artmasına ve bu nedenle de vatandaşın pahalıya ürün almasına neden olacağını kaydeden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Dünyada da benzer sorunlar yaşandığı için yurtdışından ithal ürün getirmek isteseniz de uygun fiyatlarla ürün bulunamayacağından dolayı sorunlar giderek artacaktır. Kuraklığın etkisi doğrudan raftaki ürününe zam demektir bu bağlamda ,kuraklığın etkisi ciddi üretim kayıplarına neden olması da olasıdır” dedi.
Çözüm önerileri
Kuraklık ve beraberinde getirdiği sorunların çözümüne yönelik önerilerini de sıralayan CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülke genelinde suyla ilgili doğru bir planlama gerçekleştirilmesi. İçme ve sulama suyu kayıplarının en aza indirilmesi, kuruyan göller ve derelerin değerlendirilmesi, tarım arazilerinin doğru kullanılması, miras yoluyla küçültülen arazilerin toplulaştırılması, kuraklığa maruz kalan üreticileri desteklenmesi, bazı bölgelerde oluşabilecek ürün kayıplarıyla ilgili bugünden tedbirlerin alınması gerektiğini anlattı.
Maliyet artışı üreticiyi tarımdan uzaklaştırıyor
Çiftçilerin girdi maliyetlerinin arttığını; ilaç, tohum, gübre gibi girdilerin yanı sıra nakliye fiyatındaki artışın tarım sektöründe ciddi riskler yarattığını da belirten CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu olumsuzlukların çiftçileri tarımdan uzaklaştırdığını, çiftçinin istediği verimi ve geliri sağlayamaması nedeniyle de vatandaşın daha pahalıya ürün almak zorunda kalmasının önünü açıldığını belirtti.
Doğru zamanda doğru destek
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, bu sorunların yaşanmaması için başta doğru bir tarım planlaması yapılması, kuraklığın neden olacağı olumsuzluklara karşın önlenmeler hayata geçirilmesi, girdi maliyetlerinin mümkün olduğu kadar aşağı çekilmesi ve üreticilerin doğru zamanda doğru bir şekilde desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.