GÜNÜN HABERİ: IŞİD EMİRİ ÖZDEN "YİNE.. YENİDEN.." YAKALANDI!
Haber, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Twitter hesabından duyuruldu. Ayrıntıları da daha sonra yine Soylu'nun açıklamaları ile geldi.
Tüm televizyon kanallarının "SON DAKİKA" diye verdiği habere göre, IŞİD'in Türkiye emiri yakalanmıştı.
Bu haber, başta aHaber ve sabah.com.tr olmak üzere, yandaş medyanın internet sitelerinde bu kadarla kaldı. Adını bizzat Bakan Soylu'nun açıkladığı Mahmut Özden'in "geçmişi" sorulmadı, sorgulanmadı. Oysa, aralarında Halk TV'nin olduğu "bağımsız medya" kısa sürede o geçmişe dair bilgilere ulaştı.
Mahmut Özden, daha önce en az iki kez "yakalanmıştı".
* Eylül 2017: Mahmut Özden (yine bir şafak operasyonu ile) yakalanıp gözaltına alınmıştı. İddiaya göre Özden, Suriye'den getirilen IŞİD mensuplarını Hatay ve Adana'da ücretsiz tedavi ettiriyor. Ancak iyileşenlerden para alıyordu. Özden bu iddiayla gözaltına alındı. Birkaç gün sonra serbest bırakıldı.
* Temmuz 2019: Haber arşivleri, Mahmut Özden'in adını bu tarihte bir kez daha kayda geçirdi. Bu kez "Adana Emiri" olarak. Özden, yine gözaltına alındı. Yine serbest bırakıldı. Arşivde, bu notla birlikte Mahmut Özden'in gazetecilere verdiği öpücüklü poz kaldı!
* Eylül 2020: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "TİP milletvekili Barış Atay'a saldırıyı tahrik ettiği" yolundaki iddia tartışılırken, son operasyonun haberi geldi. Haberde yine IŞİD ve Mahmut Özden isimleri geçiyordu. Ne var ki bu kez Özden terfi etmiş, Adana emirliğinden Türkiye emirliğine geçmişti.
Şimdi merak konusu şu: Mahmut Özden yine serbest kalacak mı? Kalırsa, bundan sonraki görevi ne olacak?
GÜNÜN OLAYI: TEHDİT GİBİ ÖLÜM İLANI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Barış Atay hakkındaki Twitter mesajı tartışılırken, bir başka mesaj gündeme bomba gibi düştü.
MHP Merkez Yönetim Kurulu üyesi Selami Şişman, tüm "suçu" (!) Bahçeli'nin bazı sözleri için "üslup gerçekten inanılmaz" demek olan gazeteci Şirin Payzın'ı tehdit etti.
Sosyal medyada yayınladığı mesajda, imla hatalarıyla ve kelimesi kelimesine şunları söyledi:
"Bülbül yuvasının ,kapana kısılmış,suyun öbür yakasının köksüz ,lağımcıları,Türk vatanında yaptıklarınız ,yapacaklarınız İçin anlayacağınız dilden THE END ,Türk’ün kökleri sizleri sardıkça kuduracaksınız,nefes alamayacaksınız,
Selami Şişman THE END demekle yetinmedi. Şirin Payzın'ın kendisi gibi gazeteci / televizyoncu babası Nizam Payzın'ın ölüm ilanını paylaşarak mesajının altını çizdi.
GÜNÜN KARESİ: SARAY'DAKİ BULUŞMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Eylül adli yıl açılış töreni münasebetiyle önce yargı mensuplarıyla buluştu. Daha sonra da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı kabul etti.
CHP'li belediye başkanlarına, özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu yönelik tavrı bilinen Erdoğan'ın, bu kabulü, günün en çok konuşulan başlıklarından biri oldu.
Bir saat kadar süren kabulde, Yavaş bakanlıklar ve bürokraside belediyenin projelerine ilişkin yaşanan tıkanmaları gündeme getirdi. Çözümü için destek istedi.
Görüşme hakkında CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun bilgisi olduğu, Yavaş'ın konuşulanları da daha sonra ileteceği öğrenildi.
GÜNÜN ÇİFTİ: TRUMP'IN KAMPANYA YILDIZLARI
Fotoğraftaki Amerikalı çift, Mark ve Patricia McCloskey. Dünya onları, Floyd'un ölümüyle başlayan protestolar sırasında tanıdı. Çift, evlerinin önünden geçen, çoğunluğu siyah protestoculara silahlarını doğrultmuşlardı. Ve "bir adım daha ilerleyip bahçelerine girmeye cüret etmemeleri" için uyarmışlardı.
Trump, bu görüntüden çok etkilenmiş olmalı, başkanlık yarışındaki en önemli randevulardan birine, adaylığının kesinleştiği kongreye onları da davet etmişti. Ancak Trump bu "iltifatla" yetinmedi. McCloskey çiftini, başkanlık yarışı için hazırlattığı kampanya filmlerinden birinin YILDIZI yaptı. Mark ve Patricia McCloskey, "eğer başkan Trump yeniden seçilemezse silahlarımızı elimizden alacaklar, güvenliğimiz kalmayacak" sözleriyle başkanlık yarışına destek verdi.
Yalnızca bu çift ve öyküleri bile, ABD'nin Trump yönetiminde hangi noktaya geleceğinin işareti olarak kayıtlara geçti.
GÜNÜN ANALİZİ: BİR "KÜÇÜLME" DESTANI!
ABD, 1 Eylül günü bir başka nedenle daha Türkiye'nin gündemindeydi. Başta Sabah ve Hürriyet olmak üzere, yandaş medya Türkiye'nin ikinci çeyrek küçülme oranını "biz en az hasarla çıktık" yaklaşımıyla vermişti. O haberlere göre, Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 9.9 küçülürken ABD yüzde 31.7 küçülmüştü.
Ekonomiden, rakamlardan anlamayanlar için elbette "DESTAN YAZIYORUZ" dedirtecek verilerdi bunlar.
Elbette, doğru olsaydı!
Peki gerçek neydi?
SÖZCÜ yazarı Murat Muratoğlu, ABD'de büyüme / küçülme oranlarının "yıllıklandırılarak" tespit edildiğini yazdı. Türkiye'nin hesaplama yöntemine göre ABD'deki küçülme oranının yüzde 9.1 olduğunu vurguladı. Bu gerçeğe rağmen, "Türkiye yüzde 9.9 oranında küçülürken ABD yüzde 31.7 oranında küçüldü" diye haber yapmanın cehalet ya da yandaşlık örneği olduğunu belirtti.
(((lütfen murat muratoğlu'nun yazısına link verelim)))
https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/murat-muratoglu/dunyayi-kiskandiran-kuculme-6016377/