Gaziantep'te 77 yaşındaki Abdurrahman Ceyran, dört yıl önce ablası Sariye Ceyran'ı bir bakımevine yerleştirdi.
Ablasını ara ara ziyaret edip bakımını karşılayan Ceyran, geçen sene bakımevinin kapanacağını öğrendi. Ceyran ablasının da başka bir bakımevine yerleştirileceğini öğrendi.
Ceyran, bir süre sonra ablasının izini kaybetti. Ceyran, 18 Haziran'da İstanbul'dan gelen bir telefonla ablasının öldüğü haberini aldı.
77 yaşındaki adam, 19 Haziran'da da ablasını Şanlıurfa'ya defnetti.
Ceyran kısa bir süre önce ablasının yaşadığını öğrendi. Gaziantep'in Yavuzeli ilçesinden bir bakımevinden aldığı telefon ile oraya giden Ceyran, ablasını kanlı canlı karşısında gördü. Ceyran şunları anlattı:
"Beni 9 Eylül'de bir numara aradı. Adımı sordu, anne adımı sordu. 'Sariye Ceyran neyin oluyor?' diye sordu. Ben de ablam olduğunu ve öldüğünü söyledim. Bana 'ablan sağ ve yanımda' dedi. Ben de inanamadım bana fotoğraf atmasını söyledim. Fotoğraf geldi ve yanıma avukat ile 4 arkadaşı aldım gittim. 'Bana neden daha önce haber vermediniz' dedim. 'Telefon numaranızı bulamadım' dediler. Ablamın 3 aydır ölü göründüğünü ve hastanede işlem yaptıramadıklarını söyledi. Savcılığa başvurduk ve durumun düzeltilebileceğini söylediler.
3 gün taziye kabul ettik, mevlit okuttuk. Herkes başsağlığı diledi bana ama 3 ay sonra ablamın sağ olduğunu öğrendim. Ablamı tekrar görünce çok sevindim. Mutlu oldum ama bu olayı sonlandırmak istiyorum. Ablamı seviyorum ve tekrar yanımıza almak istiyoruz."
Ablasını bakımevinden çıkarmak isteyen Ceyran, nüfus kayıtlarında ablasının ölü olarak görünmesi nedeniyle başaramadı.
79 yaşındaki ablasının canlı olduğunu kanıtlamak isteyen Ceyran, hem defnettiği kişinin kim olduğunun ortaya çıkması hem de ablasının yaşadığını kanıtlamak için savcılığa başvurdu.
Ceyran, şöyle konuştu:
"Bir süre bekledim ama haber gelmedi. Ara ara kontrol etmeye gittim ama bulamadım. Birkaç yere sordum, bulamadım. Kısa süre sonra da bakımevi kapatıldı, görüşecek kimseye de ulaşılamadı. Beni aramalarını bekledim ama aramadılar. Geçtiğimiz Kurban Bayramı'nın ikinci günü köyden bir arkadaş aradı ve ablamın öldüğünü söyledi. Kendisini arayan numarayı bana verdi. Yetkiliyle görüştüm. Bana anne, baba adı ve kimlik numarası söyleyip öldüğünü söyledi. 'Gelip cenazenizi alın' dedi. Çocuklarıma söyledim, onlar da gidip bana, ‘Baba cenazeyi tabuta koymuşlar ve bakmamıza izin vermiyorlar' dedi. Cenazeyi İstanbul'dan alıp Gaziantep'e getirdik. Yeşilkent Mezarlığı'nda yıkama işlemleri yapıldı. Helalleşmek için ablamın yanına gittim, sadece gözü ve burnu görünüyordu. Aslında orada biraz farklı geldi bana, arkadaşlarıma da söyledim ama bana 'daha önce öldüyse tanıyamazsın, yaşlandı, kaç zamandır da görmüyorsun, normal' dediler. Açıkçası o şokla ben de üstünde durmadım, mantıklı geldi. Bunun üzerine cenazeyi Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine götürdük ve defnettik."
.
Ceyran, ablasını defnettikten sonra üç gün taziye evi açtığını da belirtti.
Ceyran, ablası olduğunu düşünerek defnettiği kişinin kim olduğunu öğrenemediğini, bunun da tespit edilmesini istediğini kaydetti