Göle'de Maden Ocağı Projesine Protesto

Ardahan'ın Göle ilçesinde, Koza Holding tarafından açılmak istenen maden ocağı, bölge sakinleri ve çevre örgütleri tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.

Büyükaltunbulak Köyü Gevrık Mahallesi'nde yapılmak istenen maden ocağına karşı bir araya gelen vatandaşlar, seslerini duyurmak için ellerinde pankartlarla tepki gösterdi.

Göle Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Ömer Turan, "Dağlarımızda yetişen gül, menekşe ve 2 bin 700'e yakın endemik bitki türü, madencilik tehdidi altındadır" dedi.

"BİZİ RAHAT BIRAKSINLAR"

Bir mahalle sakini, "Biz burada maden sahası girişimine karşıyız. Bizi doğamızla baş başa bıraksınlar. Zaten örnekleri var; en yakın örneği Erzincan İliç'te yaşanan olay. Bu olay birçok vatandaşımızın canına da mal oldu. Biz burada tarımla, hayvancılıkla uğraşan insanlarız, bizi rahat bıraksınlar" diye konuştu.

"22 KÖY ETKİLENECEK"

Göle Belediye Başkanı Gökhan Budak, altın arama çalışmalarının önüne geçmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti. Budak, "Maden faciası ile ilgili yapılacak olan yerin önündeyiz. Elimizden geldiğince bu faciayı önlemek için elimizi taşın altına değil, gövdemizi taşın altına koyacağız" dedi. Budak, altın arama çalışmalarının başlaması durumunda 22 köyün etkileneceğini ve Göle'nin çölleşmemesi için bu çalışmanın önüne geçilmesi gerektiğini belirtti.

"MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

CHP Göle İlçe Başkanı Recai Özal, doğanın korunması gerektiğini ve bu konuda mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. Özal, "Doğa için mücadele etmeye devam edeceğiz. İlçemiz için, doğamız için mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.

Köylülerden Okan Bozkurt, "Bu bölgede tarım ve hayvancılığın en yoğun yapıldığı köyüz. Burada insanların geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olduğu için kesinlikle siyanüre müsade etmeyeceğiz" açıklamasında bulundu.

"ALTIN ÇIKARTILMASINI İSTEMİYORUZ"

Büyük Altunbulak Köyü Dernek Başkanı Köksal Yıldırım, "Koza Holding'in köyümüzde ÇED raporu isteyerek altın çıkartmak maksadında olduğunu biliyoruz. Dağımızın etrafında faal durumda olan fay hatları vardır, bunu raporlarında sunmamışlar. Köy olarak, altın çıkartılmasını istemiyoruz" dedi.

"ÇED RAPORU DAHİ HAZIRLANMADI"

Göle Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Ömer Turan ise, "Dağlarımızda yetişen gül, menekşe ve 2 bin 700'e yakın endemik bitki türü, madencilik tehdidi altındadır. Koza Holding sınır olarak Gevrık’te ama dört köyün tam orta noktasında ÇED raporu dahi hazırlamadan açık ocak usulü ile altın ve bakır çıkarmak istiyor. Tehlike daha büyük. Göle’mizin büyük bir bölümü maden ruhsatına açılmış. Değerli Basın mensupları ve katılımcılar, Doğu Anadolu Bölgemizin yüksek platolarına sahip olan ilçemiz organik hayvancılığın yapıldığı bir havzadadır. Ülkemizin et ve kurbanlık hayvan ihtiyacının büyük bir kısmı buralardan karşılanmaktadır. Yine bölgemiz 2700 endemik bitki türü ve zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Coğrafi işareti alınarak tescil edilmiştir. Altın arama çalışmalarının başlaması durumunda bu bitki örtüsü ve ekosistem ciddi şekilde zarar görecektir" şeklinde konuştu.

"AKTİF FAY HATTININ ÜZERİNDE 87 KEZ PATLATMA YAPILACAK"

Son yayınlanan Türkiye deprem haritasında Koza Holding'in açmak istediği maden sahasında aktif bir fay hattı olduğu görülmektedir. Proje dosyasında fay hattı görmezden gelinmiştir. Diri fay hattı üzerinde madencilik faaliyetleri yapılmak isteniyor. 2023’de yaşanan depremin yaraları halen kapanmamışken, depremden zarar gören hemşehrilerimizin mağduriyetleri halen çözülmemişken; fay hattının üzerinde her gün yeni patlatmalar yapacak maden ruhsatına izin verilmesini istemiyoruz. Evlere uzaklığı 150 metre olan maden sahasında projeye göre 87 kez şiddetli patlatmalar yapılacağı kullanılacak patlayıcı maddenin anfo tipi kimyasal patlayıcı olduğu ve patlatma esnasında oluşacak toz bulutlarının cilde ve göz sağlığına zarar vereceği toz bulutlarının dağılıncaya kadar temas edilmemesi gerektiği de ayrıca projede görünmeyecek bir yere not düşülmüştür. Dolayısıyla proje bu haliyle bile yapılacak her patlatma faaliyeti fay hattına sismik hareketle etki edeceği evlere ve insan sağlığına zarar vereceği yer altı kaynak sularına ve yer üstü akar sularına zarar vererek geri dönüşü olmayan ekolojik bir yıkıma davetiye çıkaracağı açıkça görülmektedir."

Türkiye Haberleri