Yıllarca İzmir muhabiri olarak görev yapan başarılı gazeteci Gökmen Ulu doğup büyüdüğü memleketi için İzmir Dikili’den aday adayı oldu. SÖZCÜ Davası’nda tutuklanarak 174 gün cezaevinde kalan Ulu ilk duruşmada serbest bırakılarak özgürlüğüne kavuşmuştu. Sergilediği dik duruşla halkın desteğini alan Ulu neden siyasete girdiğini ve hedeflerini Sözcü'den Hande Zeyrek'e anlattı.
ATATÜRK’ÜN YOLUNDAN YÜRÜYORUM
Silivri’de tecrit koşullarında tutuldun. Ailenden ayrı kaldın ama o günlerde bile seni hep pozitif ve umut dolu gördük. Bunu nasıl başarıyorsun?
Benim de ülkemin geleceğine dair kaygılarım var, benim de zaman zaman hayal kırıklıklarım ve karamsarlığım oluyor, enerjim düşebiliyor elbet. Ama kısa sürüyor. Mücadele azmimi hiç kaybetmiyorum. Çabucak şarj ediyorum kendimi ve tüm zorlu süreçlerden güçlenerek çıkıyorum. İnsanlık tarihi, adalet ve demokrasi mücadelesi veren nice insanın ödediği bedellerle dopdoludur. Ben emperyalizme karşı savaşan Çanakkale’nin şehit kumandanlarından Hüseyin Hüsnü Bey’in, İstiklal Savaşı Şehidi Yusuf Bey’in, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucularından Ali Haydar Bey’in torunuyum. Onların ruhunu taşıyorum. Ebedi önderimiz Atatürk’ün açtığı uygarlık yolunda sarsılmaz kararlılıkla yürüyorum. Umutla bakıyorum yeni yarınlara. Çünkü nehirlerin tersine akmayacağını, ilericilerin kazanacağını, aydınlığın karanlığı boğacağını biliyorum. Biz bilime inanıyoruz. Bilim her zaman kazanır.
Başarılı bir gazeteciyken siyasete girmene şaşıranlar oldu mu?
Oldu. Örneğin, Enis Berberoğlu, ‘Medya için kayıp, siyaset için kazanç olacak’ değerlendirmesinde bulundu. Ailem, tüm dostlarım ve gençlerin siyasette sorumluluk almasını isteyen yurttaşlarımız destek verdi.
DÖRT YILDIR HEMŞEHRİLERİM ÇAĞRI YAPTI
Niçin Dikili’den aday adayı oldun?
Bu güzel memleketin ekmeği ve suyuyla büyüdüm, özgürlük ve bağımsızlık rüzgârıyla serpildim, Cumhuriyet’e olan sevdasıyla yetiştim. Dikili benim ata toprağım, hiç kopmadığım memleketim. Aydın bir toplum yapısına sahip ilçemizde yaklaşık dört yıldan bu yana belediye başkanlığı vazifesini üstlenmem için güçlü bir teveccüh ve çağrı oluştu. Ayrıca, başta İzmir olmak üzere yurdumuzun pek çok yerindeki fikir akrabamız da beni kamuoyundan tanıyor ve teşvik ediyor. Zira yaz tatillerinin adresi olan Dikili ile milyonlarca yurttaşımızın güçlü bağları var. Bugüne kadar halkın bilgi edinme hakkına hizmet ettim, artık topluma icraatlarımla hizmet etmek istiyorum.
HERKESİN GÜZEL GELECEĞİ UĞRUNA BEDEL ÖDEDİM
“Hapse girdi diye belediye başkanı mı olacak” diyenler hakkında ne düşünüyorsun?
Yadırgıyorum. Bu, öyle söyleyenlerin vicdanının ölçüsüdür. Halbuki iftiraname ile tutuklanmam bir sebep değil, sonuçtur. Yıllarca yılmadan halkın gerçekleri öğrenme hakkı için çalışmamın, topyekun sürdürdüğümüz adalet ve demokrasi mücadelemizin benim payıma düşen bir bedelidir. Başta sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere milletvekillerimiz, çok sayıda partilimiz ve yurtsever vatandaşlarımız da yargılanıyor, sözüm ona yargı sopasıyla korkutulmak isteniyor. Niçin? Hakikatleri ortaya koydukları için. Haksızlıklara karşı durdukları için. Mutlu bir Türkiye, daha iyi bir dünya istedikleri için. Ne olursa olsun, hiçbirimiz korkmuyoruz, korkmayacağız. Ülkesi için hiçbir sorumluluk almayanların aksine, ben onların çocuklarının da güzel geleceği için ağır bedelleri göze alarak mücadele edenlerden biriyim. Biliyorum ki, rant hırsları uğruna insan hayatını hiçe saymaktan çekinmeyenlerin çocukları yarınlarda babalarından utanç duyacak, Gökmen amcaları ile gurur duyacak.
KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞEREK BAŞVURU YAPTIM
Belediye başkanlığı yolunda adım atarken nasıl bir yol izledin?
Dikili’de toplumun bütün kesimleriyle, CHP ilçe ve il örgütüyle istişarelerden sonra Ankara’nın yolunu tuttum. Cumhuriyet Halk Partimizin genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile makamında buluştum. Anlattım. İlgi ve şefkatle karşıladı, “Başvurunu yap” dedi. İki gün sonra, 18 Ekim günü aday adaylığı başvurumu yaptım. Ardından CHP’nin yetkili kurullarıyla da heyecanımı paylaştım ve tüm kademelerde iletişimimi sürdürüyorum.
İzmir adaylarının açıklanması için Büyükşehir adayı mı bekleniyor?
Bilmiyorum, genel merkezimizin takdiridir. Ama adı geçen hepsi birbirinden değerli arkadaşlarımızdan hangisi görevlendirilirse benim için fark etmez. Yıllardır omuz omuza sürdürdüğümüz demokrasi mücadelesi hepsiyle aramızda yoldaşlık hukuku oluşturmuş durumda.
ANKETLERDE AÇIK ARA BİRİNCİYİM
Oy hedefin nedir?
Halkta güçlü bir karşılık bulmam beni yüreklendiriyor. Anketlerde açık ara birinci çıktığımdan hiç kuşkum yok. Rekor oy hedefliyorum. Çünkü CHP tabanının tamamının yanısıra, toplumun bütün kesimlerinden destek görüyorum. Dikilililer çocukluğumdan beri tanıyor. Yaşam alanı olarak Dikili’yi tercih eden hemşehrilerim ve tatilciler ülke kamuoyundan tanıyor. Zira hayatım ortadadır. En önemlisi, Dikili yaşayanları ‘Herkesin Başkanı’ olacağımı biliyor.
REHBERİM BİLİM OLACAK
Nasıl bir yönetim anlayışı içinde olacaksın?
Halkın bağrından çıkan biri olarak vatandaşı dinleyen başkan olacağım. Kimlik siyaseti yapmayan, toplumun bütün renklerini kucaklayan, her kuruşun hesabını veren şeffaf yönetimi esas alan, tevazuyu yitirmeyen, çalışkan, üretken bir başkan olacağım. Katılımcı demokrasi ve ortak akla dayalı yönetim biçimini uygulayacağım. Bunun için kent konseyini de canladıracağım ve geliştireceğim. Bu bir ekip işidir, belediye başkanı orkestra şefidir. Halkımızla hayallerimizi birleştireceğiz. Kentte sinerji, belediyede takım ruhu oluşturacağız. Nitelikli bir belediye personel yapılanması gerçekleştireceğim. Belediyede mali disiplini sağlayacak, tasarruf yapacak, mali kaynakları artıracak hesap uzmanları ile çalışacağım. Akademiden ve Türkiye belediye bürokrasisinin seçkin isimlerinden destek alacağım. Bilim rehberim olacak. Sosyal belediyeciliğin çağdaş uygulamalarını sergileyeceğim. En çok heyecan duyduğum ise ilkleri de barındıran projelerimdir. Memleketim model kent olacak. İddia ediyorum; Dikili’yi dünya tanıyacak.
En çok önemsediğin vaadin nedir?
Birarada yaşama kültürünün yeniden canlandığı mutlu ve huzurlu bir toplumdur. Kendi adıma Dikili’de bunu sağlamak ve örnek olabilmek en büyük amacımdır. Cahit Sıtkı’nın “Memleket isterim. Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun. Kardeş kavgasına bir nihayet olsun” dediği şiiri ne güzeldir… Duygu ve düşüncelerimi, dizelerini daima yüreğinde taşıdığım evrensel şairimiz Nazım Hikmet de çok güzel ifade ediyor: “Yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür. Ve bir orman gibi kardeşçesine. Bu hasret bizim.”