Almanya'dan tatil amacıyla geldikleri İstanbul Fatih'te bir otelde konaklayan Böcek ailesinin zehirlendiği olayda, anne Çiğdem Böcek, baba Servet Böcek ve iki çocukları yaşamını yitirdi.
Bu olayın ardından ilk bulgu olarak 'gıda zehirlenmesi' şüphesi üzerinde durulsa da oteldeki yapılan ilaçlama da ailenin ölümüne neden olabileceği de öne sürülüyor.
Bu olayın ardından 'gıda güvenliği' tartışılmaya başlandı. Gıda Mühendisi Bülent Şık Bianet'te konuya ilişkin bir yazı kaleme aldı.
"Yapılan analizler sonucunda bambaşka bir etken ya da etkenler açığa çıkabilir. Ancak bu durum yapacağım uyarının etkisini azaltmayacaktır" diyen Şık, ciddi boyutta bir gıda güvenliği sorunu ile karşı karşıya olduğumuzu söyledi.
Son birkaç yıl içinde Marmara Denizi’nde, Ege’de ve İzmir Körfezi’nde avlanan balıklar üzerinde yapılan incelemeler hemen hemen tüm balık türlerinde vibrio kökenli enfeksiyon etkenlerinin belirlendiğini gösterdiğini belirten Şık, "Uzun yıllardır bu konularda araştırma yapan sevgili arkadaşım Levent Artüz, Vibrio cinsi bakterilerden kaynaklanan bir salgından söz edebileceğimizi dile getiriyor" dedi.
Şık ilk olarak müsilaj sorununa vurgu yaptı. Meselenin yalnızca Marmara Denizi ile de sınırlı olmadığını söyleyen Şık, "Geçtiğimiz yaz İzmir’de Çeşme kıyılarına vuran yüzlerce orkinos balığının ölümüne yol açan etkenin ne olduğunu tam olarak hala bilmiyoruz. Balık ölümleri ilk olarak doğada başlamış sonra balık çiftliklerine sıçramıştı. Ölen balıklar üzerinde inceleme yapan Levent Artüz, balıkların ölümüne Vibrio cinsi bakterilerin yol açtığını; Marmara ve Ege Denizi’ndeki kirliliğin, iklimdeki değişikliklerin ve müsilaj sorununun balıklar ve kabuklu deniz canlıları açısından ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını dile getiriyor" dedi.
Şık, "Tarım ve Orman Bakanlığı orkinos balıklarından örnek almıştı, yapılan analizlerde Vibrio cinsi bakterilere bakıldı mı bilmiyoruz" açıklamasında bulundu.
"MÜSİLAJ SORUNUNU BİR EKOSİSTEM ÇÖKÜŞÜDÜR"
Marmara Denizi’nde ve İzmir Körfezi'nde yıllardır süregelen kirlilik ve açığa çıkan müsilaj sorunu deniz ekosisteminde tahribata, tüketilen su ürünlerinde de ciddi gıda güvenliği sorunlarına yol açtığını söyleyen Şık, Marmara Denizi 2021 yılından beri ciddi bir müsilaj sorunu ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
"Müsilaj sorununu bir ekosistem çöküşü olarak görmek gerekir" diyen Şık, "Bu çöküş bünyesinde çok sayıda patojen türü barındıran Vibrio bakteri ailesi için geniş bir yaşam alanı ve çoğalma fırsatı yaratıyor.
Müsilajın çok sayıda patojene ev sahipliği yapmasının mekanizmaları tam olarak açık olmasa da müsilajın karmaşık organik yapısının patojenlere kolonizasyon ve hayatta kalmaları için uygun koşullar sağlayan mikro nişler sunduğu varsayılıyor" diye konuştu.
Bülent Şık'ın yazısında öne çıkan başlıklar özetle şu şekilde:
Midyeler deniz suyunu süzerek beslendiği için suda bulunan bakterileri hızla bünyelerinde biriktiriyor. Araştırmalar, midye ve istiridye gibi kabukluların dokularındaki bakteri yoğunluğunun deniz suyuna göre 100 kata kadar çıkabildiğini gösteriyor. Müsilajın arttığı dönemlerde özellikle Vibrio türü bakterilerin midyelerde çok daha yüksek oranda bulunması mümkün.
Vibrio vulnificus dünya genelinde deniz ürünleri kaynaklı ölümlerin çoğundan sorumlu, son derece tehlikeli bir bakteri. Ilık ve kirli kıyı sularında çoğalıyor, yaz ayları riskli kabul ediliyor. Literatürde, sadece tek bir istiridyenin bile bu bakteriyle enfeksiyon için yeterli olabileceği belirtiliyor. Enfeksiyon belirtileri genelde 2-24 saat içinde başlıyor; ağır sepsis ve ölüm 24-72 saat içinde gelişebiliyor.
Vibrio parahaemolyticus ise daha hafif seyirli olsa da ishal, karın ağrısı ve kusmaya yol açan yaygın bir gıda zehirlenmesi etkeni. Ancak iki bakteriye aynı anda maruz kalındığında tablo ağırlaşabiliyor. V. parahaemolyticus’un bağırsak bariyerine verdiği zarar, V. vulnificus’un kana çok daha kolay karışmasına neden olabiliyor.
Ailenin tüm bireylerinde kısa sürede ağır bir klinik tablonun gelişmesi, her iki bakterinin birlikte bulaşmış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Otopside görülen mide kanaması ve dizlerde ekimoz gibi bulgular da V. vulnificus enfeksiyonu ile uyumlu kabul ediliyor. Kesin teşhis, alınan kusmuk ve dışkı örneklerinin laboratuvar incelemesiyle yapılabiliyor.
Uzmanlara göre Marmara ve Ege’de, özellikle de kirli kıyı bölgelerinde, müsilaj ve ısınan deniz suyu bu tip bakteriyel riskleri artırıyor. Çiğ veya az pişmiş midye/istiridye tüketimi ise ciddi sağlık tehdidi oluşturuyor; çocuklar, yaşlılar ve bağışıklığı zayıf bireyler için risk çok daha yüksek.