Başına Gelmeyen Kalmadı

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, Gezi Parkı davasında beraat kararı veren hakim Galip Mehmet Perk'in üniversite yıllarındaki ev arkadaşlarına bile bakıldığını belirterek, "Gezi davasında, iki buçuk sene önce beraat kararı çıktı. 'Sen nasıl beraat verirsin' denilerek hâkimlerin kararı bozuldu, haklarında soruşturma açıldı. HSK, detaylı bir soruşturma yaptı" diye yazdı.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, 18 Şubat 2020'de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Gezi davasında verdiği karara işaret ederek, "Mahkeme bütün sanıklar için beraat kararı vermiş, Osman Kavala’yı da tahliye etmişti. Kavala, dışarı çıkamadan cezaevi kapısında yeniden gözaltına alınmıştı. Erdoğan, Kavala gözaltındayken 'Onu bir manevrayla beraat ettirmeye kalktılar' diyerek mahkeme kararını beğenmediğini göstermişti. Aynı gün, HSK, beraat kararı veren üç hâkim için soruşturma izni verdi. Kavala yeniden tutuklandı. İşte merak ettiğim, 2020’de, kararlarına soruşturma açılan o hâkimlerin başına neler geldiğiydi. Öyle ya, kararı veren mahkemenin başkanı Galip Mehmet Perk, hükümet medyasında adeta itibar suikastına uğramıştı. Neler yazılmadı ki hakkında" diye yazdı.

Terkoğlu, yazısında şu ifadelere yer verdi:

"FETÖ iltisaklı 200’ü aşkın kişiyle irtibatının olduğu, amcasının FETÖ üyeliğinden yargılandığı, gerçek adının Kalo olduğu ve adını değiştirdiği, Gezi kararından 15-20 gün önce sanıklara ceza vereceğini söylediği vs. vs...

ETKİ ALTINDA KALMAMIŞLAR

4 Nisan 2022’de, HSK’nin üç müfettişi, Gezi davasına beraat kararı veren başkan Galip Mehmet Perk, üyeler Ahmet Tarık Çifçioğlu ve Talip Ergen hakkındaki soruşturma raporunu tamamladı. Rapor, tam 193 sayfaydı.

Hemen şunu söyleyeyim...

Üç müfettiş hâkimlerle ilgili raporlarına şu kritik satırları yazmış: “(...) Etki altında karar verdikleri yönünde delil elde edilememiş(tir)...”

Yani HSK müfettişleri, beraat kararı veren hâkimlerin, baskı-tehdit-şantaj altında kalmadan karar verdiği kanaatine varmış.

OKUL ARKADAŞLARINA BİLE BAKTILAR

Sahi HSK, yandaş medyada yazdığı gibi, Perk’in FETÖ ile bağlantılı olduğuna dair delil bulmuş mu?

Sıkı durun!

HSK müfettişleri, başkan Galip Perk’in birlikte çalıştığı hâkim ve savcılardan üniversite yıllarındaki ev arkadaşlarına kadar 20 ayrı ifade almış, FETÖ bağlantısı bulamamış! Telefonunda Bylock aramış, bulamamış! Ankesörlü hattan aranıp aranmadığını araştırmış, bulamamış! Digiturk, Tivibu, Superonline’daki aboneliklerine bakarak FETÖ nedeniyle abonelikten çıkıp çıkmadığını araştırmış, bulamamış! Adalet bakanının kardeşinin FETÖ iltisaklı çıktığı yerde bir önemi var mı bilmem ama babasının amcasının torunu FETÖ bağlantılı çıkmış! Bir de KHK ile kapatılan bir üniversitede bir yıl yüksek lisans yaptığı anlaşılmış. HSK müfettişlerinin, derin bir araştırmasının ardından, Galip Perk, FETÖ iltisakı iddiasından aklamış.

Gelelim Galip Perk ve iki üye hâkim hakkında disiplin cezası istenmesine karar verilen diğer iki konuya...

Biri, “görevde kayıtsız kalmak” iddiasından ceza istenmiş. Müfettişler özetle demiş ki: Madem Gezi davası delillerini hukuka aykırı kabul ederek beraat kararı verdin, öyleyse yargılama boyunca neden bu delillerle insanları tutuklu yargılamaya devam ettin? Demek ki delilleri yeterince irdelememişsin.

İkincisi, sadece Galip Perk ile ilgili. Müfettişler tamamı yargı mensubu tam 10 tanık ile görüşmüş. Ortak bir kanaate varmış. Buna göre Perk, davada beraat kararı vermeden günler önce, meslektaşlarıyla dosya hakkında konuşmuş. Hatta Gezi davasında ceza vereceğini söylemiş. Ancak mahkeme günü bu kanaatini değiştirmiş. Kanaatini üçüncü kişilerle paylaşması yargı etiğine aykırı bulunmuş. Bu nedenle yer değiştirme cezası talep edilmiş. HSK 2. Dairesi, hâkimler hakkında henüz nihai bir karar vermese de rapor böyle.

HÂKİMLERİ DÖVE DÖVE KARAR ÇIKTI

Yani...

Gezi davasında, iki buçuk sene önce beraat kararı çıktı. 'Sen nasıl beraat verirsin' denilerek hâkimlerin kararı bozuldu, haklarında soruşturma açıldı. HSK, detaylı bir soruşturma yaptı. Sonunda hâkimlerin FETÖ ile bağlantısını bulamadığı gibi, kararlarında kimsenin etkisi altında kalmadıklarını da not düştü. Aynı hâkimler Adnan Oktar dosyası gibi kritik davalarda karar vermeye devam etti. Ancak geçen iki buçuk yılda yaratılan hava bambaşkaydı... Artık hâkimler yukarının hangi kararı istemediğini gayet iyi anladı. Beraat kararı verirlerse FETÖ’cü ilan edileceklerini, haklarında soruşturma açılacağını, başlarına itibar suikastı dahil her şeyin geleceğini biliyordu. Yargıya “Sıkıysa bir daha beraat verin” sopası sallanarak iki buçuk yılda istenen karar çıkarıldı. Şimdi “Bağımsız yargı kararını verdi” oyunu oynanıyor.

Hâkimin hükmü kralın hükmünden ayrıldığı gün kararlar sopayla değil vicdanla yazılacak."

Türkiye Haberleri