Bahadıroğlu, "Aile önemsenmiyor, 'ev hanımlığı' ve 'annelik' küçümsenip, 'çalışan kadın' imajı yüceltiliyor. Böylece kadın gitgide artan bir hızla 'ailesiz' kalıyor… Ailesiz: Yani kimsesiz! Hedeflenen 'özgürlük' anlayışı bu mu? Ailesiz kadın korumasız kadındır" görüşünü savundu.
Bahadıroğlu,"Osmanlı’da ne anlatıldığı gibi bir 'kafes arkası kadını' mevcut, ne de her türlü hak ve hukuktan mahrum bir 'Anadolu kadını'… Kadının söz hakkı da, seyahat hakkı da, mal-mülk edinme hakkı da, boşanma hakkı da var. Mahkeme kayıtlarına bakılırsa, sözlerimizin sayısız ispatı bulunacaktır. Bazıları da zaten yayınlanmıştır. Ama ders kitapları bir dönemin etkisinden çıkamamıştır. Osmanlı asırlarında kadın ve erkek, hayatın kendilerine biçtiği role uygun şekilde yaşar, hayat yolunu uzlaşarak yürürlerdi. Şimdi zıtlaşarak, kavgaya tutuşarak yürüyorlar. Bu defa erkek, fiziki gücüyle kadına egemen olmaya çalışıyor. Kadına 'seçme-seçilme' ve 'açılma hakkı' vererek bunun önünü alamazsınız!" ifadesini kullandı.
Bahadıroğlu bundan önceki yazılarından da 'aile' ve 'kadın' içerikli yazılarında kadınları hedef göstermişti.