Bursa’da yayın yapan Başka Gazete’nin Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya, 13 Kasım tarihinde akşam saatlerinde iş yerinden çıktıktan sonra aracıyla seyir halindeyken silahlı saldırıya uğradı. Şoför camından ateşlenen 2 kurşun, 5 santimetre farkla Kaya’yı sıyırdı. Olay kamuoyunda büyük tepkiyle karşılanırken, güvenlik kameralarından tespit edilen iştirak halinde hareket eden iki zanlı Bursa Emniyeti tarafından gözaltına aldı. Zanlılar savcılık tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkan kişiler hakkında konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin uygulanmasına karar verilerek serbest bırakıldı. Şüphelilerin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına Kaya ve avukatı Dilan Firik Akkuş tepki gösterdi.
“KARARI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Yaman Kaya şunları söyledi:
“Hakikaten çok üzücü bir olay yaşandı. Bu olayın neticesinde görgü tanıklarına, telefon sinyallerine, kamera kayıtlarına rağmen kasten öldürmeye teşebbüs suçlamasıyla başlatılan bir soruşturmada yine savcılığın tutuklama istemesine rağmen neden bir ev hapsiyle serbest bırakılma kararı çıktı? Açıkçası bunu anlamak mümkün değil. Ben de anlayamadım. Gazeteci arkadaşlarımız da bunu anlayamadı. Bugün kamuoyu bu karara çok ciddi tepki gösterdi açıkçası. Ben de düşünmeden edemedim acaba ölmem mi gerekiyordu bir tutuklama kararının çıkması için çünkü direkt ben hedef alındım. Öldürme maksadıyla 5 santim mesafeyle kurtulduğum bir kurşun söz konusu. Ancak ne yazık ki bir tutuklama kararı çıkmadı. Bunun açıkçası derin bir üzüntüsü içerisindeyim ve bu konunun aydınlatılması gerektiğini düşünüyorum çünkü bu saldırı aslında sadece bana yapılmadı. Bu saldırı bütün gazetecilere yapılmış bir saldırı, kent suçlarıyla mücadele edenlere yönelik yapılmış bir saldırı, çevre mücadelesi yapanlara yönelik yapılmış bir saldırı. Dolayısıyla bu konunun üzerinde titizlikle tüm kamuoyunun, Bursa'nın talan edilmesine yönelik duyarlılığı olan herkesin bu soruşturmayı sahiplenmesini ve sorumluların cezalandırılması noktasında bu davanın takipçisi olmasını istiyorum."
“SALDIRI ÖZGÜR BASINA YÖNELİKTİR”
Avukat Dilan Firik Akkuş şunları söyledi:
“Biz dosya kapsamında şu an birçok bilgiye sahibiz ama şu an soruşturmanın hem sağlıklı yürütülmesi açısından detaylar vermemekle birlikte müvekkilimin belirttiği açıdan aslında bu müvekkilime yönelik bir saldırıdan öte bu müvekkilimin mesleğine, bu özgür basına yönelik bir saldırıdır ve biz sadece failler değil, bu faillerin azmettiricilerinin de bu dosyada gerçekten soruşturma kapsamında fail olarak eklenmesini yahut yardım edenlerin de araştırılmasını ve bu dosyaya soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla eklenmesini gönülden istiyoruz.
“KARARDAN ENDİŞELİYİZ”
Biz bu istekler içerisindeyken ne yazık ki 16 Kasım itibariyle şüphelilerin konutu terk etmemek şeklinde bir adli kontrol altına alındığını öğrendik. Burada Sayın Savcımız soruşturma aşamasında şüphelilerin tutuklanmasına yönelik bir talebiyle dosyayı Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Sulh Ceza Hakimliği de dosya kapsamında şüphelilerin sabit ikametgâh sahibi olması ve delilleri karartma şüphesinin bulunmadığı gerekçesiyle şahıslar hakkında tutuklama talebinin reddine ve kendileri hakkında adli kontrol hükmü altına alınarak ev hapsi şeklinde bir yükümlülük getirdi. Öncelikle biz bu yükümlülüğün uygulanabilir olup olmadığıyla alakalı ben meslek hayatındaki tecrübelerden endişe duymaktayım. Neden çünkü şu anda bu şüphelilere bir kelepçe takıldı mı? Bu şüpheliler gerçekten evde mi yoksa şu an dışarıdalar mı? Çünkü benim müvekkilim bilindiği üzere dosya kapsamında kendisi zaten iş yerinden çıktıktan sonra bu saldırıya maruz kalmıştır. Kendisi düzenli bir şekilde işine gelip gitmekte ve tekrardan takip edilmekte midir?
"BİZ BU GEREKÇEYİ KABUL ETMİYORUZ"
Ev hapsinde olan bir şahıs dahi kendisinin iç ilişkileri olan iştirak halinde olduğu kişilerle iletişim halinde olduğu aşikâr. Bununla ilgili bir tartışma söz konusu değil ve tekrardan müvekkilime yönelik bir saldırı planlaması var mıdır? Müvekkilim işine gelip gitmeli mi? Bununla ilgili gerçekten hem ailesi hem bizler hem kendisi endişe içindeyiz çünkü günümüzde Türkiye'de biz bireysel silahlanmayla alakalı bunları tartışırken bunun getirdiği ülkemizdeki vahim sonuçların ve tehlikenin boyutunu tartışalım ve bunu önleyelim derken, silahlı bir saldırının katalog suçlardan olan kasten öldürmeden açılmış bir soruşturmada CMK 100’deki sayılı maddelerdeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle sadece bir sabit ikametgâh vardır denilerek bu gerekçeyi biz kabul etmiyoruz. Bu gerekçeye karşılık biz itirazlarımızı bildirdik. Sayın savcımız da tekrardan tutuklamaya yönelik yapılmış olduğu talebinin kabul edilmemesine yönelik bir itirazda bulundu. Bu itiraz da Nöbetçi Asya Ceza Mahkemesi tarafından incelenecektir. Eğer ki buradan da bir olumlu sonuç alamazsak bizler dosyanın her türlü peşinde olduğumuzu, hiçbir şekilde bu faillerin yapmış oldukları cezasını almadan bırakmayacağımızı söylemek istiyoruz.”