Gazeteci Fatih Altaylı, son açıklamalarında 'Ankara'dan aldığım bilgilere göre' diyerek Ayhan Bora Kaplan davasının, hükümet içinde bazı isimleri saf dışı bırakmak amacıyla organize edildiğini aktardı. Altaylı'nın aldığı bilgilere göre, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın bu davadan etkilenerek bakanlıktan alınması için bir kulis yapıldığı konuşuluyor.
Ankara'da yaygın kanaat, bu davanın aslında Ali Yerlikaya'ya karşı bir intikam operasyonu olduğu yönünde. Altaylı'nın aktardığına göre, iddiaların itirafçının beyanlarında bakanlara dair herhangi bir iddia olmadığını, daha sonra belirli kişiler tarafından eklenmeye çalışıldığını veya eklendiğini gösterdiği ifade ediliyor. Bu durumun, Ali Yerlikaya'nın belirli konularda etkili olmasını engellemeye yönelik bir hareket olduğu düşünülüyor.
Altaylı'nın haber kaynaklarından aldığı bilgilere göre, AK Parti içinde bazı önemli isimlerin bakanlıktan alınan kişilerle birlikte hareket etmeye başladığına dair bilgiler de var. Gazete Pencere'de yer alan haber göre, bu durum Ankara'da bazı kliklerin oluştuğu ve iktidar içinde ortak bir otorite boşluğu olduğu fikrini güçlendiriyor.
Soruşturmanın MİT'e aktarılmasıyla ilgili olarak da Altaylı'nın ifadesine göre, bu durumun Ali Yerlikaya'nın lehine olabileceği düşünülüyor. Ancak, Altaylı'nın belirttiğine göre, bu soruşturmanın tarafsız bir şekilde yürütülmesi gerektiği ve emniyet içindeki bazı ilişkilerin ortaya çıkma paniği içinde olduğu iddiaları var.
Fatih Altaylı'nın aktardığı bilgilere göre, Ayhan Bora Kaplan davası ve çevresindeki gelişmeler, Ankara'da iktidar içindeki güç dengelerinin ve gelecek dönemdeki siyasi aktörlerin belirlenmesi üzerine bir hesaplaşma olarak görülüyor.
Altaylı'nın YouTube kanalında ki değerlendirmeleri ise şöyle;
'' 'Ayhan Bora Kaplan davası mevcut hükümet içerisinde bazı isimleri saf dışı bırakmak için organize edilen bir dava haline dönüştü' deniliyor. O kişi kim? İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya.
Ankara'da genel kanaat şu; 'bu dava bahane edilerek Ali Yerlikaya'nın bakanlıktan alınması için bir kulis yapılıyor' diyorlar. Çünkü iddialar şu itirafçının itiraflarında aslında bakanlara yönelik bir iddia olmadığı bunun daha sonra kim olduğu bilinmeyen kişiler tarafından iddianameye eklendiği ya da eklenmeye çalışıldığı ifade de böyle bir şey olmadığı ve zaten müfettişlerinde bu konuda bir soruşturma yürüttüğü ve bu soruşturmanın da büyük bir ihtimalle bu hafta sonuna kadar tamamlanacak olması söz konusu.
Ankara'nın genel kanaati bu durumun Ali Yerlikaya'ya karşı bir intikam operasyonu olduğu yönünde. Ali Yerlikaya'nın bazı konularda elini derinlere sokmasının önlenmeye yönelik bir hareket olduğu söyleniyor. Geçmişle bugün arasında hesaplaşma gibi görülüyor. Bu hesaplaşmada Ali Yerlikaya'yı haksız çıkarmak için bir takım güçlerin devreye girdiği iddiası.
Ankara'daki haber kaynaklarından, iktidara yakın isimlerden alabildiğim bilgiler bu yönde. Yine bir takım kliklerin oluştuğu, AK Parti içerisindeki bazı önemli isimlerin bakanlıktan alınan bazı isimlerle çok beraber hareket etmeye başladığı yolunda gibi bilgiler geliyor. Bu üç polisiye soruşturmanın MİT'e aktarılması belki de herkesin, Ali Yerlikaya'nın da lehine olabilir. Bunun biraz daha tarafsız soruşturulması lazım çünkü emniyet içerisinde Ayhan Bora Kaplancılar var. Ayhan Bora Kaplan dediğin adam normalde selam bile vermeyeceğin, mafya demeye bile insanların düşüneceği 'böyle mafya mı olur' türde birisi aslında. Bu tiple emniyet içerisinde iş tutanlar olduğu Ankara'da söyleniyor. Bunların bir şekilde ortaya çıkma paniğin de bunu tezgahladıkları da iddia ediliyor.
Bunların hepsi çeşit çeşit iddialar, her birinin mutlaka bir kazananı bir kaybedeni var. Bunların gösterdiği ortak bir durum var; iktidarda ortak bir otorite boşluğu ve iktidarda 'post Erdoğan' dönemi var. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığından ayrılmasından sonra kimin nerede etkin olacağıyla ilgili bir hesaplaşma, bir yandan da bu dönemde bazı operasyonları durdurarak Ankara Emniyeti'nde de Bora Kaplan bağlantılı isimleri bir yandan da perdele ortaya çıkmasını engelleme durumu olarak da görülüyor.
Aslında bu soruşturma içerisinde hiç olmayan bakanların sanki AKP'ye karşı bir komplo kuruluyormuş hissini vermek için oraya 'FETÖ vari' yöntem deniliyor kısmından Ali Yerlikaya'nın kast ettiği zannedersem ki bu. Soruşturmada olmayan aslında gizli tanığın ilk ifadesinde söylemediği fakat sonradan tehdit, şantaj ile söylemek zorunda bırakıldığı hatta belki de hiç söylemediği halde bir şeylerin içine sokulduğu iddiaları var.''