Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından bugün Ankara’da düzenlenen “Ukrayna’da Savaş: Bölgesel ve İnsani Sonuçlar” konferansının açılış konuşmasını yaptı.
Ukrayna’da devam eden çatışmanın durdurulması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin faaliyetleri gibi konulara değinen Altun’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Milyonlarca insan tüm dünyanın gözleri önünde evini barkını kaybetti ve mülteci, sığınmacı olmak zorunda kaldı. Zaman zaman ülkemiz de bu çatışmaların ortasına çekilmeye çalışıldı. Bölgeden Türkiye’ye ihraç edilmeye çalışılan güvenlik risklerine karşı mücadele vermek zorunda kaldık.
Türkiye bu savaş ve yıkım sarmalı karşısında bir istikrar merkezi olarak bölgede sorunun çözümü için çabalayan en önemli aktörlerden biri oldu.
Bunun yanında, karadan ve denizden sınırdaş olduğumuz ülkelerin birçoğu farklı sebeplerden uluslararası yaptırımların hedefi oldu. Son 20 senede bu bölgede çıkan her türlü çatışma ve krize karşı diplomatik ve siyasi gücümüzü sarf ederek bu çatışmaların ve uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi için çaba sarf ettik. Bazen Irak’taki iç savaşı bitirmek için tek başımıza, bazen İran’daki nükleer krizi çözüme kavuşturmak için partner ülkelerle, bazen Suriye’de akan kanı bir nebze durdurmak için bölge ülkeleriyle, bazen de Libya’da barışı sağlamak için uluslararası camiayla bu amaç için çalıştık.
'Yaptırımların cezalandırıcı etkisinin sahada yaşanan dramı sona erdirmeye yetmediğini görüyoruz'
Yaptırımların cezalandırıcı etkisinin sahada yaşanan dramı sona erdirmeye yetmediğini de görüyoruz. Türkiye olarak diplomatik temas, diyalog ve müzakerelerin etkin bir şekilde yapılması sonucunda krizi sonlandıracak araçlar olduğunu düşünüyoruz. Türkiye için kriz 24 Şubat'ta başlamamıştır. Bir krizin başladığı andan itibaren barış için sürekli olarak bu araçlarla çaba gösteren neredeyse tek bölgesel aktör konumunda biz varız. Diplomasi ve müzakere sabır ve sebat gerektiren enstrümanlardır. Biz yıllardır çevremizde yaşanan krizlerde bu enstrümanlardan umudumuzu kesmedik ve sonuna kadar kullanmak için gayret sarf ettik. Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için hiç durmadan ve yorulmadan diplomatik çabalarımızı sürdürüyoruz ve sonuna kadar sürdürmeye de devam edeceğiz.
'Ne Suriye’de ne de Libya’da uluslararası örgütler etkin bir rol oynadılar'
Ukrayna'da ortaya çıkan savaş ve bu savaşın uluslararası camia tarafından önlenememiş olması dış politikamızın temellerini oluşturan bir başka hedefimizin ne kadar gerekli, doğru ve önemli olduğunu ortaya koymuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız yıllardır uluslararası camiayı uluslararası örgütlerin sergilediği zaaf konusunda uyarıyor. Ne Suriye'de ne Libya'da ne de çatışma ve savaşların yaşandığı başka coğrafyalarda uluslararası örgütler etkin bir rol oynadılar. Bunu hepimiz gördük dahası bölgemizde yaşanan her çatışma büyük güçler arasındaki satranç oyununa dönüşüyor. Ne yazık ki birer vekalet savaşına dönüşüyor. Özellikle Birleşmiş Milletler'in Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyelerin veto kartını kullanmasıyla paralize olması küresel ölçekte büyük bir karamsarlığı beraberinde getirdi. Bu örgütlerin yeniden işlerlik kazanabilmesi için reforme edilmesi gerektiği konusunda en güçlü çağrıyı yapan ülkelerden biri Türkiye oldu, Sayın Cumhurbaşkanımız oldu.
'BM güvenlik konseyi suçlamaların ve veto tehditlerinden oluşan bir tiyatro sahnesine dönüştü'
Ukrayna krizi esnasında bu önemli kurumların var olan zaafını maalesef bir kez daha gördük. Bu sorunu çözmek konusunda birinci derece sorumlu olan BM Güvenlik Konseyi sadece karşılıklı suçlamaların ve veto tehditlerinin birbirini takip ettiği adeta bir tiyatro sahnesine dönüştü”