Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na yaptığı açıklamalarda 1970'lerden bu yana katıldığı operasyonlarla ve kendisiyle ilgili yaşanan tartışmalarla ilgili konuştu.
Babalar Operasyonu'nun kendi talebiyle değil Genelkurmay'ın talimatıyla yapıldığını söyledi.
T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na konuşan Eymür, "Babalar operasyonu' halen konuşuluyor. Genelkurmay'dan izin istemiştiniz yapabilmek için" sorusu üzerine "Hayır, Genelkurmay istedi o zaman Dündar Kılıç'ın alınmasını. Özellikle istemişlerdi. Bilmiyorum nedenini ama biz o yüzden yaptık. Bazı paşalarla da ilişkisi vardı, ondan tahmin ediyorum" yanıtını verdi.
'İşkence sayılmaz'
"Dündar Kılıç'ın size yönelik ağır suçlamaları var. İşkence yaptınız mı?" sorusuna Eymür, "İşkence sayılmaz. Zaten oraya düşmek işkence sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek yeterli" derken devamında MİT'te işkence yapıldığını da kabul etti.
'Yapmışımdır'
"Siz yaptınız mı?" sorusuna da yanıt veren Eymür, "Yapmışımdır" dedi. Pişmanlık duymadığını kaydeden Eymür, "Duymam, çünkü aşırı bir şey yapmadık. Daha çok taktikleri kullanmak istedim." dedi.
Eymür, "Herkese yapılıyor diye söylemek mümkün değil. Ama yapılan da vardı. 'Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var!' ifadelerini kullandı.
"Kızıldere'de ve Ulaş Bardakçı'nın öldürüldüğü operasyonda yargısız infaz yapılmadı mı?" sorusuna Eymür, "Bu operasyonlarda vardım. Yargısız infaz yoktu, ben de ölebilirdim. Milim kaldı ölmeme… Bardakçı'nın kaldığı eve gittik. Kolejli bir kızın eviydi. Bina sahibi Mahmut Dikler'di. Siyasi şubenin başıydı Dikler. Evde girdik arama yaptık. Peruk buldum ben bir odada, yatak odasında. Aldım peruğu evin kiracısı olan Lale Arıkdal'a gittim, bu peruk kimin dedim. O arkadaşımın dedi. O arada bir kıyamet koptu. Benim girdiğim odaya giren polis memuru, fermuarlı dolabı açıyor. Ben de bakabilirdim orada, bakmadım. Kıza sormam beni kurtardı. Polis memuru yaralandı. Ağır yaralandı. Karnından yedi. O da ateş ediyor, dolap yıkılıyor. Ulaş Bardakçı böyle öldü. Dışarıdan da ateş açtılar bizimkiler. 'Biz varız içeride' dedik. Hayatta kalmamız tesadüf. Kızıldere'de de yok yargısız infaz. Biz bir kere çok ikna etmeye çalıştık. Sonra keskin nişancı vuruyor Mahir Çayan'ı, öyle başlıyor. Damdayken vuruyor" diye yanıt verdi.
'Ziverbey kısa süre kullanıldı'
"Ziverbey Köşkü'nde başka kimleri sorguladınız?" sorusuna yanıt veren Eymür, "Ziverbey zaten kısa süre kullanıldı. O dönemin sorgularında bir ay falan çalıştım. (Ziverbey'de sorgulanan ve Ziverbey Köşkü adlı kitabı yazan) İlhan Selçuk'ların döneminde yoktum." dedi.
'Başka türlü konuşma imkanı yoksa işkence olabilir'
Eymür şöyle devam etti:
"Herkese yapılıyor diye söylemek mümkün değil. Ama yapılan da vardı. Mesela bir kurye vardı. Bana dert yanardı. Bugün elektrik tedavisi yok mu, romatizmalarım azdı diye dalga geçiyordu. Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var!
Basında çok MİT'çi var
Eymür, "Ergenekon'da etkiniz var mı, savcılara bilgi verdiniz mi operasyonun başında?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Ben Ergenekon'un yine Perinçek'in başında olduğu yapıdan çıktığını sanıyorum. O belgeler onun masasından çıktı. Türkiye'ye çok zarar veren bir adam Perinçek. Ben televizyonlarda kaç kere 'Hiram Abas'ı öldürten sensin' diye söyledim. Ama hiçbir savcı harekete geçmedi. Bilakis, hakaret etti diye tazminat istiyor. Veli Küçük de vardı bu işin içinde. Veli Küçük bu işlere çok meraklı. Perinçek de meraklı. Ben Zekeriya Öz'le görüştüm. Bildiğim şeyleri söyledim. O beni aldırdı önce. 'Sanık olarak mı tanık olarak mı aldıralım' dedi. 'Siz bilirsiniz' dedim. 'Ama birkaç sene sonra size de aynı şeyleri soran olursa beni hatırlayın' dedim. Ben Ergenekon operasyonunda doğru hareket edilmediğini düşünüyorum. Bir yapı var. Ama bu çizilen yapı mı başka şey mi bilmiyorum. Gladio dediğim yapı hâlâ olabilir."
Öte yandan, 'basında çok fazla MİT'çi olduğunu' iddia eden Eymür, Geriye baktığınızda gerçekten hiç pişmanlık duymuyor musunuz? sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
"Gençken daha serttik. Hatalarım muhakkak olmuştur. Ama hep bunu söylerim. Kitabımda da yazdım. Çok hatam oldu, hataları bıraka bıraka düzgün olmaya çalıştım. Hatalardan ders çıkarttım. Ama hâlâ bazen hiddetleniyorum. Şunu verseler de bir sorgulasalar, diyorum."