Tasfiye süreci devam eden 21 Evim şirketinin mağdurları eylemlerini sürdürüyor. İstanbul'da ve yurdun değişik kentlerinde aylardır eylem yapan mağdurlar, bugün bir kez daha TMSF'nin Şişli’deki binasının önünde bir araya geldi.
Eyleme Ankara, Trabzon, İzmir, Kahramanmaraş, Rize, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bolu’dan gelen vatandaşlar katıldı. Ellerindeki düdükleri çalan vatandaşlar, "Mağdur değildik, mağdur edildik" şeklinde slogan atıldı.
'Yasa çıkartılmasına rağmen mağduriyetimiz çözülmedi'
Evim Mağdurları Platformu adına basın açıklamasını okuyan Nehir Güven Damar, şunları söyledi:
"Devletimizin, vatandaşının mağdur edilmemesi adına faizsiz finans kurumlarına getirmiş olduğu düzenleme sonrası, 9 ay mücadele sonucunda Meclis'ten 2 ay önce acil bir şekilde bizleri hak kaybına uğratacak şekilde torba yasa çıkartıldı. Yasa çıkartılmasına rağmen bu 2 aylık süre içerisinde bizim mağduriyetimizi giderecek somut adımlar atılmadı. Çıkan kanunun sorunumuzu çözmemesini bir kenara bırakalım, çıkan kanundaki bize anlatılan çözüm yöntemleri, devredildiğimiz firmaların insafına bırakılıyor. Kapatılan firmalardan dolayı pazarın daralmasını fırsat bilen firmalar, insan hak ve onuruna yakışır şekilde hareket etmeyerek, çıkan kanunla eriyen alın teri olan birikimlerimizin üzerinden yasayı da yok sayan uygulamalarla bize dayatma içerisindedir.
'Sabrımız tükenmek üzere'
Bizler sorunumuzun çözüme kavuşturulmadığını, çözüm adı altında yapılan sosyal ve görsel medyadaki haberlerin gerçekte aslını yansıtmadığını bir kez daha buradan yüksek sesle söylemek istiyoruz. Devlet yetkililerimizden, yaşamış olduğumuz bu mağduriyetimizin giderilmesi noktasında gerekli yaptırımların uygulanmasını talep ediyoruz. 11 aydır idareli olarak kullandığımız sabrımız tükenmek üzere. Bir an önce zaman kaybetmeden eriyen alın teri olan birikimlerimizin iadesini talep ediyoruz"
'Devletimizin bu konuda bize haksızlık etmesini istemiyoruz'
Türkiye’nin farklı illerinden İstanbul’a gelen vatandaşlardan Rukiye Özsoy, mağduriyetlerini ve taleplerini şöyle anlattı:
"Ev almak için bir ‘Evim’ şirketine yazıldım. Devlet tasfiye kararı aldı. Ağaç dalı budar gibi ‘sisteme düzenleme getiriyoruz’ dediler. Kesip attılar. Benim iki senelik emeğim var. Teslimatım geçti. Üç aylık bebeğimi bıraktım ben, doya doya emziremeden bir ev sahibi olabilmek için çalıştım, çabaladım. Çocuklarımın hakkı yendi. Çalmadık kapı kalmadı. Biz 11 aydan beri zar zor bir yasa çıkardık. O da bizi tam korumuyor, zaten uygulanmıyor şirketler tarafından. Çocuklarımızın hakkı yeniliyor. Paralarımızın enflasyon farkı ne oldu? Nerede? Zaten alabileceğim, o zaman istediğim ev şu an oldu 1 milyon. Ev almam da mümkün değil. Kirada oturuyorum. Ev sahibim bin 500 liradan 3 bin liraya çıkardı kiramı. Çıksam çıkamıyorum. En azından bu konuda devletimizden bize bir haksızlık olmasını istemiyoruz"
'Benim çocuğumun kan parasıydı'
Bursa'dan Nezaket Şimşek şunları söyledi:
"Bursa'da daireye yazıldım. Teslimat günüm geldi, firmalar kapatıldı. Neymiş; devlet el koymuş. Biz de dedik ‘Çok şükür devlet bizi mağdur etmez’ ben de devletin insanıyım. Ama gel de gör, başımıza gelmeyen hiçbir şey kalmadı. İki sene oldu. 80 milyarım (80 bin lira) vardı, o da benim çocuğumun kan parasıydı. Kan paramı ben burada nasıl bırakıp gerisin geri döneyim? Bunca insan nereden gelmiş? Hadi yine ben geldim. Buradan gelen insanlar ayağının şişi inmeden geri dönecek. Ne oldu hani bu sözler nerede? Tayyip Erdoğan nerede? Almaya sıra gelende haydi oğlum ceza üstüne ceza. E benim kan paramı yiyecek kadar düştünüz mü? Bu devlet nerede? Bu devletin parası yoksa biz gidip yevmiyesini verelim, ama benim kan paramı bana de ki ‘vermeyeceğim.’ "
'Rant istemiyoruz, çalmak istemiyoruz'
Artvin'den Nurcan Alpaydın ise şu ifadeleri kullandı:
"Katılım bedellerimizi kesmeye çalışıyorlar. Katılım bedelleri de bizim alın terimizdi. Yani hizmet görmediğimiz bir şeyin katılımını nasıl kesebilirler onu da anlamıyoruz. Burada bulunmamızın nedeni katılım bedellerini tamamıyla almamız, geri çekilmek isteyenler ne kadar yazıldıysa hepsini alsın, devam etmek isteyenler de eski sözleşmeye tabi olarak devam etsin istiyoruz. Başka da bir şey istemiyoruz. Rant istemiyoruz, çalmak istemiyoruz, çırpmak istemiyoruz. Maaşlarımızdan ya da asgari ücretli insanların kendi alın teriyle yatırdığı paraları istiyoruz. Bu kadar basit. Ben Artvin'den geldim. Üçüncü kez geliyorum buraya. Alacağım parayı zaten yollarda harcadım. Ama bu onur meselesi oldu. Alın terimiz gasp edildi. Firmalar dolandırsaydı bu kadar üzülmezdim. Devlet mağdur edilmesin diye eğer bizi bu firmalara kapattıysa, bu konuma getirdiyse ceremesini de kendisi çekecektir. Suriyeli kadar değerimiz yok mu? Onlara konumlar sağlanıyor, bizim kendi alın terimiz nerede? Pul oldu zaten”