Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanıklar Tarık, Azat, Servet ve Murat Özer tutuklu bulundukları cezaevinden Sesli ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Müştekiler Cantürk Erzen, Solmaz Erzen ve Yusuf Erzen, mağdur Mustafa Bayındır ile taraf avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada tanıkların ifadelerine başvuruldu.
Olayın ardından taraflar arasında ara buluculuk yapmaya çalıştığı iddia edilen tanık Vahdettin Erden ifadesinde, öldürülen Yunus Emre Erzen'in babası Cantürk Erzen ile iş arkadaşı olduklarını söyledi.
Olaydan bir hafta önce tutuklu sanık Tarık Özer'in "Cantürk’ü ara, çekin bedelini ödesin," talebi üzerine Yunus Emre Erzen'i aradığını aktaran Erden, görüşme sonucunda ödeme durumları olmadığını sanık Özer'e ilettiğini anlattı.
Tanık Erden, müdahillerin avukatı Kerim Bahadır Şeker'in, "Cantürk Erzen'e barışmak için çocuk verme teklifinde bulundun mu? Batuhan Bayındır'ın ailesine 3 milyon lira, bir ev ve kamyonet teklifinde bulundun mu? Mustafa Bayındır Silivri'de bir villaya zorla götürüldü mü?" sorularını "Böyle bir teklifte bulunmadım." diye yanıtladı.
Erden, başka sorular sorması üzerine Şeker'e dönerek, "Ben bu sosyal medya fenomenine cevap vermeyeceğim" deyince duruşma salonunda gerginlik yaşandı.
Avukat Şeker, cep telefonundan tanığı ilgilendirdiğini iddia ettiği ses kaydını dinletmek istedi ancak sanık avukatlarından Ahmet Avşar'ın itiraz etmesi üzerine, "Çingene misiniz? Çingene kavgası mı yapacağız? Milleti fitneliyorsunuz. Vekalet savaşları mı yapıyoruz? Buraya her gelene bana laf attırıyorsunuz." diyerek tepki gösterdi.
Avukat Avşar'ın "'Çingene misiniz?' sözünü iade ediyorum, ne olduğumuz belli." sözleri üzerine mahkeme başkanı tarafları uyardı.
Duruşmada daha sonra, dava konusu olay öncesi sanıklardan Servet Özer'i silahla ayağından vurduğu gerekçesiyle tutuklu olan ve cezaevinden getirilen Mehmet Erzen'in tanıklığına başvuruldu.
Öldürülen Yunus Emre Erzen'in ağabeyi olan Mehmet Erzen, şunları söyledi:
"Olaydan bir gün önce kardeşim Emre'yi cezaevindeki görüntülü görüşme hakkımdan faydalanarak aradım. Vahdettin Erden kardeşimi arayıp, Özer ailesine 600 bin lira borcumuz olduğunu söylemiş. Bunlar yıllardır ticaret diye tefecilik yapıyorlar. Faiziyle parayı istemişler. Kardeşim biraz müsaade istemiş. Ertesi gün kardeşimi öldürdüler. Belki amaçları Emre'yi değil babamı öldürmekti, dükkanda babamı bulamayınca kardeşimi öldürdüler. Her şeyi planlayıp gitmişler, planlamadıkları tek şey dükkanda kamera olmasıydı."
Tanık Erzen, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması talebinde bulunarak, "Ben sürekli suça karışan bir insandım ama Emre suçsuz bir insandı. Sizin ve Allah'ın adaletine güveniyorum. Uzun bir süre intikam almayacağım ama ağırlaştırılmış müebbet hapis almazlar ve ileride dışarı çıkarlarsa yarın öbür gün ne olur bilemem." ifadelerini kullandı.
Tanık ifadelerinden sonra söz alan baba Cantürk Erzen, sanıklar nedeniyle bir oğlunun mezara, diğer oğlunun cezaevine gittiğini söyledi.
Oğlunun ölümünün üzerinden bir yıl geçtiğini kaydeden Erzen, "Üç kişi oğlumun üzerine çullanmışlar, 'nefsi müdafaa' diyorlar. Ben hepinizi öldürsem içim soğumaz. İstiyorlar ki mahkemede şikayetçi olmayayım. Benim oğlum ölmüş nasıl şikayetçi olmam. Bana para teklif ettiler. Sizin verdiğiniz parayla ev mi alayım araba mı alıp bineyim oğlumun kanıyla. Yaptığınız şeyin ceremesini çekeceksiniz. Artık mahkemenin sonuçlanmasını istiyorum." şeklinde konuştu.
Tanık beyanlarına karşı savunmaları sorulan sanıklardan Tarık Özer, "Emre'yi ayağından vurdum, Batuhan Bayındır'a ateş etmedim. Bayındır'ın sırtındaki kurşun Emre'nin silahından çıkmıştır. araştırılsın." iddiasında bulundu.
Birkaç sanığın avukatlığını üstlenen Avşar müvekkilleriyle ilgili savunma yaptığı sırada, duruşmanın başından beri aralıklarla süren gerginlik tırmandı.
Müdahil avukatı Şeker, avukat Avşar'ın savunmasını uzun tuttuğunu öne sürerek, "Biz burada seminer mi dinleyeceğiz?" diye bağırınca Avşar da "Başımıza bir şey gelirse sebebi bu avukattır." dedi.
Verilen kısa aranın ardından yeniden toplanan heyet, tutuklu 4 sanığın bu hallerinin devamına ve olay anını gösteren kamera kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasının beklenilmesine hükmederek, duruşmayı 14 Kasım'a erteledi.
- İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer'in, Yunus Emre Erzen'e yönelik "tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Batuhan Bayındır'a yönelik "kasten öldürme" suçundan müebbet, Yusuf Erzen'e yönelik "tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13'er yıldan 20'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Sanıkların ayrıca "kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etmek veya patlayıcı madde kullanmak" suçundan 6'şar aydan 3'er yıla kadar, "ruhsatsız silah bulundurmak"tan da 1'er yıldan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İddianamede, tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Erdal Adıyaman, Ercan Topçu, Vedat Erkin, Nimetullah Özer ve Hüsamettin Ahmetoğlu'nun da "suçluyu kayırma" suçundan 6'şar aydan 5'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları öngörülüyor.