Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir dönem Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile ailecek görüşecek kadar yakın olduklarını belirterek "Bu arada Beşar Esad'a ülkesinde demokrasi ve adaletin geliştirilmesi konusunda birçok tavsiyede bulundum. Kürt nüfus konusunda adımlar atmasının önemli olduğunu söyledim" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da yabancı medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Erdoğan'ın toplantıda şu sıralar yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"Suriye'deki hadiseler başlamadan önce iyi ilişkilerimiz vardı. Beşer Esed ile ailecek görüşecek kadar yakınlığa sahiptik. Ülkesinde insan hakları ve adaletin geliştirilmesi konusunda pek çok tavsiyede bulunduk. Kürt nüfus için adımlar atmasının önemli olduğunu söyledik. Tavsiyelermize uymak yerine halkın üzerindeki baskıyı artırdı. Suriye halkı Esed'e karşı direnirken Irak'taki DEAŞ belası bu ülkeye de sıçradı. Ardından PKK, PYD ve YPG terör örgütü bindi. Suriyeli 6 milyon kili ülke dışına gitmişti. Bunu 4 milyonu ülkemize gelmiştir.
Barış Pınarı Harekatımızın iki temel amacı vardır. Biri PKK/YPG terör örgütünü sınırlarımızdan uzaklaştırmaktır. İkincisi de ülkemizde yaşayan 3.6 milyon Suriyelinin bir kısmını oluşturacağımız güvenli bölgede iskan etmektir. Münbiç'ten Irak sınırına kadar olan 444 kilometre uzaklığında, 30-35 kilometre derinliğindeki güvenli bölgeye 1-2 milyon Suriyelinin geri dönüşünü planlıyoruz. Avrupa Birliği'nin mali desteğiyle il ve ilçe inşa etmek için biz planlarımızı yaptık.
Barış Pınarı Harekatı 1-2 günlük bir oluşum değildi. Bunun hazırlığı, 3-4-5 yılı bulmaktadır. Gelişmeler anlık olmadı. Bu gelişmelerin ne yazık ki bizi tacizi, bizi tehdidi uzun yıllara sahip. 6 Ekim'de sayın Trump ile yaptığımız telefonda kendisine harekata başlayacağımızı söyledim. Beyaz Saray'dan yapılan resmi açıklamada ABD'nin Suriye'nin kuzeyindeki askerleri çekeceği ilan edildi. Böylece Türkiye'nin önünde engel kalmamış oldu. Bir anda ABD ve Avrupa başta olmak üzere birtakım ülkelerin tavrı değişti. Hatta ABD'nin 20 mil meselesi bir hafta içerisinde yapılmış bir açıklama değil. İlk 1-2 gün böyle bir başarı göstereceğimizi düşünmedikleri için düşük tepki koydular. Harekatı başaracağımızı görünce tepkiler mantık sınırlarını zorlayan bir aşamaya yükseldi.
Harekat boyunca 4 askerimiz ile 74 Suriye Milli Ordusu mensubu şehit düştü. Etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı da 750'yi buldu. Terör örgütü tarafından sınırlarımıza yapılan havanlı saldırıcı neticesinde 20 sivil vatandaşımızı şehit verdik. Sivil kayıplarımız için bizi arayan kimse olmadı. Buna karşılık teröristleri korumak amacıyla birçok açıklama yapıldı. Bunların tarihe kara bir not olarak düşülmesini istiyorum.
Bu harekat sebebiyle DEAŞ'ın yeniden canlanacağı, yüz binlerce kişilik göç yaşandığı, sivil katliam yapıldığı gibi iddialar terör örgütü ve yandaşlarının yalanlarıdır. Geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'da gerçekleştirdiğimiz AK Parti Meclis Toplantısı'nda "Bu sorunu çözmek istiyorsanız terör örgütünün silahlarını ve malzemelerini bırakıp, tuzaklarını imha ederek güvenli bölge sınırlarından çıkmasını sağlayın" demiştim. Trump, bir heyet göndermeyi tehdit etti. Biz de "Buyursunlar gelsinler" dedik. Pence ve beraberindeki heyet, bir değil de beş gecelik halini sundu. Biz de bu teklifi tüm yönleriyle müzakere ettik ve 120 saatlik mutabakatı sağladık. 13 madde olarak açıkladığımız bu mutabakata göre ABD beş gün içinde teröristlerin güvenli bölge sınırları dışına çıkmasını sağlayacak. 120 saatlik sürenn bitimine kadar teröristlerin ellerindeki silahlar toplanacak, tuzakları imha edilecek. Bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri bölgeden ayrılmayacak. Bu işlemler tamamlandıktan sonra güvenli bölgenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolüne bırakmasıyla harekat sona erecek. Bu sürenin bitimiyle tüm yaptırımlar da ortadan kalkacak.
Tam bunların yaşandığı gün Sayın Trump'ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubu medyada yer aldı. Bu doğru değil, ama bizim karşılıklı olan sevgi ve saygımız da bunu gündemde tutmaya müsaade etmiyor. Bunu öncelikli olarak görmüyoruz. Ancak yeri ve zamanı geldiğinde gerekeni yapacağımızın bilinmesini isterim."