Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından önemli satır başları şöyle:
-Devletin mahalle ve köy halkı üzerindeki, eli kolu, sesi, nefesi, temsilcisi olarak sizlerle yapacağımız daha çok şey var. Hep dediğim gibi muhtarlarımızı üzen, beni de üzer. Hamdolsun, bu toplantılarımıza başladığımız günden beri muhtarlarımızın, gerekse muhtarlarımızın aracılığıyla pek çok vatandaşın sorunlarına çözüm bulduk.
-Muhtarlar Daire Başkanlığı, muhtarlıklarımızın meselelerini en üst düzeyde takip ediyor. İllerimizde vali yardımcısı, büyükşehir belediyelerinde sekreter yardımcısı muhatap olarak tespit edildi. Muhtar maaşlarını da geçmişle kıyaslanamayacak bir seviyeye çıkarttık. Muhtarlarımızın silah-ruhsat harçlarına da muafiyet getirdik. Bunları biz yaptık. kimse muhtarlarımız üzerinden spekülasyon yapmasın.
Senin cumhurbaşkanın olmaya meraklı değilim
"(Kılıçdaroğlu'na tepki) Ana muhalefet partisinin başındaki zat benim cumhurbaşkanım değilsin diyoer. Bay Kemal ben senin cumhurbaşkanın olmaya meraklı değilim. Ben milletimin cumhurbaşkanıyım. Sen yüzde 52,6'ya ihanet edemezsin. Zaten bir yaraya merhem olamadın. 31 Mart'ta da olamayacaksın. Çünkü teröristlerle kol kola gezene benim imlletim, 'Yürü' demez. Bu zat ağzından çıkan sözün ne anlama geldiğini bilse, kaldırır kendini o kürsüden aşağı atar. Ama ağız işte, torba değil ki büzesin.
-Yeni sistemimizi, yüzde 50+1 üzerine kurduk. Yeni yönetim sistemimizde seçimi kazanan cumhurbaşkanının meşruiyeti üzerinde en küçük bir şüphe olması mümkün dğeildir. Sen neden Cumhurbaşkanı adayı olmadın Bay Kemal? Genel başkan olduğun halde çıkmadın. Bu mesela siyaseti anlama, halkının gönlüne girme meselesidir. Halkın gönlüne giremeyen halkın huzuruna da çıkamaz.
-CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun siyasi anlayışının ne kadar sığ, aldatmacı olduğunu göstermek için anlatıyorum bunları. CHP seçmenine de, delegesine de saygımız var. Yanlışlarını söyleme hakkını kendimizde görüyoruz ama tercihlerine de saygı duyuyoruz. Yüzde 52'yi meşru görmüyorsa demek ki kafasında başka bir demokrasi anlayışı var.
-Bunların geçmişine baktığımızda da o demokrasi tarifinin ipuçlarını görebiliyoruz. Hadi tek parti dönemini bir kenara bırakıyorum. İşe çok partili hayattan başlayalım 1946'daki açık oy gizli tasvip kime ait? CHP'ye ait. Bu yöntem bunların kafasındaki tariftir. Oyu açıktan kullanacaksın. Kime verdiklerini görecekler, sayıma gelince gizli yapacaksın. Kimin uygulamasıydı? CHP'nin. Bu ülke bunları gördü. Aynı şekilde 1960 darbesine destek verip, seçilmiş cumhurbaşkanını darağacında sallandırmak da bunların anlayışı. FETÖ gibi ir ihanet çetesinin savunmaya savunmak da.
Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın
-Seçilmiş cumhurbaşkanını meşru görmeyen kafa siz sanıyor musunuz muhtarlarını meşru görsün. Maalesef ülkemizde böyle çarpık bir zihniyet ana muhalefeti temsil ediyor. Hâlbuki biz muhtarların bu görüntüsünü milli iradenin gücünün bir sembolü olarak değerlendiriyoruz.
-Dünyada demokrasinin böylesine yaygın uygulandığı çok az ülke var. Bakın şu tablo dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Bunu böyle bilin. Zaten dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde muhtarlık yoktur. Bu bizim demokrasiyi anlayışımızın göstergesidir.
-CHP zihniyeti her iyi şeyde olduğu gibi Akif'in İstiklal Marşı'nda da boş durmamıştır. Ulus gazetesi Falih Rıfkı Atay'ın başını çektiği gazetede İstiklal Marşı'nı değiştirmek için adım atılmıştır.
-Bir de yarışma yapılmıştır. Şu anki güzel İstiklal Marşımızı bile CHP değiştirme yoluna gitmiştir. Biz de merhum Mehmet Akif gibi, 'Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın' diyoruz.
-Belediye başkanları, kaymakamlar, valiler sizin emrinizdedir