AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Mevzuat belli, CHP’nin süreci nasıl yönettiği belli, fazla geciktirmeyin, çalışmayı bir an önce bitirin” dedi.
Erdoğan başkanlığında önceki gün düzenlenen MYK toplantısında baroların seçim düzenlemesinin yanı sıra CHP’nin Türkiye İş Bankası’ndaki hisselerinin devri konusu da gündeme geldi. Telekonferans yöntemi ile yapılan toplantıya Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de katıldı.
Hürriyet'ten Gizem Karakış'ın haberine göre Erdoğan, AKP'nin CHP’nin İş Bankası hisseleri ile ilgili kurduğu komisyon, anayasa, uluslararası hukuk, medeni hukuk ve siyasi partiler mevzuatı üzerinde dört kollu bir çalışma yürütülerek, çalışmanın en geç 10 gün içinde tamamlanması talimatını verdi.
"Fazla geciktirmeyin"
AKP Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Nuretttin Canikli’nin konu ile ilgili sunum yaptığı toplantıda çalışma ile ilgili bu hafta Meclis ve AKP'de toplantılar yapılmasına karar verildi. Erdoğan konu ile ilgili hassasiyet vurgusu yaparken, “Mevzuat belli, CHP’nin süreci nasıl yönettiği belli. Fazla geciktirmeyin. Titizlikle çalışın ve bu konuyu vatandaşa doğru anlatın. CHP’nin bu konuda yanlış anlaşılmalara yol açmasına izin vermeyin. Atatürk zamanında tek parti vardı ve parti devlet idi. Atatürk bütün milletin atası ve sahip olduğu mülk de milletin mülkü, onların şimdi artık partiler arasında bir parti olan CHP’de olması adil değil hem de haklı değil” ifadesini kullandı.
İş Bankası Yönetim Kurulu eski üyesi Murat Karayalçın Halk TV'de Şule Aydın ile Haber Masası'nda konuştu
İş Bankası kasasından CHP’ye bir gelir geliyor mu?
Bir tek kuruş para gelmiyor. Daha önce de gelmemişti, şimdi de gelmiyor. Zaten Mustafa Kemal’in vasiyeti doğrudan doğruya İş Bankası hisselerinden gelecek olan gelirin Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’na aktarılmasıydı. Dolayısıyla vasiyetin düzenlendiği tarihte de gelmemişti şimdi de gelmiyor.
Daha önce de bu hisseler tartışılmıştı. Bu bir taraftan İş Bankası’nın hisseleriyle alakalı bir mesele mi? Yani Hazine’nin boşaldığına ilişkin bir gündem de vardı. Yoksa bu bir suni gündem mi?
Biraz önce de söylediğim gibi hisselerin gelirleri deyim yerindeyse Hazine’ye gidiyor. Yani devlete gidiyor. Devlete gitmekte olan bir gelir kalemini daha ne yapacaksınız da devlete gitmiyor diye göstereceksiniz? Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu, ikisinin de bütçesi Plan Bütçe Komisyonu’na, Meclis Genel Kurulu’na gidiyor. Bu iki kurumun bütçesi de öteki bütçelerle birlikte müzakere ediliyor. İkisi de devletin kurumu. Zaten devlete gitmekte olan bir kaynak. Dolayısıyla böyle bir gerekçe olamaz.
O zaman suni bir gündem mi bu?
Ben bunun dışında bir anlam veremiyorum bu tartışmaya. Hatta bu işlemin içine girmesi söz konusu olan ilgili kamu çalışanlarını da şimdiden uyarmış olayım. CHP bu hisseleri devretmeyeceğine göre, bir yasal düzenleme yaparak almaya çalışacaklar. Bir kamulaştırma hamlesi geliştirebilirler. Kamulaştırma yapılabilmesi için kamu yararına olması lazım. Kamu yararı gösterilerek kamulaştırma yapılabilir. Zaten kamunun olan geliri kamulaştırmak söz konusu olabilir mi? Daha önemlisi bu işlem iki defa denenmiş. Her iki deneme de yüksek yargıdan dönmüş. Hukuk böyle bir şeyin asla mümkün olamayacağını söylüyor. Dolayısıyla iki defa yapılmış, iki defa yargıdan dönmüş bir işlem bu. Bunun ne iktisadi ne de hukuki bir mantığı var.
Böylesi bir siyasi malzeme kullanılarak vasiyet üzerinden bunun yürütülmesi mülkün güvencesini de ortadan kaldırmaz mı?
Elbette. Bu insan haklarını da aykırı olan bir şey. Zaten diğer denemeler de bu çerçevede değerlendirilmiş. Zaten kamunun olan gelirleri tekrar etmek gibi bir görüntüyü ortaya koyuyor. Eğer böyle bir girişimde bulunulursa büyük bir yanlış yapılır ve yine yargıdan döner diye düşünüyorum.
Ve şunu da söylemek isterim bu kurumun içinde CHP kontenjanı diye bir şey yok. Bunlar genel kurulda seçiliyorlar. Kurulun içinde diğer arkadaşların yetki alanı, seçiliş tarzı neyse kuruldaki 4 arkadaşımızın da seçilme tarzı ve yetkileri aynıdır.