Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Dün yapılan seçimde önümüzdeki dönem için yeniden TBMM Başkanlığı'na getirilen Sayın İsmail Kahraman'ı tebrik ediyorum. Kasım 2019 seçimlerine kadar TBMM'nin önünde çok yoğun bir gündem vardır. Meclisimizin Sayın İsmail Kahraman'ın başkanlığında verimli ve huzurlu bir yasama dönemi geçireceğine inanıyorum.
Kimse bizi milletvekili olmak belediye başkanı olmak için zorlamadı. Biz ülkemize davamıza hizmet için bu görevlere kendimiz talip olduk. Şunu unutmayın birileri içimizden veya dışımızdan ellerini ovuşturarak acaba şu anda AK Parti iktidarı nasıl olur da zayıf düşer bunların beklentisi içerisinde de olabilir. Kim hangi beklenti içerisinde olursa olsun bizler üzerimize düşen görevin bilinci içerisinde hedeflerimize çok daha üst seviyede ulaşmış olacağız. Bizim için her seçim sadece bir güven tazeleme değil yeni bir yol açma vites yükseltmedir. 17-25 Aralık'ta ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Dik duruşumuz sayesinde bu tuzak başarısız olunca aynı tezgahı götürdüler Amerika'da kurdular.
NATO'da yaşanan şahsım ve Atatürk'le ilgili skandal üzerine ilk defa milli bir tavır gösterebilecekleri ümidine kapılmıştık aradan 3 gün geçmeden gerçek tıynetleri ortaya çıktı bu hadiseyi de 15 Temmuz gibi tezgah diye yaftalamaya başladılar.
Biz FETÖ’yü vatanımızdan söküp attık. Ama bu örgüt kendi anavatanında faaliyetlerini sürdürüyor. PKK, Türkiye’ye saldırmak isteyen herkesin kullanımına açık bir pislik yuvasına dönmüştür. Biz gerçek düşmanlarımızla baş ederiz. Hamd olsun bu konuda hiçbir sıkıntımız yok. Bize asıl can acıtıcı darbeler düşmanlarımızdan değil, onlarla birlikte hareket eden zahirde bizimle gibi duran alçaklardan geliyor.
Meşhur sözdür. “Ağaca balta vurmuşlar, sapı bendendir demiş.” Evet, devletimize ve milletimize yönelik saldırıların çoğunun gerisinde çevreleri görmekten üzüntü duyuyoruz. Ama Türkiye bunlara rağmen hedeflerine varabilecek bir güçtedir. Çünkü bizim bir amacımız var. Şimdilik kızıl elmamız ülkemizi 2023 hedefine ulaştırarak, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmektir. Böylece istiklalimize ve istikbalimize çok daha sıkı şekilde sahip çıkma fırsatı elde edeceğimize inanıyorum. Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız. Çünkü biz bir defa durmak yok yola devam dedik. Milletimize bu şekilde söz verdik. Ve inşallah sözümüzden dönmeyeceğiz.
ERDOĞAN: RUSYA İLE YAKIN İLİŞKİLERDEN ELDE ETTİKLERİMİZ OLDUKÇA ÖNEMLİ"
Geçtiğimiz hafta Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki Soçi şehri ile Kuveyt ve Katar’ı kapsayan seyahatimiz oldu. Yarın sabah İSEDAK toplantısına katılacak hemen ardından da tekrar Soçi’ye giderek Türkiye – Rusya – İran üçlü zirvesini gerçekleştireceğiz. Yarınki toplantıda bölgemizin geleceği bakımından çok önemli görüşmeler yapacağız. Suriye ve Irak’taki gelişmeler, bizi kendi çözümlerimizi üretebileceğimiz yöntemler geliştirmeye zorladı. Kimi konularda hala anlaşmazlıklar olsa da Rusya ile yakın ilişkiden elde ettiklerimiz oldukça önemli. Merkezi Irak yönetimiyle de uzun zamandır olmadığı kadar müsbet bir noktaya gelmiş durumdayız. Fransa ile de yakın diyalog içindeyiz. Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler maalesef bir süredir ırkçılığın pençesine düşmüş durumdalar. Buna rağmen hepsiyle de hem ikili hem AB çerçevesindeki ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz.
ERDOĞAN: DEAŞ'IN ORTAYA ÇIKIŞ VE KAYBOLUŞ SÜRECİ SORU İŞARETLERİYLE DOLU
Amerika’nın bölgesinde izlediği politikanın yanlışlığı konusundaki endişelerimizi paylaşıyoruz. DEAŞ’ın ortaya çıkış ve kayboluş süreci baştan sona soru işaretlerle dolu. Hadi DEAŞ’ı temizlediğinizi söylüyordunuz, peki hala silah yüklü tırlar neden Suriye’ye geliyor? Siz bu silahlanmayı Kuzey Suriye’de hangi ülkeye karşı yapıyorsunuz? Niçin yapıyorsunuz? Bunları izah etmeleri lazım. Anlatmaları gerekiyor. Dert başka, neyin ne olduğunu biliyoruz. Kimse Türkiye’yi eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez. Yıllardır adeta yenilmez bir canavar gibi takdim edilen DEAŞ’ın, aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu tüm dünyaya gösteren Türkiye olmuştur.
Artık DEAŞ Suriye ve Irak’tan tamamen kazılıp atılmıştır. Fakat hala haritalara baktığımızda farklı güçlerin hakimiyetini gösteren farklı renkleri görürüz. Her iki ülkede barış ve huzur konusunda kat edilmiş en küçük mesafe bile yoktur. Bir terör örgütü gitmiş yerine başka bir terör örgütü gelmiştir. Esed rejimi hala yerli yerinde durmaktadır. Buna karşılık vatanlarını sevmekten ve demokrasi talebinden başka suçları olmayan Suriyeli muhalifler neredeyse terörist durumuna düşürülmüştür. Bu coğrafyada bunca kan niçin dökülmüştür? Bunca acı niye çekilmiştir? Bunca yıkım niye yaşanmıştır? Akan kan kimin kanıdır? Demek ki mesele mazlumların haklarının korunması da değildir. Zaten bildiğimiz bir gerçeğin artık inkarı mümkün olmayan teyidini görüyoruz.
ERDOĞAN: ÜLKEMİZİ ULUSLARARASI ALANDA KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR...
Her şeyi denediler, Türkiye’yi teslim alamadılar. Şimdi işi ülkemizi uluslararası alanda itibarsızlaştırmaya, ithama, lekelemeye köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde de ifade ettim. Ülkemize yönelik saldırılar aptalların değil ancak alçakların işi olabilecek mahiyettedir. Biz bu mesajların anlamını ve işlerin ne yöne evrilmek istendiğinin gayet iyi farkındayız. Daha önce hiçbir sorun teşkil etmeyen işlerin, sorun biz olduğumuzda krize dönüşmesinin sebebini elbette biliyoruz. Sinsi tehditlerin gerisindeki siyasi ve ekonomik amaçlar apaçık ortadadır.
Öyle olmayacak. Öyle olmayacağının onlarca mesajını son birkaç yılda verdik. Türkiye öyle sizin oyuncak gibi oynadığınız ülkelerden biri değildir.
Güç zehirlemesiyle hareket edenlerin sonu mutlaka hüsran olacaktır. Bu uğurda FETÖ gibi PKK gibi 40 yıllık emekleri örgütleri dahi harcamayı göze aldılar. Ama neticeye ulaşamadılar. AB, kendince her fırsatta bize parmak sallıyor. En son fonlarda kesintiye gitmişler. Siz önce kendi içinizdeki teröristleri bir temizleyin. Hükümetlerinizi bir kurun. Bize hukukun üstünlüğünden bahseden başka bir ülkenin, hukuku nasıl ayaklar altına aldığını görüyoruz. Diğer yöntemlerden de sonuç alamayacaklar. Yeter ki biz bir olalım, iri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım.