Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KADEM 4. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Kadın cinayetlerinden söz eden Erdoğan, "Kadına sırf cinsiyetinden dolayı uygulanan şiddeti insan olan hiç kimse kabul etmez. Ülkemizdeki kadın cinayetleri oran olarak Avrupa ülkelerinin çoğundan daha geridedir. Bu tür hadiseleri sıfırlayana kadar görevimizi yapmış sayılmayız. Bu konu üzerinde Adalet Bakanlığımız çalışmalarına devam ediyor. Artık faillerin somut pişmanlık göstermediği durumlarda indirimi kabul edilmeyecektir. Sadece takım elbise giyip kravat takarak ellerini önünde birleştirip başını yana eğip sergilenen tiyatrovari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacaktır. Kasten öldürme suçu kadına karşı işlenmişse cezalar daha artırılacaktır." diye konuştu.
Erdoğan'ın satırbaşları şöyle:
Kadını, anne, eş, kardeş vasıflarıyla insanın bir yarısı görmeden, erkeği de eş, baba, kardeş vasıflarına oturtmadan bu meseleyi çözmek zordur. Şiddetten, eğitim ve iş hayatındaki eşitsizliklere kadar, bu mücadelelerinde daima yanında olduk.
Kadın insan, erkek insanoğlu erdeminden yola çıktık. Kadınların haklarını savunmak, onları küçümseyerek, meseleyi sadece birkaç başlığa indirgeyerek değil. Onların zaten sahip olduğu haklara sahip çıkarak yapılır.
Biz ülkeyi yönetme sorumluluğumuzu üstlendiğimizden beri bunun mücadelesini veriyoruz. Kadınlarımızın iş gücüne katılma seviyesini yüzde 27'den yüzde 36 seviyelerine çıkardık. Kız çocuklarımızın eğitimi konusunda önemli adımlar attık.
Üniversitedeki kadınlarımızın oranı yüzde 51'lere yaklaştı. Pek çok meslekte kadın erkek oranı dengelenmiş durumda. Çalışan kadınlar yanında ev kadınlarımızın emeğine ve ülkemize katkılarına önem veriyoruz. Kadınlarımızın her alandaki hak, adalet onur talebine aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz.
'Kadın cinayetleri oran olarak Avrupa ülkelerinden geridedir'
Kadına sırf cinsiyetinden dolayı uygulanan şiddeti insan olan hiç kimse kabul etmez. Ülkemizdeki kadın cinayetleri oran olarak Avrupa ülkelerinin çoğundan daha geridedir. Bu tür hadiseleri sıfırlayana kadar görevimizi yapmış sayılmayız. Bu konu üzerinde Adalet Bakanlığımız çalışmalarına devam ediyor. Artık faillerin somut pişmanlık göstermediği durumlarda indirimi kabul edilmeyecektir. Sadece takım elbise giyip kravat takarak ellerini önünde birleştirip başını yana eğip sergilenen tiyatrovari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacaktır. Kasten öldürme suçu kadına karşı işlenmişse cezalar daha artırılacaktır.
Tarihi Bilkent Mutabakatını hedef aldı
Bu hafta 28 Şubat post-modern darbesinin yıl dönümüydü. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren, kadını hayatın her alanında öne çıkarma lafını söyleyenlerin, zihinlerinin gerisindeki faşist uygulamayı gördük. Sözde çağdaşlık adına başlarını örttükleri için kadınların öğretim hakkını elinden aldılar. Kamuda çalışan başörtülü kadınları gözlerini kırpmadan kapının önüne koydular. İşte şimdi de 28 Şubat'ta acaba 2023'de nasıl biz hükümeti veya iktidarı ele geçiririz gayreti içindeler. Ama o 28 şubat geride kaldı. Sizlere yeniden 28 Şubat inşa ettirmeyiz. Şimdi bir araya geliyorlar, bir şeyler yapar mıyız diye. Büyüklerimizin, 'Benim oğlum bina okur döner döner yine okur' ifadesi var. Bunların durumu bu.
Ülkemizin potansiyelini harekete geçirdiğimizde, Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanları 5'e 10'a katlayan işler yapıldığını gördük. Bunları yapmaya devam ediyoruz. Kadınlarımızın toplumda, çalışmada, siyasette, evde her alanda haklarını koruyabileceklerini göstermek bu dönemin kazanımlarındandır.
Erdoğan'ın hedefinde yine CHP var
Ülkenin ikinci büyük partisi olan, içindeki birçok kadının taciz mağduru olması skandaldır. Allah korusun bu skandallardan bir tanesi bile bizim partimizde yaşansaydı, nasıl ithamlarla karşılaşacağımızı kestiremiyorum. nerede bu kadın dernekleri. Niçin meydana çıkmazlar. İlla kendi sütlerinden mi olacak, illa kendi zihniyetlerinden mi olacak. Niçin gitmiyorsunuz adalet saraylarının önüne. Görünmezler, çünkü onların bu noktada cibilliyetleri bozuk. İşte Başak Cengiz'de bunları gördük. Ortaya çıkmadılar. Çünkü sütleri uymuyor. Bunların dertleri kendi sapkın düşüncelerine zemin hazırlamaktır.
*"Benim oğlum bina okur döner döner yine okur" deyiminin anlamı şöyle: Hep aynı şeyleri yapıp duruyor, çabaları verimli olmuyor, aynı şeyleri boyuna yineliyor.