Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "EPDK Hizmet Binası ve Yapımı Tamamlanan Enerji Santrallerinin Açılış Töreni"nde konuştu.
Erdoğan, burada yaptığı açıklamada, "Akkuyu Santrali'nin ardından süratle 2. hatta 3. nükleer güç santralimiz için hazırlıklara başlayacağız. Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığına, Türk milletinin refahına dair yüreğinde zerre kadar hassasiyeti olanın nükleer enerjiye karşı çıkması mümkün değildir. Dünyanın 32 ülkesinde 443 nükleer güç santrali halen faaliyetteyken 'Türkiye nükleer enerjiye sahip olmasın' demek ihanet değilse gaflettir." dedi.
Yine Gezi'yi hedef aldı
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ağaç bahanesiyle vizyon projelerimize kastedenlere nasıl fırsat vermediysek çevre diyerek enerji hamlemizi dinamitlemeye çalışanlara meydanı boş bırakmayız."
19 yılda ciddi mesafe kat ettik
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin nükleer santral adımını neden 20-30 sene evvel atmadığının sorgulanması gerektiğini söyledi. Dünyanın 60 yıldan fazla zamandır kullandığı nükleer enerjiye Türkiye’nin bu kadar geç kavuşmasının büyük bir kayıp olduğuna işaret eden Erdoğan, "Akkuyu'nun hizmete girmesiyle hem ülkemizin bu eksikliğini giderecek, hem de iklim değişikliği ile mücadelemize önemli bir katkı sağlamış olacağız. Aynı şekilde yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan daha fazla istifade etmenin yollarını arıyoruz. Bu alanda son 19 yılda hamdolsun ciddi mesafe katettik" dedi.
‘Meydanı boş bırakmayacağız’
Yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 290 arttığını söyleyen Erdoğan, "Bugün yenilenebilir enerji kurulu gücümüz 52 bin 140 megabayt değeri ile toplam kurulu gücümüzün yüzde 53'lük kısmını oluşturuyor. Jeotermal enerjisi kurulu gücü bakımından 2020 yılı verilerine göre, Avrupa'da 1’inci, dünyada ise 4’üncü sıradayız" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların binaların çatılarını yerli üretim güneş panellerini kurarak kendi enerjisini ürettiğini söyleyen Erdoğan, "Ancak sermaye düşmanlığı, anti-emperyalizm, yerli kaynaklarımızdan yararlanma çabalarını engellemeyi çevrecilik zanneden marjinal örgütlerin, burada da piyasaya sürüldüğünü görüyoruz. Dünyanın en temiz enerji kaynaklarına karşı çıkmanın çevreyle bir ilgisi olmadığı açıktır. Nasıl ağaç bahanesiyle, vizyon projelerimize kastedenlere fırsat vermediysek, ‘çevre’ diyerek enerji hamlemizi dinamitlemeye çalışanlara da meydanı boş bırakmayacağız. Türkiye düşmanlarına piyonluk yapanlara rağmen ülkemizin yerli ve yenilenebilir kaynaklarını azami düzeyde kullanmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
‘Nerede ne var ne yok bunları bulup çıkartacağız’
Erdoğan, son yıllarda petrol ve doğal gaz aramalarıyla ilgili bir paradigma değişimine gittiklerini söyleyerek, "Daha önce kiralama veya benzeri yöntemlerle yürütülen bu faaliyetleri biz kendi milli imkanlarımızla sürdürmeye karar verdik. O dönemki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Berat Albayrak ile selefi Fatih Dönmez kardeşimiz alınan bu kararı titizlikle hayata geçirdiler. 3 sondaj ve 2 sismik araştırma gemimizi ülkemizin filosuna dahil ettiler. Sahip olduğumuz filoyla 2018 yılından bu yana 14 derin deniz kuyusu açtık. Akdeniz ve Karadeniz'deki iki ve üç boyutlu sismik arabalarımızı 6-7 katına çıkarttık. Karalama kampanyalarına ve gizli açık sabotajlara rağmen sabırla yürütülen bu çalışmalar neticesinde hamdolsun geçen sene Karadeniz’de tarihimizin en büyük doğal keşfine imza attık. Toplam 540 milyar metreküplük keşifle Türkiye artık farklı bir lige yükselmiştir. Tilki yetişemediği üzüme ‘koruk’ dermiş. Şimdi muhalefet, anasıyla yavrusuyla hepsi de ne diyor ‘koruk’. İsteseniz de istemeseniz de sondaj gemilerini de artıracağız, sismik araştırmaları da artıracağız. Karadeniz'de de Akdeniz'de de nerede ne var ne yok bunları bulup çıkartacağız. Nasıl savunma sanayi alanında yapılan hamleler Türkiye'yi pazar olarak görenleri rahatsız ediyorsa, enerji konusunda attığımız adımlar da bazı çevreleri rahatsız etmektedir” diye konuştu.
‘Devlet olarak görevimizi yapacağız'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz'de keşfi yapılan gazın devreye girmesiyle Türkiye'nin rahatlayacağını ve doğalgaz tedarikinde elinin güçleneceğini söyleyerek, "İnşallah gazı çıkardığımız anda biz bu gazı kiminle paylaşacağız, tabii ki halkımızla paylaşacağız. Varsın anası, yavrusu düşünsün. Biz devlet olarak görevimizi yapacağız. Ayrıca ülkemizin derin denizlerde arama, sondaj ve üretim kabiliyetleri üst bir noktaya ulaşacaktır. Bu gemilerimiz oralarda da kiralama olarak görev yapacak. Karadeniz gazının ilk fazının 2023 senesinde kullanıma hazır hale getirilmesi için yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Çok daha güçlü, bağımsızlığını daha da perçinlenmiş bir ülke olarak, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlamayı arzu ediyoruz” dedi.
'Elinize dilinize dursun'
Koronavirüs salgını sürecinde yaşananların iktidarları döneminde atılan bu adımların ne kadar doğru, ne kadar isabetli olduğunu herkese gösterdiğini söyleyen Erdoğan, "Kaptanın hüneri dalgalı denizde belli olur. Bu dönemde Türkiye salgının yol açtığı sorunları en hızlı atlatan ülkelerden biri olmuştur. Bu ana muhalefet, yavru, yavrular, ne diyorlar, bizim yaptığımız bu şehir hastanesinden rahatsız oluyorlar. Hale bak ya. Bu şehir hastanelerimiz olmamış olsaydı, biz bu koronavirüsle nasıl savaşacaktık, nasıl bu mücadeleyi verecektik? Yeni bir şey daha uydurdular, ne diyorlar, ‘hastane var da doktor yok.’ Elinize dilinize dursun be, nerede doktor yok. Hepsi de var. İnşallah dün 40 bin personel daha ilave etme kararını kabine toplantımızda aldık ve açıkladık. Bundan sonra da erken vakitli ve etkili tedbirler alarak proaktif bir anlayışla çalışmalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Balıkesir, Adıyaman ve Bingöl’e canlı bağlantılar gerçekleştirerek burada yapımı tamamlanan projelerin açılışını da gerçekleştirdi.