Ahmet Davutoğlu 13 Aralık ya da en geç 16 Aralık’ta, Ali Babacan ise ay sonuna doğru partisini kurmaya hazırlanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her iki partinin hazırlığında yer alan isimleri hedef alması siyasette yeni bir tartışma başlattı. Cumhuriyet'ten Emine Kaplan'ın haberine göre; Davutoğlu ekibi, Erdoğan’ın bu çıkışını algı oluşturarak yeni kurulacak partiler hakkında soru işaretleri yaratmaya ve kendi tabanındaki erimeyi durdurmaya çalıştığı biçiminde yorumluyor. Erdoğan’ın konu ettiği arsa devrinde imzası olan eski Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’ye de dikkat çeken Davutoğlu ekibi, Erdoğan’ın hâlâ AKP üyesi olduğu için Güllüce’yi hiç gündeme getirmediğini kaydediyor.
Yeni parti hazırlıklarında son dönemece girilirken siyaset de karşılıklı açıklamalarla ısınıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni parti hazırlıklarında son dönemece gelen Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan ve Babacan’ın partisine destek veren Abdullah Gül ve Mehmet Şimşek’i Şehir Üniversitesi’yle ilgili tartışmalar üzerinden hedef alan açıklamalarının ilerleyen günlerde de devam edeceği belirtiliyor. Erdoğan’ın Şehir Üniversitesi’ne arsa devriyle ilgili olarak 4.5 yıl sonra “dolandırıcılık” iddiasında bulunmasının “algı yaratma çabası” olduğunu dile getiren Davutoğlu ekibi, “Bu isimler parti kurmaya kalkışmasaydı eğer usulsüzlük varsa hiç konuşmayacak mıydı, saklayacak mıydı? Madem bir usulsüzlük var, niye 4.5 yıl sonra gündeme getiriliyor? Burada amaç, yeni partilerle ilgili soru işaretleri yaratarak vatandaşın teveccühünü engellemek, kendi tabanındaki erimeyi durdurmak ve her yolu deneyerek iktidarda kalmak” görüşünü dile getirdi. Davutoğlu ekibine göre Erdoğan, hem Davutoğlu hem de Babacan ekibini tartışmaya çekerek yıpratmak istiyor.
Davutoğlu ekibi, Şehir Üniversitesi’ne arsa devrine ilişkin Özelleştirme İdaresi’nin kararında yalnızca Davutoğlu, Mehmet Şimşek ve Ali Babacan’ın imzasının olmadığını, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin de imzasının yer aldığına dikkat çekerek, “Erdoğan, nedense Güllüce’nin ismini saymıyor. Çünkü onun partideki üyeliği ve görevleri sürüyor. Eğer bir usulsüzlük varsa Cumhurbaşkanı, 4 isim hakkında da suç duyurusunda bulunmalıdır” görüşünü dile getirdi.
Haberi vardı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özelleştirme İdaresi’nin böyle bir işleminden haberinin olmamasının mümkün olmadığını belirten Davutoğlu ekibi, “Cumhurbaşkanı’ndan habersiz kuş bile uçmaz. O zaman, neden bu işlem yapıldığı zaman itiraz etmedi. Madem bu insanlar dürüst değil, neden daha sonra birlikte çalışma isteğini iletti, neden Ali Babacan’a ekonomi danışmanlığı Mehmet Şimşek’e de yurtdışında bir görev önerdi” sorularını yöneltti. Erdoğan’ın “çamur at izi kalsın” politikası izlediğini vurgulayan Davutoğlu ekibi, “Algı yönetmek insanlığa, Müslümanlığa, devlet adamlığına ve İslamın vefa anlayışına yakışmaz” görüşünü dile getirdi.
13 ya da 16 Aralık'ta
Parti hazırlıklarında son aşamaya gelen Davutoğlu ekibi, yarın İçişleri Bakanlığı’ndan kuruluş dilekçesinin verilmesi için randevu isteyecek. İçişleri Bakanlığı’ndan gelecek yanıta göre partinin kuruluş dilekçesinin 13 Aralık ya da işlemlerin sarkması durumunda en geç 16 Aralık’ta verilmesi planlanıyor. Partinin ismiyle ilgili kamuoyuna yansıyan “Bir Parti, Bizim Parti, Birlik ve Reform Partisi” alternatiflerinin yanı sıra sürpriz bir isim üzerinde daha durulduğu öğrenildi. Partinin amblemi olarak “bir ağaç, bir dal ve bir yaprak” ya da tek bir çınar yaprağı’nın yer alacağı iki alternatif üzerinde çalışıldığı kaydedildi.