Erdoğan'ın kısıtlama açıklaması şöyle: Ancak tedbirleri sıkılaştırmak zorunda kalıyoruz. Salgının önümüze getirdiği fırsatları değerlendireme sonuçları ile karşı karşıla kalabiliriz. Artan vaka ve vefat sayıları bizi tedbirlere yönlendirdi.
Ramazın'ın ilk iki haftasında tedbirleri biraz daha sıkılaştırarak kısmi kapanma sürecine geçiyoruz
Şayet bu iki haftada istediğimiz oranda gelişme sağlayamazsak, daha sıkı tedbir almak zorunda kalabiliriz. Sokağa çıkma kısıtlaması saatleri hafta içi 19.00-05.00 olarak değişmiştir.
Sokağa çıkma saatlerinde zorunlu haller dışında şehirler arası seyahate izin verilmeyecek.
65 yaş üstü 18 yaş atı toplu taşıma sınırlaması yeniden getiriyoruz.
Eğitimde sınav sürecinde olan 8. ve 12. sınıflar ile okul öncesi eğitim kurumları dışında ki tüm kademeler uzaktan eğitimle sürecektir.
Kafe kıraathane, çay bahçesi, benzeri mekanlar faaliyetlerine bayram sonrasına kadar ara verecektir.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Sözlerime başlarken, milletimizin ve tüm İslam aleminin bugün ilk orucunu tuttuğumuz ramazan şerifini tebrik ediyorum. Rahmet ve bereket ayı olan ramazanın milletimizle birlikte tüm insanlığın sağlık huzurlu günlere kavuşmasına vesile olmasını diliyorum. Rabbimden bizleri ramazana ulaştırdığı gibi sağlık ve afiyetle bayrama eriştirmesini niyaz ediyorum.
'8. olağan zirvede somut adımlar atacağız'
Son kabine toplantımızdan bu yana diğer çalışmalarımızın yanı sıra, ülkemiz açısından çok önemli bir dizi programa katıldık. Sağlıktan ticarete işbirliği ilerletmenin yollarını aradık. Tam ve gözlemci üyelerin yanı sıra, Türk konseyine katılmak isteyen ülke bulunuyor. Konsey bünyesinde kurulan çok sayıda yapı ile çok daha güçlü kurumsallaşmayı ortaya koyuyor. Salgın şartlarının el vermesi halinde, Kasım'da ev sahipliği yapmayı planladığımız 8. olağan zirvede somut adımları atacağız. Geçtiğimiz hafta AB konsey başkanı ve Von Der Layen'i ülkemizde ağırlayarak gündemimizdeki konuları konuştuk. Çok geniş bir yelpazeye yayılan bu gelişmenin ilişkilerimiz bakımından yeni dönemi teşkil etmesini umuyoruz. Hep söylediğimiz gibi Türkiye, AB ile ilişkilerinde samimi ve şeffaf olmuştur. AB'ye tam üyelik adımları birer birer attık. Bizden sonra başvuru yapan ülkelere rağmen çok önlerinde olduğumuz bir gerçektir. AB'nin ciddi siyasi ekonomik krizlerine yol açacak göç akınının önüne geçtik. AB'den tek talebimiz üyeliği kabul edilen diğer ülkelerle aynı sürece tabi tutulmamızdır.
Türkiye'nin demokrasi, insan hakları ekonomi ve güvendeki gayretleri, kendi vatandaşlarının hak ve özgürlükleri yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu süreci AB ile yönetirsek daha memnun kalırız.
'Karadeniz'in iki yakasındaki ilişkilerin önemine inanıyoruz'
Kısaca D-8 diye ifade ettiğimiz gelişen 8 ülkenin 10. zirvesine de çevrimiçi olarak iştirak ettik. Bu teşkilat savaşın yerine barışın, çifte standardın yerine adalet ve kalkınmanın hakim kılınması gibi ulvi değerler esas alınarak kurulmuştur. Bu anlayışla Türkiye olarak çoğunluğu gençlerden oluşan D8'i güçlendirmek için her gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz cuma günü Rusya Devlet Başkanı Putin ile turizmden Ukrayna krizine kadar pek çok konunun yer aldığı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Bu güçlü etkin, ve yapıcı diplomasi işbirliğinin bölgemizdeki ve dünyadaki sorunların çözümünde iyi bir sonuç teşkil ettiğini düşünüyorum. Hemen ertesi gün Ukrayna başbakanını ağırladık. Sayın Zelenski ile Rusya krizi başta olmak üzere bölgesel birçok konuyu değerlendirdik. Bu görüşmede serbest ticaret anlaşmasını da imzalama konusunda mutabık kaldık. Karadeniz'in 2 yakasındaki Ukrayna ve Türkiye'nin ilişkilerinin geliştirme yönünde atılacak her adımın önemli olduğuna inanıyoruz. Yaklaşık 60 yıl önce misafir işçi olarak gittikleri Avrupa'da bugün 6 milyonluk bir sayıya ulaşan vatandaşlarımızın, her alanda gösterdikleri başarıyı takdir ediyoruz. Irkçı ve ayrıştırıcı durumlara rağmen her zaman vatandaşlarımızın yanında olduk, olmayı sürdüreceğiz.
'Libya bizim için sıradan bir ülke değil'
Dünde Libya Başbakanı'nı Ankara'da ağırladık. Libya bizim için herhangi bir ülke değildir. Yaklaşık 500 yıllık kadim ilişkilere sahip olduğumuz Libya'nın barış içinde yaşamasını en az kendi bekamız kadar önemsiyoruz. Bu ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne yapılan saldırılar karşısında Libyalı kardeşlerimizin yanında yer almaktan sarfınazar etmedik. Libya'nın yeniden istikrar ve huzur yoluna girmesini sağladık. Uluslararası toplumdan beklentimiz ise darbecileri kenara bırakarak Libya'nın meşru hükümetinin yanında yer almasıdır.
'Sert tedbirler almaktan başka çözüm gözükmüyor'
Bakan Koca kısıtlama açıklaması için Erdoğan'ı işaret etti