İşte Selvi'nin yazısının ilgili bölümü;
"İlk başlık, FETÖ’yle mücadele konusu olmuş. Karamollaoğlu, FETÖ’yle mücadele adı altında yaşanan mağduriyetleri gündeme getirmiş. “15 Temmuz’dan sonra mağdurlar türedi. FETÖ’yle mücadele kapsamında kamuda görevden almalar oldu. Ancak bunların bir kısmı yargı kararıyla geri döndü. Fakat bunlar göreve başlatılmıyor. Bunlarla ilgili bir çözüm bulmak lazım. Belki aynı kurumda olmayabilir ama başka bir yerde çalışmalarını sağlamak lazım. Bunlara belki bir af çıkarılabilir ya da en azından bir çözüm geliştirilebilir” demiş. Erdoğan ise ayrıntılı bir şekilde FETÖ’yle mücadelenin zorluklarını anlatmış. Ama çok daha önemli bir şey söylemiş. “Bazı hazırlıklar yapıldı ama beni tatmin etmedi” demiş. Karamollaoğlu, Erdoğan’ın yeni bir çalışma yaptıracağı izlenimi edinmiş.
'SİZ DE HAPSE GİRDİNİZ'
İkinci başlığı ise cezaevindeki gazeteciler ve sanatçılar başta olmak üzere düşünce suçluları oluşturmuş. Karamollaoğlu, “Gazeteciler, siyasetçiler, düşünce adamları ceza alıyor. Siz de bir şiir okuduğunuz için hapse girmiş birisiniz. Siz de bir düşünce mağdurusunuz” demiş. Erdoğan bunun üzerine şahsına yönelik hakaret edenlere ilişkin iki-üç örnek paylaşmış. 'Peki ben bunlara ne yapayım?' diye sormuş.
Karamollaoğlu bunun üzerine, 'Bana da hakaret edenler oluyor. İlk önceleri hemen avukatlara talimat veriyor, dava açmalarını istiyordum. 10-15 oldu. Pişmanlıklar gelmeye başladı. Pişman oldular. Bunun üzerine avukatlara ‘Davaları geri çekin’ dedim. Siyasi olarak bu sizin için de iyi olur' karşılığını vermiş. Canan Kaftancıoğlu ya da Nazlı Ilıcak'ın ismi geçmemiş ama sanki ruhları dolaşmış o görüşmede.
'ABD'NİN PKK'YA SİLAH YARDIMI ANCAK ESAD'LA GÖRÜŞÜLEREK ÇÖZÜLEBİLECEK BİR KONU'
Üçüncü olarak çok netameli bir konuyu gündeme getirmiş Temel Karamollaoğlu. 'Esad’la görüşün' demiş. Sözleri aynen şöyle: 'Siz doğrudan Esad’la görüşmeyebilirsiniz ama Esad’la doğrudan bir temas kurulması lazım. Suriye’deki gelişmeler bizi endişelendiriyor. ABD, PKK'ya on binlerce TIR silah yardımı yapıyor. Amerikalılar bir ordunun kurulması için gerekli olan her silahı verdiler. Bu bizi endişelendiriyor. Bu ancak Esad’la görüşerek çözülebilecek bir konu. Siz olmasanız da sizin adınıza birilerinin doğrudan Esad’la görüşmesi lazım.' Erdoğan'ın ne cevap verdiğini öğrenebilmiş değilim. Ama sohbetin dostane sonuçlandığını öğrendiğimde en azından şiddetle itiraz etmediği sonucunu çıkardım."