AKP'li yazar Fuat Uğur 18 Aralık Cumartesi günkü yazısının ilk kısmında iktidarın faiz indirimleriyle başlayan ve 'ekonomik kurtuluşu savaşı' diye adlandırdığı süreci özetledi. 21 Ekim'de Merkez Bankası yüzde 18'daki faiz yüzde 16'ya çekerek faiz indirme sürecini başlatmış ve Türk Lirası'nın değer kaybetme süreci başlamıştı. Uğur bu süreci, “Deli gömleğini çıkarmak", "Mandacı İktisatçılar" gibi Saray sözleriyle savundu.
Yazısında "Kontrollü kambiyo rejimi mi? Neden olmasın?" başlığını kullanan Uğur, 'döviz alım-satımının devlet eliyle kontrollü' yapılmasını istedi.
'IMF’ci ekonomistlerin bile savunduğunu' ileri süren Uğur, 'Serbest Kur Rejimi çare değil' diyerek, 'Sermaye kontrolü şart' diye önerisini net olarak ortaya koydu.
'Milletini sırtından hançerlemek peşinde olanlar'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada yeni ekonomik ve mail düzenlemeleri açıkladı. Erdoğan, konuşmasında 'Kambiyo rejimi tartışmaları açarak ülkesini ve milletini sırtından hançerlemek peşinde olanların hangi sinsilikler peşinde olduğunun farkındayız' diyerek Fuat Uğur'a uyarı gönderdi.
'Asla masum görmüyoruz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Aralık Pazar akşamı katıldığı İlim Yayma Ödülleri Töreni'nde kambiyo rejimini tartışmaya açmak isteyenlerle ilgili uyarılarda bulunmuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle dedi:
"Aynı şekilde kontrollü 'Kambiyo rejimi' gibi zırvalıkları gündeme getirenleri de asla masum görmüyoruz. Döviz kurundaki istikrarı, bu tür zırva yöntemlerle değil, piyasanın kendi işleyişi içinde sağlayacağız. Ekonomide bir kural vardır, dere yatağında akar ve bizim de şu anda takip ettiğimiz yol budur. Buradan tüm vatandaşlarıma, ekonomide verdiğimiz mücadelede devletlerinin ve hükümetlerinin yanında daha güçlü şekilde yer almaları çağrısında bulunuyorum. Geldiğimiz noktada sırf daha çok kazanç hırsıyla, fiyatları şişirmekle, stokçuluk yapmakla, dün ülkemizi darbe ile esir almaya çalışanlara destek çıkmak arasında bir fark kalmamıştır. Cuma gününden beri bir dedikodudur almış başını gidiyor. Pazartesi gününden itibaren, ciddi manada finans dünyasında sıkıntılar yaşanacakmış. Ya bunu ancak ihanet içinde olanlar söyler. 'Biz nasıl ayakta dimdik duracağız' demiyor, pazartesiden itibaren bu tür sıkıntıların olacağından bahsediyor. Bunlar aynı zamanda keramet ehli galiba. Merak etmeyin, böyle bir durum söz konusu değil, biz dimdik ayaktayız."
Tartışmaları Özgenç başlattı
Sermaye kontrolü ile ilgili tartışmalar geçen hafta içinde Erdoğan'ın bir dönem yasa tasarılarını gözden geçirtecek yakın bir çalışma yürüttüğü Prof. Dr. İzzet Özgenç'in çıkışıyla alevlenmişti. Özgenç muhalefeti ayağa kaldıran açıklamasında 'Ekonomik bunalım sebebiyle OHAL ilânına hazırlıklı olun' sözlerini söylemişti. Özgenç, 'Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybı, 'ağır ekonomik bunalım' sonucunun ortaya çıkacağı süreci başlatmıştır. Bu nedenle kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hâl ilânına toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir' demişti.
Meral Akşener: Sakın ha...
Ekonomik OHAL tartışmalarının başlaması üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, kesin bir dille OHAL iddialarına tepki gösterdi.
Akşener, 'İzzet Özgenç hocamız hukuk profesörüdür. Türkiye’nin hukuki sisteminde çok etkili bir hocadır. Olağanüstü Hal ilan edilebilir diye bir kavram var. Şimdi dış güçler işi bir kenara bırakılmış, iç güçlere gelmiş iş. Özellikle İzzet hocanın tarifi üzerinden bakarsak, sermaye kontrolünden başlayarak vatandaşın dolar hesaplarına kadar bazı adımların atılabileceği gibi bir endişe yaratır. Bu Türkiye’nin gerçekten çok çok çok zor duruma düşmesine, iflas etmesine sebep olur. Bu konuda da herkesi ciddiyete davet ediyorum. Sakın ha öyle bir el uzatma olmasın' diye konuşmuştu.
Numan Kurtulmuş: Saçma sapan bir iddia
AKP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ise ekonomik OHAL iddialarını 'saçma sapan' diye değerlendirmişti.
Kurtulmuş şunları söylemişti:
Serbest pazarın koşullarından taviz verilmeden devam eder. Ancak bugün de bir operasyondan bahsediliyor, stokçuluğa karşı ortada dolaşanlara karşı da hükümet her türlü tedbiri alır. Kimsenin aklından OHAL geçmesin.
Saray her defasında yalanlamıştı...
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, geçen Mart ayında sermaye kontrolü iddialarını hızlı bir şekilde cevaplayıp kesin bir dille düşünülmediğini bile belirtmişti. Dalgalı kur rejiminden taviz verilmeyeceğini söyleyen Ertem, yumuşak veya sert hiçbir sermaye kontrolünün gündemde olmadığını belirtmişti.
Ertem Türkiye’nin yabancı yatırımcıların “her türlü düzenlemede güvenebileceği” ülkelerden olduğunu belirterek, “Bugüne kadar ki uygulamalar da bunu gösteriyor. Türkiye, mali disiplin, tam açık piyasa ekonomisi ve dalgalı kur rejimine dayalı üç ayaktan oluşan bir çerçevede hareket ediyor ve bundan vazgeçilmeyecektir” dedi.
Fuat Uğur ne yazdı?
İşte Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur'un yazısının ilgili kısmı:
Çin’in, Danimarka gibi pek çok ülkenin hayata geçirdiği ‘Kontrollü Kambiyo Rejimi’ni devreye sokabilir misal.
Kimse yerinden zıplamasın. Olmaz mı? Bu aşamada ülkeye en çok zarar verecek şey kararsızlıktır. Pekâlâ olur. Türkiye 1929 yılı krizinden sağ salim çıkarken piyasayı belirleyen Bankalar Caddesi’nde kimler etkili oldu derseniz? Burada CHP’liler “O dönem tek parti rejimiydi ve demokrasi yoktu” derlerse çok gülerim.
Dünyada kriz var. İngiltere’de enflasyon yüzde 10’a dayandı. İsviçre Federal İstatistik Bürosu rakamlarına göre bir İsviçreli geçen yıl 100 avroya doldurduğu gıda sepetini bu yıl 159 avroya dolduruyor.
Türkiye onlar gibi para basan bir ülke değil. ABD’de enflasyon dolar bazında yüzde 7’ye çıkmış, faiz binde 25. Makasın açıklığına bakar mısınız?
KONTROLLÜ KAMBİYO REJİMİ, parası saldırılara açık olan gelişmekte olan ülkelerin serbest döviz, dalgalı kur sistemini bırakarak döviz alım-satımını devlet eliyle kontrollü olarak artırarak yapması. Amaç, burada para değerini belli seviyede tutmak ve dışa bağımlı maliyet girişlerindeki artışların enflasyona etkisini azaltmak.
Milton Friedman ve Steve Hanke gibi IMF’ci ekonomistler bile gelişmekte olan ülkeler için bu rejimi tavsiye ediyor.
Kimileri buna “Sabit-Birleşik Kur” da diyor.
Çünkü artık anlaşılıyor ki Serbest Kur Rejimi çare değil. Merkez Bankası rezervi filan hikâye. Diyelim 300 milyar dolar olsun, günün sonunda size kaldıraçlı işlemlerle istediklerini dayatıyorlar. Sermaye kontrolü şart. Deniliyor ki yabancı yatırımcı gelmez.
Bu kuyruklu bir yalan.
En çok yabancı yatırım 40 yıldır Kontrollü Kambiyo Rejimi uygulayan Çin’e nasıl gidiyor peki?
Yazıyı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2019 yılındaki şu sözleriyle bitireyim:
"Türkiye'nin ekonomik gerçeklerine uygun, insanlarımızın ve ülkemizin ekonomik ilişkilerini emniyete alan, yeni ve adil bir kambiyo rejiminin üstünde mutlaka çalışılmalı, tek yanlı bağımlılıktan kurtulmak için kollar sıvanmalıdır."