Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin satır başları şöyle:
Milletimiz samimiyetimize, becerimize güvendiği için ülkenin yönetimini bize emanet etti. Biz vaktimizi başka partilerdeki gibi koltuk kavgasıyla geçiremeyiz. Bizim verdiğimiz mücadele istiklal ve istikbal mücadelesidir. Omuzlarımızdaki davaların büyüklüğü hepimizin fedakarlık yapmasını gerektiriyor. Biz bu yolu ancak dava ahlakına sahip kadrolarla yürüyebiliriz. Türkiye’nin çok yönlü ve çok aktörlü bir terör meselesi vardır.
ERDOĞAN: TWEETLERİ ÖRNEK GÖSTERDİ
Biz bu partinin başındaki zatın hezeyanlarını, kimi zaman üzüntüyle kimi zaman yüzümüz kızararak takip ederken, şimdi İstanbul’a İl Başkanı seçmişler ki tam bir facia. Elbette demokrasiye saygımız vardır. Bu kişi madem ki kongre salonundan çıkmıştır öyleyse CHP’nin İl Başkanı'dır. Ona diyecek sözümüz yok. Ama bu İl Başkanı'nın geçmişine baktığımızda bizim bir şey söylememize gerek kalmıyor. Şöyle ekrana bir bakalım…
Bakınız çok ilginç. Bu tweetlerde neler yok ki? Polisimize taş atmaya varıncaya kadar, görüntülerden tutun, nasıl birisi? Her şey bir tarafa da Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti ne hallere geldi ya, kimlerin eline kaldı. 'Ermeni soykırımı' diyerek tarihimizi aşağılıyor. 'Devlet katil değil seri katil' diyerek güvenlik güçlerine saldırırken, hayatını kaybedenlerin suçunu devlete atıyor. Yüzünde maske, elinde taş güvenlik güçlerimize saldırırken çekilmiş eylemci resmi ona ait değilse bile, bu vandallığa sahip çıktığını gösteriyor.
ERDOĞAN: 'İHANETE ORTAK OLUYORDU'
Gezi olayları sırasında insanları, 'Ananı da al haydi Taksim’e' diyerek provokasyonların her yerinde bu kişinin bizzat bulunduğu anlaşılıyor. İşte bütün bunların öncesinde de CHP ile HDP’nin ortak hareket etmesini kutlayan mesajlar yayınlıyor. Hemen CHP’yi BDP’yi aynı yola girdiği için eleştiren gerzekler karşı saldırıya geçiriyor. Bu kişi 'Kürtler Gezi’de yok, bahane bulma sen. Kobani’de ne yapıyorsun' diyerek yapılan ihanete ortak oluyordu. Bu olaylarda kurban eti dağıtmak için evden çıkan Yasin Börü ve arkadaşları başta olmak üzere 50’nin üzerinde masum insan alçakça şehit edilmişti.
15 Temmuz kahramanlarına etmedik hakaret bırakmıyor, işin rengi belli olmamışken, 'Alın size nur topu gibi bir mağduriyet' diyerek 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu kişi adını daha sonra 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirdiğimiz, Boğaziçi Köprüsü'nde darbe gecesi yaşanan olayları nasıl anlatıyor biliyor musunuz? Değerli kardeşlerim bu CHP’nin nerede bulunduğunun da ifadesidir. 'Tekbir getirerek, boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir' Şu cümle çok enteresan. 'İnandığınız Allah’ınız sizin de belanızı versin.' Ey Kılıçdaroğlu, ey Kemal efendi, kiminle yoldaşsın ortada işte.
Bay Kemal, herhalde sen de bundan sonra çok daha fazla düşüneceksin. Bunların sadece demokrasiden değil, orada ülkesi, milleti, bayrağı için hayatını kaybedenlere yaptıkları saygısızlıkla insanlıktan da nasibini almadıkları anlaşılıyor. Kendisi bu naneleri yer de eşi bundan geri kalır mı? O da adeta övünerek 7 dakikada çeyrek domuzu nasıl yediğini anlatıyor. Hıza bak hıza. Milletime olan saygım sebebiyle, şahsıma veya vefat etmiş anacığıma yönelik galiz küfürleri burada söylemekten hicap duyacağım. Eğer Türkiye’nin siyasi alternatifi bu şahsın il başkanı olduğu bir CHP ise vah milletimin haline, vay ülkemin haline.
ERDOĞAN: 'TENCERE KAPAK MİSALİ...'
Ben inanıyorum ki CHP’ye gönül veren vatandaşlarım bu açıklamalardan sonra, tweetlerden sonra, CHP’nin başına İstanbul gibi bir şehirde gelen bu tür her şeyden olumsuz nasiplenmiş kişilerden sonra, bu kafanın benzerini, dünün BDP’sinin bugünün HDP’sinin başına da musallat etmişlerdir. Normal şartlarda Taksim’in arka sokaklarında faaliyet gösteren marjinal derneklerin başında olan tipleri, oradan alıp partinin başına koyduğunuzda böyle arizi bir durum ortaya çıkıyor.
Demokrasinin renklerinden biri diyerek geçiştirebileceğimiz bu zihniyete, ülkenin geleceğinde söz sahibi olması gereken yapıları teslim ederseniz, kendileriyle birlikte oraları da batırırlar. Gerçi, Kemal Kılıçdaroğlu gibi karikatür bir tipin başında bulunduğu bir partiye de, tencere kapak misali herhalde böyle bir il başkanı yakışır.
ERDOĞAN: 'VİCDAN FUKARASI'
Bu zat Meclis’in önünde bir firmadan alacağını tahsil etmekte yaşadığı sıkıntı sebebiyle, kendini yakmaya teşebbüs ettiği anlaşılan bir vatandaşımıza, 'Gidip kendini Saray’ın önünde yaksaydın. Ardından Saray’ı da yaksaydın' diyebilecek kadar vicdan fukarasıdır. Şu anda ben de arkadaşlarım da suça teşvikten başta bay Kemal hakkında davalarımızı açıyor. Lafa bak ya. Bu söylenir mi?
Türkiye’nin ana muhalefet partisinin bir avuç marjinalin elinde heder olması demokrasimiz adına büyük bir kayıptır. Demokrasilerde ana muhalefet gerçekten çok önemlidir. Ülkenin gidişatından memnun olunmadığı durumda, herkes için bir umut güven kaynağıdır.
ERDOĞAN: 'BUNUN ADI MİLLET DÜŞMANLIĞIDIR'
Milletimizin değerlerine hakaret etmek siyaset değildir. Bunun adı olsa olsa millet düşmanlığıdır. AK Parti olarak biz hizmet yarışında iddialıyız. Her seçimden büyüyerek çıktık. İşte CHP de nal toplayarak arkamızdan geldi. Bu konuda bileğimizi bükecek bir rakip tanımıyorum. Ama konu CHP’nin başındaki zatın ve onun il başkanının yaptığı gibi hakarete küfre geldiğinde maalesef orada pek de iddia sahibi değiliz. Çünkü bizim anamızdan, babamızdan aldığımız bir terbiye var. Bu kişilerin seviyesine inmeye bizim yetiştiğimiz gelenek izin vermez. Burada da takdiri en büyük hakim olarak gördüğümüz milletimize bırakıyoruz.
Biz ülkemizi 2019 yılına, dün güzergahı açıklanan Kanal İstanbul gibi, ilk etabının açılışını yapacağımız yeni havalimanı gibi, büyümede, istihdamda, turizmde elde ettiğimiz güzel sonuçlarla hazırlıyoruz. Anlaşılan CHP’nin 2019 hazırlığı da işte bu. Herkes kendine yakışanı yapıyor ve yapmaya devam edecek.
NATO'YU ELEŞTİRDİ
Milletimiz Gezi olaylarından beri böyle bir kuşatmaya izin vermeyeceğini göstermiştir. Sınırlarımız boyunca terörist ordusu kurmaya çalışanlara, vaktimizi içeriye hapsederek destek olmaya çalışanların oyunların gelmeyeceğiz. Milletimize yapılan hiçbir hakareti cevapsız bırakmayacağız. Ama kimseye de hak ettiğinden fazla zaman ayırmayacağız.
Bu toplantıyla benim NATO’ya da serzenişim var. Ey NATO, siz ortaklarınızdan birine herhangi bir sınır tacizinde bulunanlara karşı tavır almakla da mükellefsiniz. Şu ana kadar siz ne tür bir tavır aldınız? Ve bunu kendilerine duyurduk. Şuanda da yine Belçika’daki toplantıda genelkurmay başkanımız kendileriyle bu konuyu görüşecekler. Bizim yapacak çok işimiz var. Bizim 2023 hedeflerimiz var, bizim 2053, 2071 vizyonumuz var.
'ADETA BİR HANÇER SAPLADIK'
Dün Irak’ta oynanan oyunu bozduk. Suriye’de oynanan oyunun kalbine Fırat Kalkanı ile adeta bir hançer sapladık. İnşallah yarın öbür gün, kısa bir süre içinde Afrin ve Münbiç’ten başlayarak Suriye’deki diğer terör yuvalarını da birer birer dağıtacağız. Buna ne müttefikimiz gibi gözüküp de bizi sırtımızdan vurmaya kalkanlar engel olabilir, ne de siyasetçi görünümlü marjinal terör destekçileri mani olabilir.
Osmanlı’ya yaptıkları gibi bize de hasta adam muamelesi çekmek isteyenler varsa açsınlar 15 Temmuz’un görüntülerini tekrar tekrar seyretsinler. Orada, hasta adam mı var yoksa erkeğiyle kadınıyla yaşlısıyla kıyama kalkmış koskoca bir millet ve dualarla onları destekleyen yüz milyonlarca kardeşi mi var iyi baksınlar.