Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dicle'nin kuzularını çakallara kaptırmamak için gece gündüz demeden çalışıyor, mücadele ediyor, gayret gösteriyoruz." dedi.
Erdoğan, Sezai Karakoç Kültür Merkezinde düzenlenen AKP Diyarbakır Genişletilmiş İl Danışma Toplantısına katılarak, partililere hitap etti.
Milli iradeyi savunmak için gerektiğinde bedel ödeyip, sıkıntı çektiklerini ama zalimler karşısında hiçbir zaman başlarını eğmediklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda bize, milletimize ve ülkemize kefen biçen müstevlilere inat Allah'a hamdolsun dimdik yürüyoruz. Dicle'nin kuzularını çakallara kaptırmamak için gece gündüz demeden çalışıyor, mücadele ediyor, gayret gösteriyoruz. Biz, vesayet odaklarının gölgesinde değil, gece karanlığında seccadelerini gözyaşlarıyla ıslatan piri fanilerimizin dualarıyla yürüyoruz. Biz, sırtımızı başkaları gibi şu veya bu terör örgütüne değil, Rabbimizin takdirine, halkın iradesine yaslıyoruz. Biz, gücümüzü başkaları gibi silahtan değil, şiddetten değil, 40 yıldır yanımızda dağ gibi duran aziz milletimizden alıyoruz."
İstiklal Marşı'ndan "Biz ezelden beridir hür yaşadık, hür yaşarız/Hangi çılgın bize zincir vuracakmış, şaşarız/Kükremiş sel gibiyiz, bendimizi çiğner, aşarız/Yırtarız dağları, enginlere sığmaz, taşarız" dizelerini okuyan Erdoğan, "Nasıl bugünlere akrebin kıskacında yoğrularak geldiysek 2023'e giden süreçte de bizi ağır imtihanların beklediği anlaşılıyor" ifadelerini kullandı.
'Yalan ve çarpıtma üzerine kurulu bir psikolojik harekat yürütüyorlar'
Türkiye'ye yönelik yurt dışı mahreçli planların yeniden devreye alındığını gördüklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Başını CHP'nin çektiği bir kesim, dozunu her gün biraz daha yükselttikleri nefret söylemleriyle bu kirli planlara destek veriyor. Dikkat ederseniz son günlerde CHP'li siyasetçilerin artık hezeyana varan beyanlarında çok ciddi bir artış yaşanıyor. Nasıl 17-25 Aralık girişiminde FETÖ'cülerin sözcülüğünü yapmışlarsa şimdi de organize suç örgütlerinden, karanlık sosyal medya mecralarından medet ummaya başladılar. Ülkeler arasında imzalanan rutin iş birliği protokollerini bile istismar edecek kadar muvazeneyi kaybettiler. Kulaklarına ne fısıldanırsa, ajans önlerine ne koyarsa, Türkiye düşmanları bunlara ne terkin ederse onu söylemeyi siyaset zannediyorlar. Kimi taşeron basın yayın organlarını da yedeklerine alarak, AK Parti'ye, Cumhur İttifakı'na ve siyaset kurumuna karşı yalan ve çarpıtma üzerine kurulu bir psikolojik harekat yürütüyorlar. Parti teşkilatlarını saran taciz, tecavüz, hırsızlık, yolsuzluklarla cesaretle yüzleşmek yerine kendi pisliklerini bize bulaştırmaya çalışıyorlar"
Salondakilerin Kayahan'ın "Bir aşk hikayesi" şarkısını söylemesi üzerine Erdoğan, "Gençler tam böyle şah damarından girdiniz" diyerek, salondakilerle Kayahan'a Fatiha okudu.
Erdoğan, Mevlana'nın "Testinin içinde ne varsa dışına o sızar" sözlerini hatırlatarak, "Yani bir insanın kalbinde ve kafasında ne varsa dil, onu söyler. İşte az önce siz Kayahan'ın sanki bizim için bestelediği parçayı okudunuz. Siz ne güzel gençlersiniz" diye konuştu.
Tüm parti teşkilatıyla Diyarbakır'da olduklarını belirten Erdoğan, duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
"İçeride kin, nefret, husumet varsa, söylemde nefreti besler, kutuplaşmayı körükler, siyaseti zehirler" diyen Erdoğan, insanın içinde aşk, samimiyet, hoşgörü, dürüstlük varsa bunun yaptığı işten, kullandığı dile kadar aksettiğini anlattı.
'Biz bugüne kadar ne Doğu'dan koptuk ne Güneydoğu'dan koptuk'
Erdoğan, "CHP ve şürekasına baktıklarında bu sözün hikmetini daha iyi kavradıklarını" belirterek, şunları kaydetti:
"Demokrasimizi güçlendirecek, insanımızın kardeşliğini perçinleyecek, ülkemizin dertlerine derman olacak tek bir önerileri, tek bir sözleri yok. Sadece milletten ve milletin değerlerinden kopuk değiller, ülkenin ve bölgenin gerçeklerinden de habersizler. Şimdi yeni bir adım atıyorlar, neymiş 'Doğu masası', 'Doğu projesi'... Neredeydiniz bugüne kadar? Biz bugüne kadar ne Doğu'dan koptuk ne Güneydoğu'dan koptuk, devamlı buralarda olduk. Bölücü örgütün bu topraklara yaşattığı yıkımdan, işlediği cinayetlerden, akıttığı kan ve gözyaşından habersizler. Kol kola girdikleri örgütün güdümündeki partinin, bölge insanının umutlarına, hayallerine verdiği zararlardan habersizler. Evladını Kandil'deki terör baronlarına kaptıran anaların dinmeyen yürek sızısından habersizler. Askerimizin, polisimizin, güvenlik korucularımızın, vazifelerini hakkıyla yapmaya çalışan kamu görevlilerimizin fedakarlıklarından habersizler. Ülkemiz sınırları içinde ve dışında yürütülen mücadelenin büyüklüğünden habersizler. Kafalarına geçirdikleri at gözlüklerinden sadece kendi sığ dünyalarını görüyor, çıkarlarından, ikballerinden başka hiçbir şeyi umursamıyorlar."
Erdoğan, muhalefetin içinde bulunduğu "siyasetsizlik cenderesi"nin AKP olarak yüklerini daha da ağırlaştırdığının, kendilerinin siyaseti millet için ve milletle birlikte yaptıklarının altını çizdi.
Bunun için milletle irtibatı korumak, gönül bağını sürekli canlı tutmak gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Nasıl hayat boşluk kabul etmezse, unutmayın, siyaset de boşluk kabul etmez. Şimdiden size özellikle söylüyorum, 2023 Haziranı'na kadar kapı kapı dolaşmaya, gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?" diye sordu.
Diyarbakır'dan müjdeler beklediğini ifade eden Erdoğan, "Çünkü biz sahayı boş bırakmayacağız. Eğer biz geri durursak başta bölücü örgütün uzantıları olmak üzere, başkaları muhakkak gelir bu boşluğu doldurur. Böyle bir durumda siyasetteki ataletin, gevşemenin, tavsamanın maliyeti çok daha ağır olacaktır. Ulaşamadığımız, kapısını çalmadığımız, derdine veya sevincine ortak olamadığımız her insanımızın vebali bizlerin üzerindedir." ifadelerini kullandı.
'En önemli referansımız, arkamızdaki 19 yıllık demokrasi ve kalkınma müktesebatımızdır'
Erdoğan, gönüller kazanmak için çıktıkları bu yolda kimseyi dışlamamak, kimseye hor bakmamak, kızmamak, küsmemenin temel prensipleri olduğunu söyledi.
Kendisine tezahüratta bulunan partilileri mütevazı bir topluluk olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, buna devam edeceklerini, Mevlana'nın diliyle "Toprak gibi mütevazı" olacaklarını belirtti.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elbette 20 yıllık bir siyasi partinin içinde kendini dışlanmış hissedenler, belki kalbi kırılanlar, farklı sebeplerle teşkilattan ayağı soğuyanlar olabilir. Bize düşen en önemli görev, bu kardeşlerimizi tespit edip iletişim kurarak, gerekirse ayaklarına giderek yeniden davamıza kazandırmaktır. Biz milletin bağrından doğmuş, 84 milyonun her rengini temsil eden, üye sayısı itibarıyla ülkemizin en büyük, en kuşatıcı siyasi hareketiyiz. Bu partinin çatısı altında terörü ve şiddeti övmediği sürece her türlü fikre, ne kadar farklı olursa olsun her türlü düşünceye, meselesi millet ve memleket olan herkese yer vardır. Önümüzdeki dönemde yeni üyeler, yeni yüzler, yeni yol arkadaşlarıyla saflarımızı sıklaştırırken parti kadrolarımız içindeki muhabbet iklimini daha da güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Sizlerden, sandık müşahidinden mahalle temsilcisine, il başkanından milletvekiline tam kadro sahada olmanızı istiyorum. Unutmayınız, en önemli referansımız, arkamızdaki 19 yıllık demokrasi ve kalkınma müktesebatımızdır."
Diyarbakır'a ve ülkeye kazandırdıkları hizmetleri, teröre ve arkasındaki güçlere karşı verdikleri mücadeleyi, proje ve hayalleri insanlara sabırla anlatacaklarını kaydeden Erdoğan, "Muhalefetin yalan, iftira ve çamur siyasetini geçmişte olduğu gibi bugün de yine hakikatin güneşiyle bertaraf edeceğiz. Şayet biz samimiyetle çalışırsak, insanımıza doğruları ulaştırırsak Allah'ın izniyle istikametimiz de istiklalimiz de aydınlıktır. Biz omuzlarımızdaki yükün hakkını verirsek AK Parti, Türkiye'nin geleceğine hizmetleriyle damga vurmaya devam edecektir. Bu konuda ben sizlere güveniyorum. Her birinizin bu yüksek vazife bilinciyle hareket ettiğine ve edeceğine inanıyorum" diye konuştu.