Geçtiğimiz günlerde MHP’den ihraç edilen Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Bahçeli'nin İYİ Parti lideri Meral Akşener'e yaptığı 'Evine dön' çağrısına ilişkin konuştu.
Dün katıldığı canlı yayında MHP’de Meral Akşener’in kazandığı kongreyi de kendisinin iptal ettirdiğini söylemişti ancak Enginyurt bugün çark etti. Enginyurt 19 Haziran Kongresi'ne ilişkin şöyle dedi:
"Kongreyi ben iptal ettirdim sözü var, ben iptal falan ettirmedim. Ben iptal edilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi'ni mahkemeye verdim şikayet ettim."
Enginyurt'un satırbaşları şöyle:
"O çağrıyı izleyince aklıma 19 Haziran kongresi geldi"
O çağrıyı izlediğimde bayramdan bir gün önce atılmanın verdiği hüzünle birlikte 1 Kasım sürecinden sonra vermiş olduğumuz mücadele aklıma geldi. 2015 1 Kasım seçimlerinden sonra sayın Devlet Bahçeli öyle bir saldırıya maruz kaldı ki yalnızlığıma çakalların güldüğü dönem yaşadık. Gemiyi terk eden terk edene oldu. Terk edenler çok ağır ithamlarda bulundu. Çok ağır sözler söyledi. Çok ağır yazılar yazdı. Milliyetçi Hareket Partisi'ne karşı büyük kumpaslar kuruldu. Sayın Bahçeli'yi koltuğundan indirmek için hastanede yattığı günlerde dahi acımasız sözler edildi. Sayın Akşener de dahil olmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi'ni ele geçirmek isteyenler bir ve beraber oldu Sayın Bahçeli'ye karşı ortak bir birliktelik kuruldu. Böylesi bir dönemde ben arkadaşlarımla birlikte ki sayıları çok fazla değil, sayın genel başkanın yanında ölümüne durduk, ölümüne kavga ettik. Hakaretler yedik, hakaretler ettik.
Yazılar yazıldı iftiralar atıldı. Neler söylendi neler. Ve o çağrıyı duyunca ister istemez aklıma 19 Haziran kongresi geldi.
"Ben iptal falan ettirmedim, ben iptal edilmesi için MHP'yi mahkemeye verdim"
"Kongreyi ben iptal ettirdim sözü var, ben iptal falan ettirmedim. Ben iptal edilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi'ni mahkemeye verdim şikayet ettim. Sosyal medyada bakıyorum dün akşamdan beri İyi Parti'liler mutluluk rüzgarı içerisindeler. "Cemal Enginyurt itirafçı mı oldu? Cemal Enginyurt doğruları söyledi" Ben kongre haksızdı, kongre yanlış bir zemine oturtulmuştu, kongre bir hak gaspıydı diye mahkemeye başvurdum. Ben dedim ki mahkemeye 19 Haziran'da kimse cesaret edemezken yine ben ve üç beş arkadaşımızla beraber sayın Bahçeli'nin yanında dik durduk ve mahkemeye başvurarak dedim ki kayyum atayan irade, MHP de kongre yapsın diyen mahkeme kararı bir maddenin değiştirilmesiyle ilgili kongre kararı almıştır.
Nedir? "Tüzük değişikliği yapılması için kongre yapılmalıdır" dedi. Ama Meral Akşener ve arkadaşları toplandı, 765 kişi de oy verdi, kongre yaptı kazandı. Güya 13 maddeyi değiştirdiler dedim. Genel başkanlık da dahil 13 maddeyi değiştirdiler. Bu hukuksuzdur, bu yanlıştır. Bu yanlışı nitekim o gün televizyon ekranlarında 19 Haziran 'da Koray Aydın, Sait Gönen, Sinan Oğan televizyonlara bağlandıklarında kongre salonundan itiraf etmişlerdir dedim. Demişlerdir ki bu kongrede 13 madde değiştirmek yanlış olmuştur.
Biz tüzüğü değiştirmek üzere toplandık ama kongrede 13 maddeyi değiştirdik demişlerdir. Dolayısıyla bu hukuksuzdur dedim. Ben de bir delege olarak katılmadığım bu kongre ile gidemediğim bu kongre ile Milliyetçi Hareket Partisi'ndeki bu 13 madde değişikliğinin iptal edilmesini istiyorum diye mahkemeye başvurdum. Yüce Türk adaleti de benim başvurum üzerine bunu kabul etti. Dedi ki doğrudur bir madde değiştirmek üzerine toplanılmıştır. Ama 13 madde değiştirilmiştir. Bu kongre kararına uygun bir davranış değildir dedi. "
"Beni bir günde attınız da Akşener'i niye çağırdınız"
"Dolayısıyla ben şuna üzüldüm şimdi ben bunları yaparken, ben bu mücadeleyi verirken, ben Türkiye'de ayrılan arkadaşlarımla kavga verirken çoğu benim hapishane arkadaşım, küçüklük arkadaşım. Beraber mücadele ettiğim insanlarla kavga ederken beni bayramdan önce atıp da sayın Akşener'i ve arkadaşlarını partiye çağırmak beni üzdü dedim. Şimdi birileri çıkıp diyor "sen bundan pişmanlık duyuyor musun, kongreyi nasıl gaspettiğini anlat"
Kongrenin gaspı falan yoktur hukuksuzluk yoktur. İYİ Partililer yalandan sevinme gösterisi yapmasınlar. Ben hiç kimseye göz kırpmıyorum. Türk milliyetçisiyim, ülkücüyüm, Türkçüyüm. Ben sayın Devlet Bahçeli'ye abi demiş bir insanım. Ölene kadar da abim kalacak demiş bir insanım. Sayın Devlet Bahçeli beni partiden atmış olsa bile sayın Devlet Bahçeli benim abimdir, büyüğümdür, sevdiğim bir insandır. Ama ben sayın Devlet Bahçeli'nin de beni sevdiğini biliyorum. Benim onu sevdiğim gibi o da beni sever ama çevresindeki bir grup beni tehlike olarak gördü, benden rahatsız ve sayın Genel Başkan'a beni cumhur ittifakına zarar veriyor diyerek sürekli gittiler kötülediler söylediler anlattılar sayın Genel Başkan da beni 4-5 defa uyardığı için en son dedi ki yeter artık Cemal uyarıları dinlemiyor atın artık demiştir diye düşünüyorum."
"MHP'de işgal girişimi var"
"MHP'ye işgal girişimi var. Haksız yere MHP'yi ele geçirmek için haksız bir oyun var. 13 tane madde değiştirilerek MHP Genel Başkanı'nı yok etme eylemiydi.
Kongrede sonuçta bunlar kazanmış olmuyor mu 765 oyla, 13 maddeyi değiştirmiş olmuyorlar mı? Ve kazandık diye zafer çığlıkları atmadılar mı? MHP'yi artık elimize geçirdik demediler mi? Dolayısıyla ben de diyorum ki sayısal olarak baktığımızda kazanılmış bir kongre değil mi? Biz mahkemeye vermesek ve Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri de bizi haklı bulmasa sayın Akşener ve ekibi MHP'yi ele geçirip alacaklardı. Kongre karar vermişti.
Ama ben bu kongrenin 765 oyla kazanılsa bile bunun hukuksuz olduğunu, tekrar söylüyorum tek bir maddeyi değiştirmek üzere toplanan kurultayın 13 maddeyi değiştirerek genel başkan da dahil bir hukuksuzluk yapıldığını belgeleriyle, video kanıtlarıyla diğer maddelerle birlikte mahkemeye sundum. Mahkeme de dedi ki doğrudur tek bir madde değiştirmek gerekir, kayyuma yetki sadece tüzüğü değiştirmek üzere kongre yapılması için verilmiştir. Ama kongrede toplanıp 765 oy alıp da kazandık diyenler, MHP Genel Başkanlığı'nı kazandık diyenler için diyorum ben. Şimdi diyorlar "biz kazandık elimizden almışsın itiraf et" neyi kazandın ya? Bir şey kazanmadın. Tüzüğü değiştirmen gerekirken şov yaptın 13 maddeyi değiştirdin ben de dik durdum. Kimse cesaret edemezken mahkemeye verdim. Partimi mahkemeye verdim İyi Partilileri vermedim. Bir de hukuk da bilmiyorlar. Milliyetçi Hareket Partisi'ni mahkemeye verdim ben. Dedim ki siz benim katılmadığım kongreyle haksız bir eylem ortaya koydunuz. Milliyetçi Hareket Partisi'ni ele geçirdiniz. Milliyetçi Hareket Partisi'nin yönetimini değiştirdiniz. Ben bunu kabul etmiyorum ve yürütmeyi durdurma davası ve iptal davası açıyorum dedim ve kazandım."
"Liderime hakaret edildiği için yaptım"
"Örneğin Müsavat Dervişoğlu ile beraber ben hapiste yattım. Benim aile dostum. Çocuğu bana amca der benim çocuğum ona amca dayı der. Niye kavga ettim o zaman? Niye hakaret ettik birbirimize? Birçok insanın gönlünü kırdım. Mesela bir tane eski vekil İYİ Parti'yi destekleyen, bana küfür ettiydin noldu şimdi diye whatsapptan yazmış şimdi düşününce adama hak veriyorum. Halil İbrahim Oral diye bir milletvekiline mecliste küfür ettim hakkını helal eder etmez onun takdiri ama çok ağır küfürler ettim. Benim abi dediğim bir adamdı. Etmemek lazımdı ama ettik. Ben CHP'de Özgür Özel'e, Veli Ağbaba'ya, Muharrem İnce'ye 10'ar bin lira tazminata mahkum edildim. Benim onlarla bir kan davam arazi davam yoktu ki. Liderime hakaret edildiği için yaptım. Ben sayın Akşener'in ve sayın Akşener'in yanında olanların liderime yaptığı hakaretler karşısında sert cevaplar verdim. Çok ağır hakaretler ettiler. Apo denen kanlı katille aynı atın üzerine bindirip resim paylaştılar."
"MHP'de olsaydım sayın Akşener'in verdiği cevaba çok sert bir cevap verirdim"
"Daha dün Meral Akşener "evine dön" çağrısında bile sayın Devlet Bahçeli'ye bana göre hakaret ediyor. Diyor ki sayın cumhurbaşkanı şu küçük ortağına biraz şefkat göster merhamet göster bize saldırmayı bıraksın. Şimdi bir lidere söylenecek söz mü bu? Evine çağırdığın insan sana öyle bir hakaret ediyor ki ben bunlara tepki gösterdim. Bugün MHP'de olsaydım sayın Akşener'in bu çağrıya verdiği bu cevaba yine çok sert bir cevap verirdim.
Beni tanıyanlar bilir, ben İYİ Parti'deki arkadaşların partiye gelmesine, bize hakaret edenlerin gelmesine karşı çıkan birisiyim. Yani kişi hakaret etmemişse, MHP'den ayrılmamışsa onla bir problemimiz yok diyen birisiyim. Ama bize hakaret etmiş, lider Devlet Bahçeli'ye hakaret etmiş Milliyetçi Hareket Partisi'ne hakaret etmiş kimselerin ben partiye gelmesine, alınmasına karşıyım."
"Bu nasıl zihniyet?"
"Nitekim bugün bakıyorum MHP'de il başkanları ilçe başkanları görevden alınıyor. Alınan arkadaşlar 1 Kasım'dan sonra MHP ve lider Devlet Bahçeli için canını ortaya koymuş insanlar. Yerine getirilen insanlara bakıyorum sayın Akşener'e konvoy yapan onunla resim paylaşan, tarla kongresi dediğimiz kongreye gidip boy gösterenler, lider Devlet Bahçeli'ye en ağır hakareti yapanlar partiye il başkanı ilçe başkanı yapılıyor. Bunlara tepkimiz var, isyanımız buna. Ben sayın genel başkanımızın bunlardan haberi olsa aynı tepkiyi göstereceğine eminim. Şimdi isim isim veririm ama gerek yok çünkü artık Milliyetçi Hareket Partisi'nin bünyesinde olmadığım için dışarıdan gazel okumanın bir anlamı olmadığına inananlardanım. Ama ben diyorum ki biz Devlet Bahçeli için ve hala söylüyorum benim abi olarak sevdiğim değer verdiğim, 2009 yılında beni hapishaneye ziyarete geldiğinde bundan sonra hayatımın sonuna kadar abimsin siyaset yapayım yapmayayım sana saygım sevgim hep abi ölçüsünde olacaktır dediğim insana benim asla tavır koymam mümkün değil. Ama yanındakilerin yaptıkları beni kahrediyor üzüyor. Mesela Semih Yalçın. Semih Yalçın ne yapıyor, düne kadar biz yönetici gönderdiğimizde ilçelere bu Meral'in yanında fotoğraf çektirmiştir diye yönetici yapmıyordu, aynı Semih Yalçın bugün İyi Parti kongrelerinde bulunan İyi Parti'yi 24 Haziran'da seçimlerde destekleyen, 31 Mart'ta CHP'yi destekleyen, Meral Akşener'e konvoy düzenleyen insanları il ilçe başkanı yapıyor. Şimdi bu nasıl bir zihniyet?"
"Tepki gösterdim diye bir insan partiden atılır mı?"
"Semih Yalçın buradan ne yapmak istiyor? Mesela beni bayramdan önce bir günde attılar. Türkiye siyasi tarihinden bir günde atıldım. 41 yıllık sevgim, sevdam, idealim, inancım olan partiden atıldım. Beni bir günde attınız da Meral Akşener'i neden çağırdınız? Bilmiyorum nedeninin ne olduğunu. Sayın genel başkan tekrar birlik beraberlik olsun istemiş olabilir. Türk milliyetçileri bir araya toplansın istiyor. Ülkücüler bir parti altında toplansın istiyor olabilir. Şimdi ben bunu dedim diye bakıyorum Semih Yalçın'ın tetikçileri var 3-5 tane yazmaya başlamışlar "sen ihanet ettin, yanlış yaptın, seni yanlış tanımışız." Ben buradan ülkücülere de sesleniyorum 41 yıllık ülkücüyüm. MHP'ye ne söyledim de bana hakaret ediyorsunuz twitterda? Liderime ne söyledim de bana hakaret ediyorsunuz? Ülkücülüğe ve Türk milliyetçiliğine yanlış olarak ne yaptım da bana hakaret ediyorsunuz? Ben fındık üreticisinin hakkını savunmayacak mıyım? Ben o bölgenin çocuğuyum. Ben Türkiye'ye Recep Tayyip Erdoğan, Ordu'ya Cemal Enginyurt lazım diye oy istedim. Beni seçerseniz sayın cumhurbaşkanının yanında dik dururum diye oy istedim. Daha ileri gittim eğer bana oy verip sayın cumhurbaşkanına oy vermiyorsanız bana oy vermeyin dedim. Benim kocam 1 kilo domut etini 7 dakikada yedi diyenlerle bir olmam dedim. Sayın cumhurbaşkanının yanında dik duracağım dedim. Ama fındığınızın hakkını savunacağım, sayın cumhurbaşkanına ulaşacağım, ulaşamazsam gidip sarayın önünde çadır kuracağım diye söz verdim. Şimdi tarım bakanı gelip fındığımızla ilgili saçma sapan ipe sapa gelmez laflar söyleyince tepki gösterdim diye bir insan partiden atılır mı?"
"Bunun neresi disiplinsizlik?"
"Semih Yalçın beyefendi mesaj atıyor neymiş efendim disiplinsiz davranışlar sebebiyle neyim disiplinsiz? Abdullah Öcalan 21 Haziran'da mektup yazdığında Apo denen kanlı katil taraflı olsa ne yazar tarafsız olsa ne yazar kanlı katilden gelecek himmet Allah'tan gelsin dedim uyarı aldım. Bunun neyi disiplinsizlik? 10 Kasım'da birileri sayın cumhurbaşkanı Anıtkabir'e çıktığında Recep Tayyip Erdoğan'ın askerleriyiz diye bağırdığında yapmayın ayıptır orası mezarlıktır dua edilecek yerdir niye slogan atıyorsunuz dedim bunun için uyarı aldım. Bunun neresi disiplinsizlik? Bülent Arınç "MHP Ak Parti'nin sırtında kamburdur" dedi diye esas kambur sensin diye tepki gösterdim. Bunun neresi disiplinsizlik? FETÖ'cüler bir yerlere gelirken bunu niye getiriyorsunuz diye sordum, Zaman gazetesini okumak suç iken Zaman gazetesinin sahibini niye bir yerlere getiriyorsunuz diyince neyin disiplinsizliğini yapmış oldum? Bunun neresi yanlıştı?"
"Ben de dünya kadar insana hakaretler ettim"
"Ben sayın cumhurbaşkanının örneğin sayın Berat Albayrak'ın, Ticaret Bakanı'nın benim birçok uyarı olarak attığım tweetleri, beni okudular okumadılar bilmem ama düzelttiklerini görüp mutlu olup teşekkür eden birisiyim. Örneğin berber, kuaför, güzellik salonları açılsın dedim 54 günde açıldı. Sayın cumhurbaşkanına hem televizyonlardan teşekkür ettim. Hem tweet ile teşekkür ettim. Hem facebook'ta teşekkür ettim. Niye? Benden dolayı olup olmaması önemli değil. Sayın cumhurbaşkanı doğru bir şey yaptı teşekkür ettim. Sokağın sesini de duyurmak lazım değil mi? Bu ittifağın zorladığı belli ki beni attılar. Sayın genel başkana defalarca götürüp benim attığım tweetleri gösterdiler. Benim televizyon konuşmalarımı gösterdiler. Sayın genel başkan da uyardı diyorlar ya doğru uyardı yani. Allah var sayın genel başkan uyarmadı desek ayıp olur, yakışmaz. Şimdi partiden ihraç edildik diye partiye saldıracak, sayın genel başkana saldıracak kadar terbiyesiz değiliz. Bakın ben ihraç kararını mahkemeye vermedim. Belki bu kararı mahkemeye versem ihracı iptal ettirebilirim, durdurabilirim ama ülkücü, Türk milliyetçisi, Türkçü Cemal Enginyurt olarak partimi mahkemeye verip de geri dönmeyi kendime yakıştırmadım. Ülkücü terbiyeme yakıştırmadım. Ama kurultay zamanı partimizin liderine karşı bir komplo, suikast girişimi vardı. Öyle hakaretler yedim ki o dönem. Bana telefon açıp küfredenler mi istersiniz, sosyal medyadan yazanlar mı istersiniz, "sen hakkımızı yedin, partiyi sen elimizden aldın, biz MHP'yi ele geçirmiştik sen bunu engelledin diyip dünya kadar hakaretler işittim. Ben de dünya kadar insana hakaretler ettim.
Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi'ne karşı kumpas kurulmuştu. Tek bir madde değiştirilsin diye toplanan kişiler 765 kişi, diyorlar bak Cemal Enginyurt itiraf etti biz kazandık iptal etti, siz zaten salonda 765 kişisiniz delege 1200, 765 kişi de zaten 13 maddeyi geçirdiğiniz için kazandınız diyorum. "
(Yeniçağ'daki yazının "kurultay bir madde de değiştirir 13 madde de. Karar Erdoğan'ın baskısıyla siyasi olarak alındı" ifadesine karşılık)
"13. Ankara Sulh Ceza Mahkemesi diyor ki Ümran diye bir hanımefendi bir karar aldı 8 Nisan'da. Dedi ki kayyum atıyorum. Kayyumu da doğrudur tüzüğün seçim maddesiyle ilgili atıyorum. Tüzüğün bu maddesini değiştirmek üzere toplanabilirsiniz dedi. Tek bir madde için. Şimdi Orhan kardeşimiz neyi konuşuyor? Doğru tüzüğün eğer o maddesini değiştirselerdi ve bir hafta sonra kongreye gitselerdi dediği gibi 13 de değiştirir 26 da değiştirirdi ama burada yanlışı Koray Aydın söyledi salonda. Orhan kardeşimiz Koray Aydın'ı arasın o zaman teşkilat başkanını. Sinan Oğan'ı arasın. O gün televizyona çıkan Sinan Oğan, Koray Aydın ve Sait Gönen dediler ki 13 maddenin değiştirilmesi yanlıştır. Ben de bunu mahkemeye delil olarak sundum."
Devlet Bahçeli sizi ne diye uyardı?
"Genel Başkan özellikle benim beyanlarımın ismini vermeyeceğim bir kanalda sürekli haber olmasından rahatsız oluyordu. Doğru da diyordu aslında. Şöyle ben şimdi sizinle burada konuştum veya dün akşam bir youtube kanalında konuştum siz işinize geleni alıp haber yaptınız. Habercilik de odur zaten. Hepsini haber yapacak haliniz yok. Şimdi bir kanal benim söylediklerimin arkasını önünü vermiyor. Örneğin cumhurbaşkanına sanki ben karşıymışım gibi haber yapınca sayın Genel Başkan da bana diyor ki Cemal tamam söylediklerin toplamda doğru ama senin söylediklerinin hepsini vermiyorlar ki. Aradan cımbızla çekip alıyorlar ve buna dikkat et diye uyardı. Bu da cumhur ittifakına zarar veriyor. Doğru diyor çünkü sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli cumhur ittifakına samimi derecede bağlı sadakat gösteren özellikle sayın cumhurbaşkanımızın üzülmemesi noktasında büyük hassasiyeti var. Şimdi benim söylemlerim de gidip kendisine sürekli efendim şu zarar verdi bu zarar verdi Cemal şunu konuştu bunu konuştu diyince nihayetinde sayın genel başkan da bir insan diyor ki ben bu Cemal'i 4-5 defa uyarmama rağmen ki bak diyorum sayın genel başkan benim kızımı istemeye dünür olarak geldi. Benim böyle bir insana en ufak bir kötü niyet düşünmemi kimse beklemesin.
Karşı taraf durmuyor ki ben durayım. Bülent Arınç çıkıp MHP AK Parti'nin sırtında kambur derse, Urfa Harran'da belediye MHP'nin . AK Parti milletvekili çıkıp orada muhtarlarla toplantı yapıp "Ey arkadaşlar sizin derdinizi çözerse AK Parti çözer, CHP, HDP, MHP sizin derdinizi çözemez derse şimdi nasıl bir cumhur ittifakı bu? İdari amiri Urfa Milletvekili Harran'a gidiyor, Harran'da bir toplantı yapıyor oranın belediye başkanı Milliyetçi Hareket Partili onu toplantıya çağırmıyor, ben Cemal Enginyurt 19 ilçede yaptığım her toplantıda AK Parti'li belediye başkanını yanıma oturtup ilk önce onu konuştururken Urfa'da Harran Belediyesi MHP'nin bu arkadaş belediye başkanını çağırmıyor. Çağırmadığı gibi MHP'yi CHP ve HDP'nin yanına atıyor diyor ki CHP HDP MHP sizin derdinizi çözemez, çözerse AK Parti çözer diyor. Niye bu arkadaş uyarılmıyor? Niye buna bir şey denilmiyor?"
"AK Parti- MHP ittifakından rahatsız olanlar var"
"Ciddi anlamda rahatsızlıklar var. Milliyetçi Hareket Partisi'nin örneğin bir sendikası var. Türkiye Kamu-Sen diye. Sendika üyeleri Türkiye'de baskı altına alınıyor daire müdürleri tarafından. İstifa ettirilmeye çalışılıyor. İşçi bulma kurumundan 1200 işçi alınıyor 1 tane MHP'linin çocuğu işe alınmıyor, 1 tane MHP'liye sorulmuyor. Öbür taraftan Ak Partililer de Bülent Arınç gibi düşünenler var bizi sırtlarında kambur görüyorlar. Sanki biz onlardan çok iş istemişiz sanki genel müdür müsteşarlarımız var da öyle bir şey de yok. Öyle bir talebimiz de yok. Sayın genel başkanın çok güzel bir sözü var diyor ki ben kimseyle pazarlık yapmam diyor. Pazarlık pazarda olur diyor. Pazarda da her şey alınır satılır diyor. Her şeyin alındığı satıldığı yerde de ülkücü MHP olmaz diyor. Şimdi biz böylesine destek veriyoruz bu hükümete, böylesine yanında dik duruyoruz. Ama geriye dönüp baktığınızda aşağıda belediye başkanları MHP'li arkadaşlarımızı yok sayıyorlar. Protokolde arka sıralara oturtuyorlar. Bir ilde MHP Milletvekili AK Parti il başkanının arkasında oturuyor. Bunu her yerde yapıyorlar. Mesela Tarım Bakanı'nın özel kalemi son günlerde bir çırpınma içinde. Ben Ordu'da dedim ki bizi neden davet etmiyorsunuz, "Davet gönderdik herkese" diye whatsapptan atıyorlar. Ne daveti gönderdin özel kalem? Benim sekreterime whatsapptan Bekir Pakdemirli'nin basın programı diye bülten yollamışlar. Mesela Ali Erbaş bana "Sayın Cemal Enginyurt" diye davetiye göndererek davet etti. Benim ismimle gelen bir davet yok, MHP İl Başkanı'nın ismiyle gelen bir davet yok. Bizi de çağırın biz de anlatalım destek olalım diyoruz bizi davet etmiyorlar. Demek ki bir rahatsızlık var ki davet etmiyorlar. Kambur diyenler yüksek istişare kurulunda yer alıyor. Şimdi isim vermeyeceğim birçok AK Parti'li yetkili gittikleri illerde MHP'ye karşı çok ağır sözler söylediler.
Mesela AK Parti'nin Bingöl il başkanı biz onları ehlileştirdik dedi MHP için. Bu adam görevden alınmadı, cumhur ittifakına zarar veriyor diye kimse ona bir şey demedi ama Cemal Enginyurt fındıkçının hakkını savundu ki üstelik sayın cumhurbaşkanı bana sahip çıktı eğer iyi okursanız olayı Bekir Pakdemirli dedi ki fındık pahalı olursa Avrupalı fındık almaz. Sayın cumhurbaşkanı da çıktı fındığa en güzel fiyatı verdi. Allah razı olsun. Şimdi ben sayın cumhurbaşkanına teşekkür ediyorum vay efendi AK Parti'ye göz mü kırpıyor. Tekrar söylüyorum İYİ Parti falan diyorlar ya ayıptır. Bu kadar hakaret etmişim onlar bana dünya kadar hakaret etmişler beni partilerine davet ederlerse ayıp ederler ben de İYİ Parti'ye gidersem şerefsizlik ederim. İhraçtan sonra Bahçeli ile görüşmedim, görüşmek istemedim. Başka partiden davet almadım. Alırsam gitmem. Parti kurmayacağım."