Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayı enflasyonunu açıkladı. Enflasyon ekim ayında beklentileri aşarak yüzde 2,88 oranında artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 48,58 olarak hesaplandı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) ekim ayı verilerine göre de zeytinyağına son bir yılda yüzde 59 zam geldi.
Rekor zeytin hasadına rağmen yüzde 59 zamlanarak tüketiciyi zorlayan zeytinyağı fiyatları enflasyon oranın üstünde artış göstererek dikkat çekti.
ÜRETİCİ DE TÜKETİCİDE MAĞDUR
Türkiye 2024 yılı için zeytin üretiminde rekor bir hasat dönemine hazırlanırken, 10HABER'DEN Gazi Kutlu'nun haberine göre; üreticiler bu bereketli sezonun sevincini yaşayamıyor. Üretim artarken üreticiler düşük fiyatlarla mağdur ediliyor, tüketiciler de artan zeytinyağı fiyatlarıyla karşı karşıya kalıyor. Zeytin üretiminde yaşanan bu çelişkili durum, üreticinin emeğinin karşılığını alıp alamayacağı ve tüketicinin bu doğal ürüne ulaşımını sürdürebilir kılacak önlemler alınıp alınmadığı sorularını akıllara getiriyor.
Anadolu’nun dört bir yanına yayılmış, 41 ilde faaliyet gösteren 500 bin üreticiyi barındıran Türkiye, 2024 yılı için Cumhuriyet döneminin rekor vadeden bir zeytin rekoltesine hazırlanıyor. Ülke genelinde sayısı 202 milyona ulaşan zeytin ağaçları, bereketli bir hasat dönemine işaret ediyor. Zeytin tarih boyunca barış ve bolluğun sembolü olarak kabul edilen ve “ölmez ağaç” olarak nitelendirilen bir bitki olarak, binlerce yıldır sağlık ve bereket kaynağı oldu, olmaya da devam edecek.
GEÇEN YIL İHRACAT YASAĞI GETİRİLDİ
Ülkemizde 2002 yılında 102 milyon olan zeytin ağacı sayısı, 2023 yılında 202 milyona ulaşarak dikkat çekici bir artış gösterdi. Bu artış Türkiye’nin sofralık zeytin ve zeytinyağı ihracatına da yansıdı. 2023 yılında 192 milyon dolar olan sofralık zeytin ihracatı, 2024’ün ilk sekiz ayında 135 milyon dolara ulaştı.
Geçen yıl zeytin rekoltesinin bir önceki yıla göre %49 daha düşük olması ve dünya genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle zeytinyağına olan talep arttı. İlk olarak 19 Temmuz 2023 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanan Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kararı ile her türlü dökme ve varilli zeytinyağında kilo başına 20 cent karşılığı Türk Lirası vergi kondu. Bu karardan kısa bir süre sonra Ticaret Bakanlığı 1 Ağustos 2023 tarihinde dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına yasak getirdi.
"ZEYTİNYAĞI ÜRETİMİNDE PROBLEM YOK"
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği koordinatörlüğünde, 20 oda ve borsanın zeytinyağındaki ihracat yasağının kaldırılması talebi sonrası Ticaret Bakanlığı yasağı esneterek 1 Kasım 2024 tarihine kadar 50 bin ton kota ile dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına izin verdi. Tabii ilk alınan karar yürürlükte idi. O kararda zeytin rekoltesinin ilk tahminde 2,9 milyon ton daha sonra ikinci tahminde 3,6 milyon ton olacağının öngörülmesi üzerine 14 Eylül 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı kararı ile ek vergi kaldırıldı. Şu anda ne zeytinin ne de zeytinyağının ihracatının önünde bir engel var.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun son tahminlerine göre zeytin üretiminin 3,6 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu üretimin %32’si sofralık, %68’i yağlık zeytin olarak gerçekleşmesi ve 450-500 bin ton arasında zeytinyağı üretilmesi öngörülüyor. Açıklanan verilere göre zeytin ve zeytinyağı üretiminde problem yok. O zaman problem nerede?
"REKOLTE DÜŞÜK OLDUĞUNDA NEREDEYDİNİZ?"
Problem üretici ve tüketici tarafında. Geçen yıl hem dünyada hem de bizde zeytin yok iken ihracatçının feryat figan ettiğine bakmayın. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı geçen yıl doğru kararlar aldı. Son bir yılda maliyetler artmasına rağmen ne zeytin birliği ne de özel sektör zeytin alım fiyatlarında artışa gitmedi. Gerekçeleri de çok basit; bu yıl rekolte yüksek, maliyet düştü. Evet, rekolte yüksek olduğunda maliyetler düşer. Peki, rekolte düşük olduğunda neredeydiniz diye sorarlar adama!
Marmarabirlik’in üreticiden alım fiyatlarına göz attığımızda, 180 tanelik zeytin fiyatı 2023’te 125 TL iken, 2024’te de aynı seviyede kaldı. Yağlık ve sofralık zeytinde de benzer bir durum söz konusu. Alım fiyatlarında geçen yıla göre 1 kuruşluk artış yok.
Marmarabirlik ön alım fiyatlarını yükseltmediğine göre satış fiyatlarında zeytin ve zeytinyağı fiyatlarında herhalde yükseltmeye gitmeyecektir. Gitse de önemli bir artış olmayacağı kesin. Ancak sorun sadece Marmarabirlik ile bitse… Alım yapan şirketler ve ihracatçılar çok düşük fiyatlarla alım yapıyor. Onların da gerekçeleri yüksek rekolte.
O zaman buradan şirketlere ve ihracatçılara şunu söylüyorum: Yüksek rekolte yağ işleme maliyetlerini düşüreceği gibi geçen yıl 5 bin ton satan bir firma bu yıl 10 bin ton zeytinyağı satacak demektir. Satış rakamları da iki katına çıkacağına göre zeytinyağı fiyatına zam yapmamalılar, değil mi?
"2025 ZEYTİNDE 'YOK YILI' OLACAK"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) ekim ayında açıkladığı ürünler içinde zeytinyağı fiyatı son bir yılda %59 arttı. Üreticinin sattığı zeytin fiyatlarında bir kuruşluk artış olmadığına göre zeytinyağı fiyatlarında da olmamalı.
Şahsen ticari yasakların bu kadar kolay gevşetilmesine de, birden sıkılmasına da karşıyım. Günün sonunda bizim zeytin üretimimiz pik noktasına gelecek. İhracatçılar “O zaman biz dış pazarımızı kaybediyoruz, içeride zeytin ve zeytinyağı satışı yasaklansın” mı diyecek.
İhracatın bir yerde durması gerekiyor. Ayçiçeği ithalatına milyonlarca dolar para ödeyeceğimize soframıza zeytinyağını koyalım. Biz vatandaşların kendi ülkemizde üretilen nimetten faydalanmaya hakkı yok mu?
Buradan Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’na çağrıda bulunuyorum: Fiyatlarında aşırı oynama olduğu an tekrar devreye girmesiniz.
Bakanlığın çok çok dikkat etmesi gereken ilk husus, 2025 zeytinde “yok yılı” olacak. O yüzden eldeki zeytinyağının çok hızlı uçup gidip gitmediğini kontrol etmelisiniz. Yazın turist sezonu açıldığında birileri “Yağımız kalmadı” deyip fiyatları yukarı çekerse bunun tek sorumlusu bakanlık olur.
Şimdiden uyarmış olalım. Hiç kimsenin üreticinin de tüketicinin de sırtına daha fazla yük bindirmeye hakkı yok.