Hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu, Türkiye’de artan laiklik karşıtı hareketlere dikkat çekerek “Diyanet İşleri Başkanlığı adım adım şeriatın altyapısını hazırlamaya devam ediyor. Laiklik, Cumhuriyetin kuşkusuz tartışma konusu edilebilecek değil değiştirilemez, vazgeçilemez niteliğidir. Artık söylem yerine eylem denilmeli ve uygulanmalıdır” dedi.
Cumhuriyet'ten Ozan Çepni'nin haberine göre; Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek de “Türkiye’nin hukuk devleti olup olmadığı konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır. Hukukçular ve hukuk kurumları da bu süreci kaygı ile izlemekte” diye konuştu.
Hukukçular, faizsiz finans kuruluşları denetçileri için İslami hukukun (fıkıh) referans alınarak Resmi Gazete’de yayımlanması ve son dönemde artan laiklik karşıtı hareket ile söylemleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.
TBB Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek, “Hukuk devletinde refaranslar hukuk kaynaklı olmalıdır. Hukuku dayanak almalıdır. Hukuk dışında, demokrasi dışında referanslar aramak doğru değildir. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının kendilerini hukuk güvenliği altında hisssetmeleri için hukuk devletinin bütün kurumsallıkları ile yaşaması gerekir” dedi. Özbek, laiklik dışı uygulamalara ilişkin de “Bu tür çabalar Türkiye’nin hukuk devleti olup olmadığı konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır. Daha doğrusu Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan vazgeçeceği yolundaki endişeleri artırmaktadır. Bu nedenle hukukçular ve hukuk kurumları da bu süreci kaygı ile izlemektedir. Bütün bunlara rağmen yurttaşlarımız Cumhuriyetin kazanımlarından ve Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolundan, demokrasiden ve hukuk devletinden asla ödün vermeyecekler ve vazgeçmeyeceklerdir” ifadelerini kullandı. Özbek, yurttaşların ve meslek örgütlerinin demokrasi dışında bir tercihe izin vermeyeceklerini ifade etmeleri gerektiğini anlattı.
Hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu ise “AKP iktidarı tarafından yapılan düzenlemelerde artık doğrudan dini kurallara dayanılmaktan geri durulmuyor. Helal gıda standardı bile yaratılarak bunun gibi düzenlemelerle başlayan düzenlemelere her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Şimdi de etik kurallarda dinsel hükümlerin referans alınacağı belirtiliyor. Varlık nedeninden uzaklaşan ve kendisini anayasa ile bile bağlı hissetmeyen Diyanet İşleri Başkanlığı da adım adım şeriatın altyapısını hazırlamaya devam ediyor. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olması bir yana her geçen gün din işleri devlet işi haline geliyor” dedi. Muhalefet ve demokratik kitle örgütlerinin, iktidar partisinin laikliğe aykırı eylemlerine karşı hukuk ve demokrasiyi sonuna kadar kullanması gerektiğine dikkat çeken Eminağaoğlu, “Gerçekleri her zaman halka aktaran Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırı da laikliğe saldırı demektir” ifadelerini kullandı.