Emekli Orgeneral Galip Mendi: Sedat Peker’in arkasında bir güç var

Emekli Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, savcılığa verdiği dilekçede adını geçiren Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker’in sözlerine yanıt verdi.

Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Atilla Peker’in odasına Korkut Eken’le geldiğinin doğru olduğunu ancak dilekçesinde yalan söylediğini belirtti. Mendi, Korkut Eken’in o dönem Kıbrıs’a bölgede faaliyet gösteren PKK’lı 3-4 kişilik bir grubu yakalamak için geldiğini, aralarında Kutlu Adalı ile ilgili hiçbir konuşmanın geçmediğini söyledi.

Atilla Peker’in ifadesinde cinayete kurban giden Kutlu Adalı’nın Lefke’de turladıklarını söylediğini hatırlatan Mendi, “Kutlu Adalı Lefkoşa’da oturuyordu” dedi. Veryansın Tv’ye konuşan Mendi, “Sedat Peker arkasında bir güç var” ifadesini kullandı.

Kutlu Adalı öldürüldüğünde Albaydım. Özel Kuvvetlere tayin olmuştum, bu tayinden birkaç ay önce yaşandı. Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı yaptım. Bu teşkilat Türk subaylarının desteğiyle Rauf Denktaş ve Fazıl Küçük önderliğinde Rumların katliamlarına karşı mücadele etmek için kurulan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamı gibidir. O dönemlerde gizli olarak görev yapıyordu. EOKA ile silahlı mücadeleye girişti.
 

1974 sonrası burada Güvenlik Kuvvetler Komutanlığı kuruldu. Bir de TMT’nin devamı sayılabilecek Sivil Savunma Teşkilatı kuruldu. Ben de burada görev yapıyordum. Sivil Savunma’ya bu nedenle hep hedef yaparlar. Türkiye’ye karşı olan gruplar, TMT’ye baskı yapan, adam öldüren teşkilat olarak görüyor, tam tersi vatana hizmet eden milletini koruyan bir teşkilat. TMT’yi nasıl görüyorlarsa, Sivil Savunma’yı da aynı görüyorlar. Ada’da olan her şeyden KKTC düşmanı olan herkes Sivil Savunma’ya saldırırdı.

1994’te atandıktan sonra, 1996 yılında Barış Kuvvetleri Komutanı Hasan Kundakçı’ydı. Daha önce güneydoğuda terörle mücadeleye kendisini adamış bir kişi olduğu için Kıbrıs’ta da PKK’nın faaliyetlere göz yummak istemiyordu. 
 

PKK yandaşları, Rum kesimine kaçmak için KKTC’yi kullanıyordu, PKK’ya müzahir kişiler vardı o zamanlar adada. Bunlar gelen PKK’lılara yardım yataklık yapıyorlar, onları rehabilite ediyorlar ve güneye kaçırılıyorlar, orada rehabilite ediyorlar.

‘Barnabas operasyonu için araç verdik’

Kutlu Adalı öldürülmeden iki ay önce bir ihbar geldi. St. Barnabas kilisesinde bir operasyon yapılacaktı. Askerler yürütüyordu bu operasyonu ve benden sivil araç istediler. Verdik. 
Ne buldular ne ettiler bilmiyorum. Neticede silahların olduğu söyleniyordu. Bu operasyon bittikten sonra sivil savunmanın araç plakası Kıbrıs basınına yansıdı. Kutlu Adalı da bunu dile getirdi. Bu araç ne arıyor diye. İllegal olsaydı plakasını değiştirirdim. Legal bir operasyon illegal hale getirilirdi. Bu haberler sonrasında biz kendisini nezaketen aradık. Konuyla ilgili gerekli bilgileri verdik. Herhangi bir yanlışlık olmasın diye.

‘Asla tehdit etmedik’

Bu olay sivil savunmanın üzerine atıldı. Bunun üzerine bizim Kutlu Adalı’yı tehdit ettiğimize ilişkin yazılar yazıldı. Çocuğumun üzerine ne ben ne mahiyetim hiçbir şekilde kendisini tehdit etmedik. Benim adım sürekli bu konuda ortaya atıldı. Sonra da cinayet yaşandı.”

‘Rahmetli Kutlu Adalı’nın eşi kızıyla geldi’

Bu konuya geleceğim. Ama önce bazı şeyleri anlatmam lazım. Ben Kıbrıs’ta Güvenlik Kuvvetler Komutanlığı da yaptım. Rahmetli Kutlu Adalı’nın eşi kızıyla geldi, talepleri vardı, ilgili mercilere ilettim. Makamımda çay kahve içtiler. 

Bu cinayeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne iletmişler. O dönemde korgeneraldim. Genelkurmay’dan emir geldi, bu konuda tanıklık yapmam ve ifade vermem konusunda. 2002 ila 2003 yılları arasındaydı. Ara bölgede bir mahkeme kuruldu. Özel giriş izni aldım. 17 hakim vardı. Türkiye’yi temsilen de Dışişleri Bakanlığı'ndan bir hukukçu ile Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir askeri müşavir de gözlemci olarak katıldı. Adalı’nın eşi ve avukatı da oradaydı. 
17 hakimin hepsi teker teker soru sordu. Beni tanık olarak çağırdılar. Bir kısmı cinayetle ilgili, bir kısmı alakasız sorular. Her soruya net cevaplar verdim. Hatta bazı sorulara soruyla karşılık verdim. Hepsi soruları sorduktan sonra sustu. Çıktıktan sonra, Askeri Hakim Albay, ‘Bu tür davalara çok katıldım, bizim personel bazen abuk subuk şeyler söylüyordu. İlk defa doyurucu ifade gördüm’ demişti. Sözcü’den İsmail Saymaz bu konuyla ilgili bir yazı yazmış. Bir paragrafta benim ifademin alınmadığını söylemiş. Bu doğru değil
.”

'Atilla Peker’in ifadesinde nereler doğru nereler yanlış?'

Atilla Peker’in ifadesine gelirsek…  Atilla Peker, ifadesinde Kıbrıs’a geldiğini söylüyor. Korkut Eken’i tanıyorum, benim büyüğüm. Özel Kuvvetlerde birlikte çalıştık, kendisi kahraman bir subayımız. Kıbrıs’a geldiği zaman Siirt’te birlikte mücadele vermişler Kundakçı’yla… Onunla bu PKK’lılara ilişkin görüşüyorlardı. Bana da geldiler. Ben Korkut Eken ile gelen kişiydi hiç tanımıyordum. Sonradan Atilla Peker olduğunu söylediler. 

Korkut Eken’in gelmesinin nedeni, algıladığım, Kundakçı’nın PKK’ya yönelik faaliyetleriydi.
Emniyette görevliydi hem de MİT’te… 

Neticede, bölgede faaliyet gösteren 3-4 kişilik bir ekibin tutuklanmasına yönelik bir faaliyet yürüteceklerini anlattı. Barış Kuvvetleri komutanın haberi olduğu için bu konuda kendilerine araba tahsis ettik. Şimdi Atilla Peker, ‘Kutlu Adalı’nın evinin etrafında 3-4 defa dolaştık’ diyor. 
Tamamen yalan… Kutlu Adalı’nın ismini dahi duymadım o görüşmede. Onun evi Lefkoşa’da… Bunların gittiği yer ise Lefke. 
Bu kurum yani Sivil Savunma Teşkilatı KKTC’de bir işgal olması durumunda düşmanı yıpratmaya yönelik destek sağlıyor ve bu da gizli görev. 
Konunun benimle hiç ilgisi yok. Atilla Peker bir de silahtan bahşediyor. Elinde çantayla gelmişlerdi. Ne verdiler kendisine bilmiyorum, ben böyle bir alışveriş görmedim.
Kutlu Adalı’yı kimin öldürdüğünü bilmiyorum, bilsem söylerim.”

'Türkiye Cumhuriyetine kılıç çekmiş'

Sedat Peker’le hiç görüşmediğini söyleyen Galip Mendi, Peker’in açıklamalarına ilişkin görüşünü de şöyle belirtti. 

Peker bu kadar rahat hareket ettiğine göre, bir anlamda Türkiye Cumhuriyetine kılıç çekmiş demektir. Zülfikarı göstermesi, kitapları göstermesi ve iddiaları hem de Türkiye Cumhuriyeti bakanlarını ve eski bakanlarını, Korkut Eken gibi milli kahramanlarını hedef alması, arkasında bir güç olduğunu gösteriyor. Arkasında bir güç olmadıktan sonra bu kadar rahat hareket edemez. Türkiye Cumhuriyeti çok rahat yok eder onu. Ama bunun arkasında bir güç var. Mesela kendisi şu an Dubai’de. Birleşik Arap Emirlikleri Türkiye’ye bayrak açtı, Yunanistan’ın tatbikatlarına kendi uçaklarıyla katılıyorlar.

‘Korkut Eken'i aradım’

Kendisin herhangi bir devlet yetkilisinin henüz aramadığını söyleyen Galip Mendi, “Korkut Eken’le görüştünüz mü, onu aradınız mı?” Sorumuzu da şöyle yanıtladı:

“Sedat Peker’in hedefi ben değilim. Korkut Eken… Peker’in kardeşiyle Korkut Eken Kıbrıs’a geldiğinde tanışmamız oldu. Korkut Eken’i aradım, kapalıydı. İki telefonu da kapalıydı. Ulaşsaydım, neden bu kişiyi getirdiğini soracaktım. Ama Peker’in esas hedefi Korkut Eken…”

 

Türkiye Haberleri