Deprem ülkesi olan Türkiye Şubat 2023 depremleriyle büyük bir yara aldı. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybederken deprem gerçeği acı bir şekilde bir kez kendisini hatırlattı.
6 Şubat depremlerinin ardından gözler 16 milyonu aşkın vatandaşın yaşadığı megakent İstanbul'a çevrildi. Her geçen gün artan nüfusu ve adeta 'beton şehre' dönen İstanbul'da uzmanlar 7 büyüklüğüne varan deprem beklediğini her fırsatta hatırlatıyor. Beklenen depremin büyüklüğünün 7'yi aşabileceği ve milyonlarca vatandaşın hayatını kaybedeceğini belirten uzmanlar acil önlem alınması için çağrı yapıyor.
ÇOK TARTIŞILACAK AÇIKLAMA: YIKICI DEPREM OLMAYACAK!
Ancak Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi kurucusu, Jeoloji Mühendisi Dr. Mehmet Salih Bayraktutan'dan çok tartışılacak açıklamalar geldi. Bayraktutan, iddia edildiği gibi bir depremin İstanbul'da olmayacağını ileri sürerek "İstanbul'da iddia edilen yıkıcı deprem olmayacak. İstanbul'un en büyük şansı, zeminin geoteknik dayanımı yüksek kayalardan oluşmasıdır. Zemin ve eviniz sağlamsa; rahat uyuyabilirsiniz" dedi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF)'nın Tatvan'dan Çanakkale'ye uzanan kuşağında yer alan şehirler arasında İstanbul'un deprem riskinin daha düşük olduğu belirtildi. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Ömer Bayraktutan, İstanbul'un "yüksek geoteknik dayanımda kaya zeminin varlığı" gibi önemli avantajlara sahip olduğunu vurguladı.
Bayraktutan, İstanbul'un fay hattından ve alüvyon zeminlerden uzak olması, kaya zeminin deprem şiddetini azaltması gibi etkenlerin deprem riskini düşürdüğünü savunuyor.
Ancak Bayraktutan, İstanbul'un dışında KAF hattı üzerinde ve alüvyon zeminlerde gelişen birçok yerleşim yerinin olduğunu ve bu şehirlerin kısa sürede sağlam zeminlere dönüştürülmesi gerektiğini de ekliyor.
İstanbul'da beklenen büyük deprem ile ilgili bazı kişilerin "zamanı geldi, yaklaştı" gibi ifadelerle medya ve halk nezdinde panik yaratmaya çalıştığını da dile getiriyor. Bayraktutan, bu tür söylemlerin siyasi maksatlı algı operasyonları olduğunu ve jeolojik gerçeklerden uzak olduğunu savunuyor.
Türkiye-Yunanistan doğal gaz boru hattı üzerinde yapılan jeolojik çalışmalarda KAF'ın İstanbul Boğazı'nda etkinliğini kaybettiği ve heyelanların egemen olduğu tespit edildi. Bu jeolojik yapı da İstanbul'un deprem riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.
Büyük yıkıma yol açacak depremin Marmara Denizi'nin güney kıyısı boyunca uzanan KAF'ın güney branşı üzerinde yaşanacağı tahmin ediliyor. Bu branş Gölcük, Yalova, Çınarcık, Gemlik, Bandırma, Mudanya ve Erdek yakınlarından geçiyor.
Bayraktutan, yıkıcı depremin Marmara Denizi'nin güney kıyısı boyunca uzanan; Gölcük, Yalova, Çınarcık, Gemlik, Bandırma, Mudanya ve Erdek yakınlarından geçen KAF'ın güney branşı üzerinde yaşanacağını söyledi. Bayraktutan, güney hattın Biga Fayı ve Kestanbolu Fayı üzerinden devam ettiğini belirterek, "Kestanbolu Fayı üzerinde jeotermal kaynaklar, volkan çıkışları ve genç kırık yüzeyleri ile deprem riskini artırmaktır. Neden yapılıyor maalesef bilmiyorum; ama İstanbul'a yaklaşık 80-100 kilometre uzaklıkta yaşanan bir depremi bile beklenen İstanbul depremi diye lanse ediliyor" diye konuştu.