Ekvador-Mersin uyuşturucu hattına siyasi zırh: Liman işletmesi de işin içinde

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Ekvador’dan Mersin Limanı’na gelen muz konteynırlarından art arda yakalanan kokainlerin ardındaki sır perdesini, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen ile birlikte yaptığı saha çalışmasıyla deşifre etti.

CHP Dış Ticaret ve Gümrük Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir Milletvekili Mahir Polat, Türkiye ayağı Mersin Limanı olan zehir trafiğinin aktörleri ve işleyişini Cumhuriyet'ten Erdem Sevgi'ye anlattı. 

Son yıllarda Mersin’in Güney Amerika ile Ortadoğu arasındaki uyuşturucu trafiğinde sıkça kullanılan bir kavşak haline geldiğini belirten Polat, “Uluslararası şebekenin Ekvador ayağında muz ihracatçısı ‘Frutadeli’ şirketinin başındaki S. M. bulunuyor. Geçmişte çok büyük bir muz ihracatçısıyken ticareten battıktan sonra Güney Amerika’da üretilen kokaini, muz konteynırları içerisinde Türkiye dahil olmak üzere farklı ülkelere göndermeye başlıyor. Son dönemde Mersin Limanı’nda içerisinde kokain yakalanan muz konteynırlarının da göndericisinin S. M’nin şirketi Frutadeli olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

'GPS ile karartma oyunu' 

Polat, Mersin’deki ele geçirilen kokainlerin ardından kamuoyunun dikkatinin, konteynırda bulunan GPS cihazlarına çekilmeye çalışıldığını anımsatarak “Bu GPS cihazları muz konteynırlarında bulunur. Ortam ısısını kaydeder ve bu bilgiye uzaktan erişime olanak tanır. GPS’nin üzerinde durulması, asıl olayı karartma amacı taşıyor. Esas mesele, Mersin’de konteynerlerin içinden çıkan kopya güvenlik mühürleri. Uluslararası sevkıyatlarda konteynırların kapısına seri numaralı bir güvenlik mührü vurulur. Bu numara konteynırın ‘konşimento’ adı verilen evrağında da yer alır. Kontrol sırasında evraktaki ve mühürdeki numara tutuyorsa, mühre bir zarar verilmemişse konteynırın güvenli olduğu düşünülür” dedi.

'Liman işletmesi de işin içinde'

Mersin’deki operasyonlarda konteynır içerisinden kokain ile birlikte çıkan “kopya güvenlik mühürleri”nin kamuoyunun gözünden kaçırılmak istendiğini kaydeden Polat, “Kopya mühürler bize şunu anlatıyor. Muz yüklü konteynırlar limanda kameraların görmediği kör noktalarına çekilip içerisindeki kokain alındıktan sonra hiç açılmamış gibi yeniden mühürleniyor ve X-Ray cihazına sevk ediliyor. Ayrıca Mersin Limanı’ndaki kamera komuta sisteminin devletin istihbarat biriminin değil özel bir firmanın kontrolü altında olduğunu biliyoruz. Burada çok komplike bir uyuşturucu kaçakçılığı ile karşı karşıyayız. Sadece gümrük değil liman işletmesinin de işin içinde olduğunu söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

'İki yıl önce uyardık'

Sahada yaptığı görüşmelerde; “Türkiye’ye en çok muz girişinin olduğu Mersin Serbest Bölgesi’nde X-Ray cihazı bulunmadığı”, “muz yüklü konteynırların da Mersin Limanı’ndaki 4 X-Ray cihazından geçirilmediği” ve “dedektör köpeklerin muz konteynırlarına götürülmediği” bilgilerini edindiklerini kaydeden Polat şunları söyledi:

“Saha çalışmasında profesyonelce paketlenen kokainin, muz ile yakın yoğunluğa sahip olduğu için X-Ray cihazlarında görünmediğine yönelik bilgiler aldık. Ticaret Bakanı değişikliği, Mersin Limanı ile ilgili iddialar ve kokain operasyonlarının ardından son dönemde ciddi bir dedektör köpek görevlendirmesi yapıldı. Yaklaşık iki yıl önce Ticaret Bakanlığı’na, “Gümrükleri zapturapt altına alın. Sizinle Mersin gümrüklerini konuşmak zorunda kalmayalım’ uyarısında bulunmuştum. Geldiğimiz noktada bu kadar uyuşturucu sevkıyatı olan bir yerde bakanlığın en tepeden başlayacak şekilde bir soruşturma başlatması gerekiyordu ama bir adım atılmadı.”

'AKP'liler korunuyor mu?'

Polat, Ekvador-Mersin hattındaki uyuşturucu trafiğinde dikkat çeken ilişki ağlarına ulaştıklarını belirterek “Geçen 22 Haziran’da içerisinde yaklaşık 460 kilogram kokain ele geçirilen konteynırın göndericisi Ekvador’daki Frutadeli, alıcısı ise Mersin’de faaliyet gösteren “Alyans Meyve” adlı bir firma. Alyans Meyve’nin kurucusu M.A.K’nin aktif AK Parti üyesi olması, 2019’da şirketi M.A.K’den devralan A.K’nin de 2016’da üye olduğu AK Parti’den 2020’de istifa ettiğini görüyoruz. Burada bir siyasi partinin üyelerini uyuşturucu sevkıyatıyla bağlantılandırma gibi bir niyetimiz yok. Fakat bu işin içerisinde olan kişilerin, parti üyelikleri üzerinden korunup korunmadıklarını merak ediyoruz” diye konuştu.

'Adalet Bakanı neden devreye girdi?' 

Frutadeli tarafından Ekvador’dan Mersin Limanı’na gönderilen ve kokain ele geçirilen bir başka konteynırın alıcısı olan Öz Şimşekler Gıda’ya ilişkin operasyonda şaibeler bulunduğuna dikkat çeken Polat, “Edindiğimiz bilgilere göre, bu sevkiyatın ihbarı hem Emniyet hem de Gümrük birimlerine ulaşıyor. Emniyet, Savcılık’tan teknik ve fiziki takip için izin istiyor. Tam da bu noktada, Ticaret Bakanı’nın talebi ve Adalet Bakanı’nın devreye girmesi ile dosya Emniyet’ten alınarak Gümrük birimlerine devrediliyor. Burada bahse konu firmanın bir ‘maşa’ olduğunu, siyaset kurumunun devreye girmesinin de işin arkasındaki büyük ‘baron’a ulaşılmasının önünü kesme amacı taşıdığını düşünüyoruz. Eğer böyle değilse, devreye giren Ticaret ve Adalet bakanları dosyaya ilişkin ayrıntıları kamuoyu ile paylaşmalı” dedi.

'Zehir trafiği durdurulabilir' 

CHP’li Polat, Mersin Limanı ve Mersin Serbest Bölgesi üzerinden muz ticareti yapan çok sayıda firma bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Mersin’in adının uluslararası alanda uyuşturucu trafiği ile birlikte anılması, bu bölgede muz ithal eden tüm tüccarları zan altında bıraktı. Bu kirli organizasyonun Ekvador’daki ayağı belli. Frutadeli firmasının Mersin Limanı üzerinden hangi firmalara muz yüklü konteynır gönderdiği kayıtlarda mevcut. Bize göre Mersin’i kavşak noktası olarak kullanan bu zehir trafiği durdurulabilir, arkasındaki büyük barona ulaşılabilir. Ticaret ve İçişleri bakanlıkları harekete geçmek için neyi bekliyor?”

Türkiye Haberleri