Eğrigöz Dağı’nın eteklerindeki Örencik köyünde yaşayan Seyfi Akçakaya, ağaçların üzerindeki işaretleri göstererek, "Dava süreci devam ederken Zenit Madencilik, proje alanı içerisindeki yaklaşık 9 bin ağacımıza işaretleme ve damga yapmıştır. Mahkeme süreçleri devam ederken yürütmenin (durdurulmasının) çıkmaması şirketin elini güçlendirmekte ve onu teşvik etmektedir. Ama biz mücadelemize devam edeceğiz, ağaçlarımız kestirmeyeceğiz" dedi.
Türk, İngiliz, Kanadalı, Katarlı ve Yunan ortaklı Zenit Madencilik’in, Türkiye’de iki önemli altın madeni projesi var. Bu projelerden biri Balıkesir’in Sındırgı ilçesine bağlı Kızıltepe’de, diğeri ise Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Örencik köyünde. Örencik köyünün dibine kurulmak istenen maden ocağının hedefinde, Simav ve Emet ilçelerinin sınırları içinde kalan 2 bin 181 metre yüksekliğindeki Eğrigöz Dağı var.
Zenit Madencilik, Örencik köyünde açacağı madenden her yıl 850 kilogram altın çıkarmayı planlanıyor. Madenin ruhsat alanı 21 bin 850 dönüm. İlk etapta 6 bin 680 dönümlük alanda çalışmalara başlanacağı, bu bölgede binlerce ağacın kesileceği, dinamit patlatılacağı ve siyanür kullanılacağı belirtiliyor.
Maden faaliyete geçerse ilk etapta 7 köy etkilenecek
Altını ayrıştırmak için siyanür kullanılacak altın madeni faaliyete geçerse ilk etapta Örencik, Ihlamur, Gılmanlar, Evciler, Avcılar, Kavaklı, Çobanlar köyleri etkilenecek.
İçinde karaçam, meşe, çınar, ardıç, kızılcık, çitlembik, kavak, murt, ıhlamur, kızılçam, çınar gibi ağaçların bulunduğu ormanlarla kaplı Eğrigöz Dağı, yöre halkının önemli geçim kaynağı. Eğrigöz Dağı, ayrıca bölgeden geçen Simav ve Emet çaylarını besliyor. Bu iki çay, Susurluk Ovası’nı ve Mustafa Kemal Paşa’nın bereketli ovalarını sulayarak Karacabey’den Marmara’ya dökülüyor. Yani Eğrigöz Dağı’nda açılacak bir siyanürlü madenin, sadece Simav’ı ve köylerini değil, Bursa’ya kadar yüzlerce köyle birlikte Susurluk ve Mustafa Kemalpaşa ovalarındaki tarım arazilerine de zarar vereceği öne sürülüyor.
Maden sahası içerisinde tescilli mağara da bulunuyor
Ayrıca Örencik köyü yakınındaki tescilli İnçal Doğa Mağarası da maden sahası içinde yer alıyor. 10 milyon yıllık olduğu belirtilen, damla taşlarıyla dikkat çeken mağaralarda, milyonlarca yılda oluşan sarkıt ve dikitler bulunuyor.
Köylüler ve çevreciler, siyanürlü altın madenin bölgeye yıkım getireceğini ve köylerini terk etmek zorunda kalacaklarını belirterek madeni istemiyor.
Acele kamulaştırma
Avcılar ve Örencik köylüleri topraklarını satmayınca 28 Ekim 2021’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Örencik ve Avcılar köylerine ait topraklar için ‘acele kamulaştırma kararı’ çıkarıldı.
9 bin ağacın kesilmek üzere işaretlendiği öne sürüldü
ÇED raporunda toplamda 2 bin 560 ağaç keseceğini söyleyen şirketin, ÇED iptal ve kamulaştırma iptal davaları devam ederken siyanürlü maden tesisleri için en az 9 bin ağacı kesmek üzere işaretlediği iddia edildi.
'Biz mücadelemize devam edeceğiz'
Seyfi Akçakaya, köylerinde maden istemediklerini belirtti. İşaretlenen ağaçları gösteren Akçakaya, şunları söyledi:
“Dava süreci devam ederken Zenit Madencilik, proje alanı içerisindeki yaklaşık 9 bin ağacımıza işaretleme ve damga yapmıştır. Orman ekipleriyle birlikte 10 Mayıs’ta yaklaşık olarak 9 bin ağacı işaretlemiştir. Şirket, ÇED raporunda da 2 bin 560 ağacı keseceğini bildirmiştir. Mahkeme süreçleri devam ederken yürütmenin (durdurulmamasının) çıkmaması şirketin elini güçlendirmekte ve onu teşvik etmektedir. Ama biz mücadelemize devam edeceğiz, ağaçlarımız kestirmeyeceğiz.”
'Bu ağaçları kestirmek istemiyoruz'
Örencik köyünden Hasan Baysu ise şirketin bir haftadan beri kesilecek ağaçları damgaladığını belirterek, “10 bin metre ağaç olduğunu söylüyorlar. Bu 10 bin metre ağaç, 10 bin tane ağaç olabilir. Biz, malcılıkla (hayvancılık) geçiniyoruz, bu ağaçları kestirmek istemiyoruz” dedi.
'30 köyün içme suyunun çıktığı yer'
Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura, maden şirketinin bu köye 2020 yılında girmeye çalıştığını ve o günden beri süreci takip ettiklerini belirterek, şunları anlattı:
“Altın madenin açılmak istendiği bölge, yaklaşık 30 köyün içme ve sulama suyunun çıktığı yer. Susurluk su havzasını besleyen yeraltı sularının olduğu bölge. Bölge halkının ana geçim kaynağı hayvancılık ve ormancılık. Maden sahası orman. Burada maden açıldığı durumda hem meralar hem orman, olduğu gibi elden gidecek ve orada binlerce insanın hayatını etkileyecek. Maden sahasının içerisinde 5 köy var. İlk elden topraklarını satanalar, tarımla uğraşamayan yaşlılar. Maden şirketi, köylülere, ‘Siz nasıl olsa tarımla uğraşmıyorsunuz, topraklarınız satmanız bir şey değiştirmeyecek, köyünüzde oturmaya devam edin’ demiş.
Orada 3-5 kişi toprağını sattı diye biz suyumuzdan vazgeçmek zorunda mıyız? Muhtar da (Örencik Köyü Muhtarı) toprağını satanlardan birisi ama muhtarın ne yaptığı çok da bizi ilgilendirmiyor. 30’a yakın köy, Cumhurbaşkanlığı kamulaştırma kararı için dava açtı. ÇED dosyasının iptali içinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na dava açıldı.
Ağaç işaretlenmesi doğrudur. Çünkü şirket, geçen yıl köylülere, buradaki ağaçların kesimi için ihale yapılacağını, ‘İhaleye siz girin. Dışarıdan birileri gelmesin’ demiştir. Köylüler ihaleye girmediler ve ağaç kesimini de yaptırmadılar. Ama bu yıl ağaçlar işaretlemiş. Şirket, Bakanlığa verdiği ÇED dosyasında da bu bölgenin ormandan tamamen temizleneceğini ve bunun için Orman Genel Müdürlüğü’nde (OGM) gerekli izinlerin alınacağını söylemişti. OGM de buna istinaden burada işaretleme yapıyor. ÇED iptali davası devam ederken OGM’nin gelip burada işaretleme yapması hukuksuz bir uygulamadır. Köylüyü yıldırma politikasıdır. Çünkü şirket, pandemi döneminde köyleri tek tek dolaşarak ‘İstediğiniz kadar direnin, bizim arkamızda devlet var’ dedi.”
Köy Muhtarı: Ben de arazilerimi sattım
Örencik Köyü Muhtarı Mustafa Baysarı ise, “5-10 kişi haricinde köylü şirketin yanında. Kamulaşma yapıldı. Araziler dönüm başına 13 bin 95 liradan satışa çıkarıldı. Ben de arazilerimi sattım, köyde yaşıyorum. Ağaç kesimi yok. Maden sahasının içerisindeki ağaçların kesimi yapılacak belki ama haberim yok” dedi.